|
Türkiye Balkanlar"dan sürülüyor mu?

Kosova görüşmelerinin ikinci turuyla birlikte Arnavutlar''ın kaderini belirleyecek noktaya gelinmiş oluyor. Paris''teki ikinci tur görüşmeler bu satırları okuduğunuz sırada başlamış olacak. Bir yanda Sırplar ve Kosovalı Arnavutlar diğer tarafta altılı Temas Gurubu.

Her ne kadar Fransız Dışişleri Bakanı temas grubunu oluşturan ülkeler olarak "tam birlik içindeyiz" dese de kendi içinde Avrupa, Rusya ve ABD''nin oluşturduğu bir güç dengesi var. Rusya son ana kadar NATO''nun askeri müdahalesine karşı çıkarak geleneksel Sırp dayanışmasını gösterdi. Ancak diplomatik kaynaklardan sızan haberlere göre Rusya ilk defa NATO konusunda yumuşamış görünüyor. Bu durum NATO müdahalesi için önemli bir avantaj. Eğer Rusya''nın onayına rağmen NATO hâlâ müdahale için bahane arayacak olursa bu Arnavutlar''ın Sırplar''ın insafına terkedilmeleri anlamına gelecek

Paris toplantısının başlamasına kadar Sırplar geri adım atacakları konusunda bir işaret vermediler. NATO''nun müdahalesini Yugoslavya sınırlarına bir müdahale olarak tanımayacaklarını ve karşı koyacaklarını açıkladılar. Nitekim NATO kuvvetlerinin muhtemel giriş hattı boyunca Sırp güçlerinin takviye yaptıklarını gizlemiyorlar. Ancak, NATO''nun bunca tehditten sonra yaptırımdan vazgeçmesi tükürdüğünü yalaması anlamına gelecektir. Böylesi bir prestij kaybını göze alıp alamayacağını zaman gösterecek.

Zaten Amerika tarafı hayli prestij kaybetmiş durumda. Özellikle Dışişleri Bakanı Albright''in birinci turda büyük devlet adına esip gürlemesinin bir faydası olmadı. Bu arada Sırbistan''a giden başta Holbrooke olmak üzere ABD temsilcileri de şu ana kadar bir sonuca ulaşabilmiş değiller.

NATO''nun müdahale konusunda gerçekten kararlı olabileceğine ilişkin tek işaret, Rusya''nın karşı duramayacağı bir karara hiç olmazsa kendisinin de bir şekilde dahil olacağı barış gücüne yeşil ışık yaktığı yönünde. Bu ise Sırbistan''ı fazla zedelemeden taviz vermeye zorlayabilir.

Sırbistan''ın gerek Avrupa Birliği''nden gerekse ABD''den gelecek baskılara karşı zamana oynayarak şantaja başvurması her zaman için mümkün. Şu ana kadar bunu başarıyla uyguladı. Tavize çok uzak durarak, hırçın ve uzlaşmaz tutumla birlikte barış isteklisi bir politikayı yan yana iyi götürdü.

Batılı temas grubunun hesabı ise, Arnavutlar''ı otonomiye razı edip, Kosova Kurtuluş Ordusu''nu silahsızlandırmak ve Arnavutlar''ın üç yıl sonra yapılmasında ısrarlı oldukları "bağımsızlık oylaması"nı unutmalarını sağlamak. Arnavutlar''ın silahlarını bırakmamaktan başka seçenekleri yok. Eğer, ortada bir Kosova sorunu varsa bu KKO''nun silahlı direnişine borçludur. Kemiksizleştirilmiş bir KKO''nun muhatap alınmasını düşünmek, Sırplar ve büyük devletler nezdinde pazarlık gücünü koruyacağını düşünebilmek için çok iyi niyetli olmak gerekiyor.

Kosova''nın geleceği, sadece kendi silahlı gücünü koruyabilmesine bağlı görünüyor. Silahları elinden alınmış bir Arnavut varlığının bu saatten sonra Sırp kasapların önünde korunmasının ne kadar mümkün olup olmadığını daha önceki acı deneyimler yeterince göstermektedir.

Bosna''ya uzanan zincir

Kendi iç sorunlarıyla boğuşmaktan etrafını göremez hale gelen Türk hariciyesinin Kosova''yla ilgilenmesini zaten beklemiyoruz. Son ana kadar Yugoslav resmi görüşüne yakın duran Türk dış politikasının bu konuda söyleyecek bir şeyinin olup olmadığını merak ediyoruz.

Bosna''dan itibaren Türkiye''ye doğru doğal bir hat oluşturan Balkanlar''daki Müslüman varlığı Türkiye''nin buradaki ağırlığı, etkinliği demektir. Sırplar''ın etnik temizlik ve göçe zorlayarak bu hattı yer yer birbirinden koparma girişimlerinin önüne geçilmesi gerekmektedir. Srebrenica gibi onbinlerin katledildiği Bosna dramında gerçekleştirilmek istenen stratejik planın bir amacı da bu idi. Doğu, Orta ve Batı Bosna arasındaki zinciri koparmak; aynı zamanda da Bosna dışındaki Müslüman unsurlar arasındaki doğal iletişimin kesilmesi amaçlanmıştır. Kosova''da da Sırplar''ın askeri olarak yüklendiği, kitlesel sürgünlerin gerçekleştirildiği yerlere bakılırsa aynı stratejik amacın güdüldüğü hemen anlaşılır.

Bu strateji uzun vadede Batılı ülkelerin de işine gelmektedir. Zamana yayılmış Sırp stratejisi uygulama imkanı bulmamalı. Bu hat da koparsa, Türkiye''nin Balkanlar''daki doğal ve tarihi ağırlığı büyük zaafa uğrar. Bağımsızlık kazanılsın ya da kazanılmasın demografik haritanın korunması gerekiyor. Kaldı ki Kosovalı Arnavutlar''ın sonunda Arnavutluk''la birleşerek Avrupa''da önemli bir Müslüman devlet gücünün doğacağından bağımsızlığa sıcak bakmayacaklarını başta ABD ve Avrupalı ülkeler şimdiden açıkça telaffuz etmiş bulunuyor.

Kosova''da yaşanan insanlık dramının vicdani sonuçları kadar Türkiye''nin stratejik konumu ve varlığı açısından önem kazandığının artık görülmesi gerekiyor. Türkiye''nin dışında herkes bunun farkında.

25 yıl önce
Türkiye Balkanlar"dan sürülüyor mu?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi