|
Nokta"nın kapatılma öyküsü...

Bu çağda tek başına duran ve bağımsız davranmayı bilen, gazetecilik yapmak başka amacı olmayan, demokrat zihinlerin yönettiği nadir yayın kuruluşlarından birisiydi Nokta.

Bu dergi son dönemlerde arka arkaya yaptığı haberlerle, taşımaya ve yayınlamaya cesaret ettiği belgelerle sadece demokratik denetim ve bu çerçevede kamuoyunu bilgilendirme işleviyle basının yük akı olmakla kalmadı… Aynı zamanda ülke güçler dengesi terazisinde sivil küfenin ağır basmasına yol açan bir rol oynadı…

Nokta''nın yaptığı üç kapak haberi, yerine getirdiği işlevin önemini göstermeye yeter.

Önce Genelkurmay''ın gazete ve gazetecilere yönelik değerlendirme çalışması olan Andıç''a yer verdi. Merkez medyanın içinde bulunduğu durum kadar, askerin basına bakışını, militerleşmiş ilişkiler ağını ortaya koydu. Genelkurmay Başkanlığı dolaylı olarak belgenin kendisinden sızdırıldığını, yani doğru olduğunu onayladı. Askeri savcılık benzer girişimle belge sızdırılmasına dair soruşturma açtı.

Arkasından “Noktacılar”, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Özden Örnek''in günlüklerini yayınladı ve ülkenin 2004 yılı içinde iki darbe atlattığını ortaya koydu, bu belgeler. Bir dönemin gerek ordu içi bölünmeler açısından gerek asker-siyaset ilişkileri açısından iç yüzünü sergileyen bu günlüklerin içerdiği bilgiler önemli ölçüde doğrulandı. Özellikle dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök bu haberleri yalanlamadığı gibi, gerçeklerin bir gün açıklanacağını vurguladı.

En nihayet dergi bir haberiyle 100''e yakın sivil toplum örgütünün para-militer bir esasta çalıştığını, asker tarafından kontrol edildiğini, devlet çıkarları etrafında faaliyet gösterdiğini ortaya koydu. Nitekim bir süre sonra bu örgütlerin çabasıyla toplanan 14 Nisan Ankara-Tandoğan mitingi gerçekleşti.

Bunlar üzerine, başta asker olmak üzere, sistemin doğal hedefi oldu.

Sahibi hakkında mali soruşturma başlatıldı.

Askeri savcılığın talebi üzerine dergide yasal ve etik olarak kabul edilemez bir polis araması yapıldı. Gazetecilerin notları, bilgisayarların hard disklerine el konuldu…

Okurlarının, demokrat kesimin üzerine titrediği bir dergi haline geldi Nokta. Umuyorduk ki, açık denizde yalnız başına salınan bu cesaret sandalı, büyük gerçekleri yansıtan bu küçük oda yoluna devam edecek…

“Sözde değil, Özde Demokrasiye Kadar Aynen Devam”… Son kapak manşeti böyleydi Nokta''nın.

Hem Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt''ın basın toplantısında ettiği sözlere bir yanıt anlamını taşıyor, hem uğradığı baskılara rağmen kararlığını duyurma amacını güdüyordu.

Ama Türkiye''de gazetecinin bağımsız duruşu yetmiyor. Gazeteyi ya da dergiyi çıkaran sermayedarın da öyle olması icap ediyor…

Sahibi bu dergiyi taşıyamadı. Karşı karşıya kaldığı baskıları, telkinleri, uyarıları tahmin edebiliriz…

Bu iş adamını doğrulamamızı gerektirmez, ama genel olarak durumu bir ölçüde anlamamıza yardım eder…

İnsana iliğine kadar kuşatılmışlık duygusu veriyor olup biten…

Bu da bir derin devlet eylemin bir derdin devlet katli…

Sadece Nokta''nın katli değil, okurların özgürlüklerinin de gaspı…

17 yıl önce
Nokta"nın kapatılma öyküsü...
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’