|
Kamu yönetiminde yeni sistemi mi yoksa uygulamayı mı eleştirmeliyiz?

Bugünlerin revaçtaki konusu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir yıllık uygulamasının değerlendirilmesidir. Nitekim, kamu kurumlarına da bu Sistemin uygulaması sorularak görüşleri alınmaya çalışılmaktadır. İlgili veya ilgisiz kişilerin yaptığı yorumlara göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin bir yıllık uygulama sonuçlarının eksilerinin artılarından daha çok olduğudur. Acaba işin aslı öyle mi?

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’NİN KAMU YÖNETİMİNE YANSIMASI

Yeni sistemde kamu yönetiminde köklü değişiklikler yapılmış ve birçok unvan ortadan kaldırılmış, teşkilat kurmak veya kaldırmak kolaylaştırılmıştı. Ancak, bu durum parlamenter sistemde de olabilecek bir durumdur. Yani 3046 sayılı Kanun’da yapılacak değişmeyle veya başka bir kanunla da Cumhurbaşkanı’na teşkilat kurma veya kaldırma yetkisi verilebilirdi.

Üzülerek belirtmek isteriz ki sistem tartışması yapan birçok kişinin sistemden dahi haberi yoktur ve sistemi eleştirdiğini düşünerek uygulamayı eleştirmektedir. Halbuki uygulama başka sistem başkadır. Şu an kamu yönetiminde yapılan uygulama aynen parlamenter sistemde de var olabilecek uygulamalardır. Zannediliyor ki yapılan uygulamalar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yansımalarıdır.

KAMU YÖNETİMİNDEKİ EN KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER NEYDİ?

Özellikle kamu kurumlarının tepe yönetiminde yer alan müsteşar ve müsteşar yardımcısı kadrolarının iptal edilmesi kamu yönetimindeki en ciddi değişikliktir. Bu bağlamda cesur bir kararla müsteşarlık makamının kaldırılması Osmanlı’dan beri var olan bir unvanın tarihe karışması anlamına gelmektedir.

Müsteşar ve müsteşar yardımcısı kadroları kaldırılarak yerine uygulamada var olan bakan yardımcılığı sayısı arttırılarak daha aktif hale getirilmiştir. Daha açık ifade etmek gerekirse, değişiklik olmadan önce hiyerarşik kademeler; müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı, şube müdürü, şef ve memur iken bu hiyerarşik kademelerden sadece müsteşar ve müsteşar yardımcısı kaldırılmış, daha önce sistemde olmasına rağmen hiyerarşide yeri muğlak olan bakan yardımcılığı en tepeye oturtulmuştur.

Yapılan değişikliğin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi veya parlamenter sistemle hiçbir alakası yoktur. Çünkü, yapılan değişiklik Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden önce de yapılabilecek bir değişiklikti.

Diğer yandan, yapılan en önemli bir diğer değişiklik ise teşkilat değişikliğinin eskiden kanunla yapılmasına rağmen şimdi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle sabahtan akşama yapılabilir hale getirilmesidir. Bu değişiklikte pekala daha önceki sistemde yapılabilecek bir düzenlemedir. Dolayısıyla sistem tartışmasıyla uygulama tartışması birbirine karıştırılmamalıdır. Birçok kişi sistemi eleştiriyorum diye aslında yapılan uygulamaları eleştirmektedir.

Ayrıca, atamalarda teklif makamı kaldırılarak ya Cumhurbaşkanlığı kararıyla ya da onayıyla üst düzey kamu görevlilerinin ataması yapılmaktadır. Bu düzenleme sistemi ciddi bir sıkıntıya sokmuştur. Çünkü, bakanlıklar atama teklifi yaparken aynı zamanda sorumlulukta almaktaydı. Yapılan değişiklik sonrasında bütün yük Cumhurbaşkanlığı’na verilmiştir. Bu değişikliğin de Cumhurbaşkanlığı sistemiyle alakası yoktur. Yani bu tür düzenlemeler parlamenter sistemde de olabilecek nitelikte olan düzenlemelerdir.

UYGULAMADA CİDDİ SIKINTILAR VAR MIDIR?

Uygulamada sıkıntı olmadığını iddia etmek için başka bir alemde yaşıyor olmak gerekmektedir. Bu çerçevede, bakanlık teşkilatı hiyerarşisinin içerisindeki müsteşarı ve müsteşar yardımcısını kaldırarak yerine bakan yardımcılarını koymak ve aynı fonksiyonu ona yükleyerek sistemi işletmeye çalışmak bırakın sistemin işlemesini sistemi tam manasıyla sıkıntıya sokmuştur. Keşke aynı işlev sadece müsteşarı kaldırarak yapılsaydı da masraf daha azalsaydı. Çünkü bakan yardımcılarına müsteşar yardımcısı işlevi verilmek istenmesine rağmen hem bakan yardımcılarına daha fazla ücret ödenmesi sağlanmış hem de emekli maaşları dahi kesilemez hale getirilmiştir. Adeta emeklilerin bakan yardımcısı olması teşvik edilir hale gelmiştir.

