Bu köşeyi takip edenler kamu yönetiminde yaşanan yönetsel sorunlardan sıklıkla bahsettiğimizi hatırlayacaklardır. Ülkelerin ve kurumların geleceğinin ve başarısının nitelikli insan kaynağından geçtiğini herhalde hatırlatmaya gerek yoktur. Bu yazımızda kamu yönetiminin tepesinde olan yöneticilerde aranması gereken olmazsa olmaz niteliklerden bahsederek bu nitelikleri taşıyan ama bir şekilde kenarda köşede kalmış yönetici adaylarının nasıl belirlenmesi gerektiğini açıklamaya çalışacağız.
Ülkelerin başarılı firmalarının üst yönetimi hakkında küçük bir araştırma yaptığınızda ciddi birikim sahibi insanlar olduğunu ve hatır gönül dışında iş başına getirildiğini görürüz. Çünkü özel sektörde hatır gönül unsuru en az geçerli araçtır. Aksi davranışların sonucu başarısızlık ve iflastır. Yine bu yöneticilerin firmalara katkı sağladıkları sürece görev başında kaldıkları gerçeğidir. Bu bağlamda iyi yöneticilerin çok yüksek ücretlerle transfer olduklarına şahit olursunuz. Yine kurumsallaşmış firmalar üst yönetici arayışlarını eş dost vasıtasıyla temin etmezler. Bu alanda faaliyet gösteren ve yüksek ücretler isteyen beyin avcısı firmalarla yönetici temin edildiğini görürüz. Siz aradığınız özellikleri ve verebileceğiniz ücreti belirlersiniz, beyin avcısı firmalar sizleri bu kişilerle bir araya getirir ve anlaşma sağlanırsa el sıkışılır ve iş başı yapılır.
Böyle bir yöntemi maalesef kamu yönetiminde bulmak mümkün değildir. Halbuki kamu yönetiminde üstün özelliklere sahip birçok kişi kurumların kıyısında köşesinde kalmıştır ve tespit edilmeyi beklemektedir. Mutlak surette bir kurumun nitelikli yönetici adaylarını belirleme görevini üstlenmesi gerekmektedir. Bu konuda özel sektör firmalarından da hizmet satın alma yöntemiyle bir başlangıç yapılabilir. Bu kurumun Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi olması gerekmez mi?
Herhalde kamu yönetiminde uzun soluklu idareci olarak kalanların en önemli özelliği uzlaşma kültürü olsa gerektir. Daha doğrusu itiraz edenlerin başına nelerin geldiği bilindiği için kamu yönetiminde uzlaşma kültürü her şeye tamam diyen adam kültürüne dönüşmüştür. Halbuki uzlaşma kültürü doğru şeyleri doğru zamanda ve doğru üslüpla açıklama sanatıdır. Yani kavga etmeden sorunları birikimiyle çözebilen kişidir. Yoksa doğru yanlış hiçbir şeye itiraz etmeyen yöneticilerin kurumları götüreceği yer başarısızlık ve ciddi kamu kaynağı israfıdır.
Bazen öyle yöneticiler vardır ki görev yaptıkları kurumların problemi haline gelmişlerdir. Hiçbir yönetici bu kişilerle bırakın uzlaşmayı karşılaşmak dahi istemez. Bu nedenle uzlaşma kültürüne sahip yöneticiler kurumları için önemli bir kazanımdır ve toplumun ve kurumların en büyük ihtiyacı da her halde uzlaşma kültürüdür. Yine bunlar güvenilir insanlardır ve kimseyi yarı yolda bırakmazlar. Bu nedenle başarı için güven olmazsa olmaz şarttır. Güvenilir olmayanlar kısa vadede başarılı gibi görünse de uzun vadede başarılı olamazlar.
