|
En hızlı "koşan" gençlerin ilanı…

Birkaç gündür gazetelerde çarşaf çarşaf reklamlar:

"Ben birinciyim!"..

"Hayır ben birinciyim, ilk 10"da en çok benden mezun olan çocuk var!"…

"Olur mu canım, ben birinci değilim belki ancak en başarılı benim, ilk 100"de çok öğrencim var!.."

Bininci kez hatalı soru hazırlamakla maruf bir kurumun bir kez daha hatalı hazırladığı için soru ve yanıtları yeniden değerlendirilecek ve bazı öğrencilerin sıralamaları değişecek olan sınav sonuçları üzerinden koparılan şu iletişim fırtınasının anlaşılır bir yanı var mıdır?

Yoktur; çünkü Türkiye zaten SBS"nin varlığını tartışıyor. Anlamını yitirmiş bir sınav sisteminde, at yarışlarına hazırlanır gibi koşturulan körpecik çocuk zihinlerinin en başarılı olanlarını kapışmanın, "Onların 3 tanesi 5 tanesi bizim okulumuzdan yetişti" diye ilanlar vermenin hangi akla hizmet ettiğini, kestirmek zor.

Gelecek adına ileride bir gün şöyle ilanlar veren okullar görmeyi düşlersek, sınırları çok mu zorlamış oluruz:

"Milli kültür ve değerlerin evrensel değerlerle en iyi şekilde harmanlanarak gençlerin içselleştirmelerinin sağlandığı okul!"…

Ya da, "Gençlerin zamanın ruhunu (Zeitgeist) en iyi yakalayabilecekleri okul!"

Ya da, "Özgür düşünme ve duyarlılık edinilen bir eğitim"

Ya da "Hayata en iyi hazırlayan okul"…

Ben bu duygu ve düşüncelerin temenninin ötesinde olduğuna inanıyorum. Anne babalarının kahir çoğunluğunun da bizim gibi düşündüklerinden eminim. Öyle olmasaydı, siyasi irade bu garip sistemin kaldırılmasını tartışmaya açmazdı…

"Vatandaşlık makamı" için…

Toplumsal hayatı en çok tehdit eden durumlardan biri hiç şüphesiz yasaklamanın ürkütücü bir şekilde refleks haline gelmesidir. Özellikle de "sınırsız – sorumsuz" özgürlükler dünyası olarak görülen ve gösterilmek istenen internet ortamındaki sınırlamalar, genelde "elden giden özgürlükler" başlığı altına sokulmaya çok müsaittir.

Örneğin, İnternet aracılığyla işlenen suçlar üzerine çalışan Şanlıurfa AK Parti Milletvekili Zeynep Karahan Uslu hanım, dikkatimi çekmemiş olsa, "kötüye kullanım" kavramının ulaşabileceği boyutlar konusunda hayal gücümün sınırlarını test etme fırsatını kolay kolay bulamazdım.

Bir yanda elektronik ortamlarda çocuğa, gençliğe ve aileye yönelik vahim saldırıların uçsuz bucaksızlığı; diğer yanda da internet dünyasında bilgiye katmadeğer sağlayabilecek özgür alanların işe yaramaz hale getirilmesi tehlikesi...

Bu iki uç, birbirini çok besleyen iki olumsuz tespit olarak karşımızda dursa da, insanın içindeki şeytanın sınırsız sorumsuz marifetlerinin ve "güvenlik zaaflı" internet alanlarının insanoğlunun başına örebileceği çorapların bir müeyyidesi elbette olmalı. İnternet ortamı tıpkı hayat gibi suçtan münezzeh değil çünkü.

2004 yılında Hukuki Perspektifler Dergisi"nin (HPD) yayına hazırlık çalışmaları sırasında tanıdığım; ve pek çoğumuzun 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Hukuku Reformu"nun öncü isimlerinden biri olarak bildiği Prof. Dr. Adem Sözüer hoca kendisiyle yapılmış bir röportajda "Sosyal medya, orman kanununun geçerli sayıldığı vahşi bir ortam olmamalı" demiş.

Benim "e-şerefsizler" diye kodladığım, bir iki tanesini de yargıya verip son derece etkili sonuçlar aldığım, ismini cismini saklayarak ruh dünyasındaki tüm pislik tortusunu harfleştirerek insanları iki üç cümleyle aşağılamaya yeltenen "insanımsı sosyopatların", ya da konunun asıl korkunç yanı olan çocuklara yönelik saldırıların mevcut yasalar içinde hak ettiği biçimde layığını bulması bir toplumsal vicdan meselesi olarak önemini de aciliyetini de koruyor...

"Atın şunu içeri" devrinin artık bittiğinden bahisle Adem Hoca, sosyal medyadaki hakaretlerin, aşağılamaların elbette yasal müeyyideleri olması gerektiğini, ancak "uyarı"dan başlayan aşamalarla ilerlenmesinin yerinde olacağını ifade ediyor ve ekliyor:

"Demokraside en önemli makam vatandaşlık makamıdır."

Zeynep Karahan Uslu hanımın, üzerinde epeyce bir zaman göz nuru döktüğünü bildiğim ve "vatandaşlık makamına bir armağan" olacağını düşündüğüm kanun teklifi ile ilgili çalışmasının bir an önce Meclis"e gelmesini bekleyelim. Yapılan işin adı oldukça uzun. Şöyle: "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Gerekçesi"... Bu çalışmanın, temel hak ve özgürlüklerin korunması yönünde ileri bir adım olacağına dair "önyargılara" sahip olmak için her türlü nedenim var.

11 yıl önce
En hızlı "koşan" gençlerin ilanı…
Yerel yönetimlerden beklentiler
Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?