Bakana müsteşar fonksiyonu vererek bakan yardımcılarının adeta müsteşar yardımcısı gibi işlev görmesi murat edilmiş olmasına rağmen bazı bakanların sistemi yeterince kavrayamaması ve tecrübe yetersizliği neticesinde hedeflenenle ortaya çıkan çok başka olmuştur. Bu durum da sistem eleştirisine sebep olmuştur.

Yine bakandan sonraki makam olan bakan yardımcılığı sayısının bazen üçe bazen de beşe kadar arttırılması adeta sistemi işlemez hale getirmiştir. Zaten bu haliyle sistemin işlemesi büyük bir mucize olurdu. Halbuki en az geçmişteki müsteşarlar kadar konusuna hakim bir bakan yardımcısı teşkilattan birinci dereceden sorumlu olsaydı, diğer bakan yardımcısı da sadece siyasi konulardan sorumlu olsaydı sistem tıkır tıkır işleyebilirdi. Böylece de herkes işine gücüne odaklanırdı. Bunun aksine teşkilatın bakan yardımcıları arasında bölüştürülmesi ve birimlerin bakan yardımcılarına bağlanması adeta teşkilatı parçalı hale getirmiştir. Bakanların da yeterince koordinasyon sağlayamaması ciddi bir dağınıklık oluşturmuştur. Bu durum büyük ve yeni kurulan bakanlıklarda daha fazla görülmektedir.

Sistemin tıkanıklığını görmek için öyle olağanüstü analizlere filan da gerek olmadığını düşünüyoruz. Herhangi bir bakanlıktaki işten anlayan birkaç bürokrata sistemin işleyip işlemediği sorulsa dahi manzara ortaya çıkacaktır. Çok basitçe konuyu daha açık hale getirmek için somut örnekler vermek faydalı olacaktır.

Hayali bir bakanlık kuralım. Hayali bakanlıktaki bakanın konusuna tam hakim olmadığını düşünelim. Aynı şekilde bakan yardımcıları da konu uzmanı olmasın. Yine genel müdürlerden çoğunluğu da konusunu bilmiyor olsunlar. Bir de bu hayali bakanlığın yeni kurulduğunu düşünürsek bunların altında görev yapan bürokratlara Allah yardım etsin.

Bu hayali bakanlıktaki görevler üç bakan yardımcısına dağıtıldığında sistem adeta parçalanır ve üç bakan yardımcısının üçünden de farklı ses çıkar. Konu uzmanı olmayan bakan ise sistemi tekleştiremez ve ciddi çatışmaların çıkması kaçınılmazdır. Önceki sistemde görevler teşkilatın başı olan müsteşar ve müsteşar yardımcıları arasında dağıtılır ve müsteşar yardımcıları arasında çıkan sıkıntıda da konularına vakıf olan müsteşar, adeta hakem olarak sorunu çözerdi. 3046 sayılı Kanun’un 22’nci maddesindeki müsteşarın fonksiyonları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bakan yardımcıları için öngörülerek adeta müsteşarların fonksiyonları bakan yardımcılarına verilmiştir.

Bu durum ise sorunun kaynağı haline gelmiş ve her bakan yardımcısı farklı telden çalarak adeta uyum bozulmuştur. Bu uyumsuzluk ise hayali bu bakanlıkta olduğu gibi diğer hayali bakanlıklarda da açıkça görülmektedir. Hayatı boyunca hiçbir başarı hikayesi olmayan çok sayıda kişinin bakan yardımcısı sıfatı ile sisteme dahil edilmesi maalesef sistemi işlemez hale getirmiş ve astlarla üstler arasında bilgi ve donanım uçurumu oluşmuştur.

Bu durum ise sistemden ziyade uygulama sorunundan başka bir şey değildir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışmak yerine uygulamadaki yanlışlıkları tartışmak daha hayırlı sonuç doğuracaktır.

Maalesef önceki durumda da işten anlamayan ve işi gücü şeref tribününe oynayan birçok müsteşar yardımcısı ve genel müdür vardı. Ancak, teşkilattan sorumlu olan müsteşarlar işlerine ve teşkilata hakim kişilerden oluşurdu. İşten anlamayan müsteşar yardımcısı ve genel müdürler sistem içerisinde tolere edilirdi. Ancak, yeni uygulamada bir teşkilatın en tepesindeki eşit güçteki üç bakan yardımcısının uyumunu sağlamak öyle kolay bir şey değildir. Bazen hayali bakanlıktaki üç bakan yardımcısının da sisteme yabancı olması ve üçünün de burnundan kıl aldırmaması ister istemez sistemi tıkamıştır.

Halbuki bir bakan yardımcısı konu uzmanı olarak teşkilattan sorumlu olsaydı, diğer bakan yardımcısı da sadece siyasi işlerle ilgilenseydi hiçbir sorun çıkmadan sistem tıkır tıkır işlerdi. Çözüm için özetin özeti ise liyakat, liyakat ve liyakattir. Kimse kızmasın dostlar testi kırılmadan uyarı yaparlar.

#Memur
#Kamu
5 yıl önce
Kamu yönetiminde yeni sistemi mi yoksa uygulamayı mı eleştirmeliyiz?
Rus casus uçağının sınırda ne işi vardı?
Nefsime öğütler
Olay İsrail-İran arasında geçmiyor, Gazze’de soykırım var
Arap medyasında Türkiye karşıtlığı fitnesi
Kadınlar başa belaymış, peki ya erkekler?