Son yıllarda devletin içinden gelen farklı, ilginç, belki de en önemli ses Milli İstihbarat Teşkilatı''na ait. Atasagun döneminde ülkede televizyon yayıncılık anlayışının sorumluluk duygusunu bozan, kültürel değerleri tahrip eden ve gelecek için endişe veren bir hat izlediğine ilişkin uyarılar bu teşkilattan gelmişti.

MİT Müsteşarı Emre Taner bir süre önce kimi gazetecilere izlenen Güneydoğu politikasının ülkeyi bölme riski taşıdığı ima eden sözler dahi söylemişti.

MİT kuruluşunun 80. yılında, Emre Taner''in yaptığı yazılı açıklama aynı çizgiye oturuyor.

Açıklamasında Emre özetle, değişime uyum sağlayamayanın oyundan düşeceğini, hatta yok olabileceğini hatırlatıyor. Sadece güvenlik ve savunma politikalarının, içe kapalı bir tutumunun Türkiye''yi düze çıkarmayacağını, tersine çağın gerisine iterek bütünlüğünü tehdit ettiğini ve edeceğini belirtiyor.

Bu açıklamanın iki önemli yanı var.

Bunlardan birincisi, hızlı altüst oluşların yaşandığı, globalleşme sürecinin katı ulus devlet anlayışını sarstığı bir çağda değişim fikrini dışlayan bir yönetim anlayışının imkansızlığını hatırlatmasıdır. Önemlidir zira, Türkiye''nin devlet kurumlarından gelen, vizyon içeren, geleceğe dönük projeksiyonlar içeren, demokratik ve çağa uygun bir değişimin altını çizen önerilere alışkın olmadığı ortadadır.

İkincisi, Türk devlet aktörlerinin değişim karşısında direnç çaba ve politikalarını hızlandırdığı bir dönemde, MİT''in tam tersi istikamette tavır alıyor olmasıdır. Nitekim açıklamasında Emre Taner, katı kuralcı, içe dönük, durağan devlet tutumunu eleştirmekte, hatta önümüzdeki en büyük tehdit usurlarından birisi olarak göstermektedir. Adeta devletin yerleşik kurumsal politikalarını eleştirmekte, bu kurumları uyarmaktadır.

Devlet mekanizması içinde, kimden gelirse gelsin, demokratik hukuk ilkelerine uygun, zamanlaması doğru ve demokrasi sınırları içinde bu tür görüşlerin dile getirilmesi ve kamuoyuna aktarılması önemli bir gelişmedir.