Bazı yöneticiler vardır ki bunların yaptığı işleri kendilerinden başkası bilmez. Öyleleri de vardır ki yapılan küçük işlerin büyük zaferler kazanmış gibi propagandası yapılır. Ayrıca, bunların kendilerini anlatmaktan iş yapmaya zamanları kalmaz. Dolayısıyla yapılan işlerin tadında anlatılması olmazsa olmaz başarı şartıdır.
Bir kurumda daire başkanı olanın yaptığı işleri genel müdürü beğenmezse bu kişiyi ciddi sıkıntılar beklemektedir. Genel müdürlerin de yaptığı işlerinin bakan tarafından bilinmesi ve beğenilmesi gerekmektedir. Yoksa kendileri çalar kendileri oynar hale gelmektedirler. Bu durum bir nevi yaptığı işleri satış becerisidir. Özetle yapılan işler bilinmez ya da yanlış anlaşılırsa uzun vadede görevin muhafazası oldukça zorlaşmaktadır.
Hem kamu hem de özel sektörde çok başarılı işler yapan yöneticilerin etik değerlere sahip oldukları görülmektedir. Bunlar yapmadıkları işleri yapmış gibi davranmaz, astlarını asla ve kata satmazlar, yalan söylemezler, kurumla ilgili olmayan bir harcamayı kurum tarafından yapılmış gibi göstermezler, temsil harcamalarında son derece titiz davranırlar, kendi ziyaretçilerine yapılan harcamayı temsil harcamasından karşılamazlar. Bunlar yaptıkları her işin şeffaf olmasına dikkat ederler, astları bunlardan etik olmayan hiçbir davranış göremez ve saygı duyarlar. Yine bunlar gök kubbenin altında hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bilirler.
Kamu kurumlarında öyle yöneticiler vardır ki her çalışanın takdirini kazanmıştır. Hiçbir çalışan bu yöneticiler hakkında saygısızlık yapmaz. İşte bu tip yöneticileri mum ışığında arayıp bulmak zorundayız. İnanın ki kamu kurumlarının kıyısında köşesinde görev bekleyen bu tipte çok fazla kişi vardır.
Özellikle kamu yönetiminde çok başarılı işler yapıp ta görevden alınan çok sayıda yönetici bulunmaktadır. Bunların en temel özelliklerinden birisi de görevden alındıklarında küsmeyip eksiklerini tamamlamasıdır. Bunlar acaba daha fazla nasıl fayda sağlayabilirdim diye her pozisyonda sürekli muhasebe içerisinde bulunurlar.
Yine başarılı yöneticilerin dostlarını unutmadıklarına şahit oluruz. Bunlar yükseldikçe kadim dostları azalmaz. Bazıları da vardır ki yükseldikçe kadim dostlarını tanımazlar. Çünkü kadim dostlar kişilere geçmişini hatırlatır. Geçmişini hatırlamak istemeyenler ise hemen çevresini değiştirirler.
Bazı yöneticiler vardır ki bunların sahip olduğu bilgi asla paylaşılmaz ve bunlardan başkası bu bilgiye erişemez. Adeta bilgi tekeli kurarlar ve bunlar olmadan bazı bilgilere ulaşılamaz. Bunlar görevden ayrılınca da bunlardaki bilgi bunlarla birlikte kurumlarından ayrılır.
Yine liderlerin çoğunda güçlü bir hayal gücüne şahit oluruz. Hayalleri olmayandan lider olmaz. Hayal gücü ile maceraperestleri karıştırmamak gerekmektedir. Hayal gücü ise çok okuyarak ve çok seyahat ederek geliştirilebilir. Sizin hayal ettiğiniz birçok şeyin başkaları tarafından yapıldığını ancak seyahat ederek veya okuyarak öğrenebilirsiniz.
Sonuç olarak kamu yönetiminde başarılı olmak için mutlaka bu özelliklere veya daha fazlasına sahip yönetici adaylarının beyin avcıları tarafından aranılıp bulunması gerekiyor. Aksi takdirde başarı hayal olur. Bu anlattıklarımız İK Ofisinin gündemine girerse inanın kendimizi bahtiyar addedeceğiz.