CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Ahmet Haluk KOÇ tarafından kamuoyuna büyük bir coşkuyla ilan edilen sınavsız atamaların arkasından Sayın Başbakan, Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU döneminde yapılan sınavsız atamaları gündeme getirdi ve ortalık iyice karıştı. Sayın KILIÇDAROĞLU, sınavsız atama yaptığımı ispat edin istifa edeceğim diyerek meydan okudu.
Bakalım sonuç nereye gidecek?
Bu konuyla ilgili olarak Sayıştay Genel Kurulu, denetçilerin bu tespitleri üzerine toplandı ve “istisnai memuriyetin”, sınavsız devlet memuriyetine geçişte basamak olarak kullanıldığı ve Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar ve rapor, Sayıştay Yasası gereği “Önlem alınması” istemiyle Meclis’e bildirilmişti.”
Olura sunan Personel ve Eğitim Daire Başkanı Alişan SAĞLAM, olur veren ise Genel Müdür Kemal KILIÇDAROĞLU.
Muhalif düşünceyi filan bir kenarda bırakarak arka arkaya imzalanan iki oluru görüp de bu kadar da olmaz der misiniz demez misiniz? Hadi muhalif düşünceyi bir kenara bırakarak bu kişiler sınavsız atandı diyelim ve masum görelim.
Peki, 1998 tarihinde yapılan sınavı kazanıp da yüksek puan aldığı hale tercihte bulunduğu yerlere yerleşemeyen çok sayıda mağdur adayı ne yapacağız? Bu adaylar SSK’ya atanma talebinde bulunuyorlar ama nafile, ret cevabı veriliyor. Müracaat tarihleri ise 1998. Bari bu adaylar da aldığı puanlara göre yerleştirilseydi de vicdanlar bu kadar kanatılmasaydı. Çok mu zordu sınavı kazananların listesinin MEB’den alınması?
Şimdi AK Parti istisnai kadrolara sınavsız atama yaptı diye bas bas bağıranlar, ellerini vicdanlarına koysunlar ve sınavı kazandığı halde yerleşemeyen adaylar bir kenarda dururken, sınavsız atama yapmayı hangi vicdana ve insanlığa sığdıracaklar?