Obama, "Kesinlikle kızgınım. Çok kızgınım. Çünkü bu olanlar tamamıyla gereksiz. 20 milyon insana "Sağlık sigortası edinemezsiniz" demediğim sürece bu arkadaşların hükümeti yeniden açmayacağı şeklindeki mantıktan dolayı öfkeliyim." diyor.
Liderin içinden geldiği gibi konuşamayacağı, özellikle kriz hallerinde kızmak yerine "seçilmiş davranış" biçimini eldiven gibi giymesi gerektiği, algılama yönetiminin alfabe bilgilerinden biridir. Obama"nın da kızgın olduğunu ifade ederken "seçilmiş davranış" sergilediğinden yana hiç kuşkunuz olmasın.
"Sanırım Wall Street"in korkmasının zamanı geldi. Amerikan halkı ve iş dünyası bu sürekli kriz halinden bıktı" derken, Obama"nın öfkesine yenik düşmüş bir lider pozisyonunda olduğu söylenebilir mi? Söylenemez. Çünkü, bütçe anlaşmazlığının paraya ayar veren Wall Street"i etkileyeceğini böylesi kesin bir üslupla vurgulaması, mesajlarının hedef kitlesine sadece dokunup geçmez, damardan işler.
ABD lideri, her ifadesinde Amerikan halkına ve dünyaya seslendiğinin tam anlamıyla bilincindedir ve içiçe yaşadıklarında çok mana ifade eden "para"yla "güvenlik" duygusunun izinden adımlarını dışarıya taşırmamaya gayret ederek yürümektedir. Paranın ve güvenliğin sesine, hedefine doğru yürümektedir. Peşine, Amerikan halkının şimdilik yüzde 70"ini almış yürümektedir.
Çay Partisi güdümlü anti-Obama propogandası ve hükümeti bloke etmeye çalışan Cumhuriyetçi rakipleriyle Obama"nın işinin kolay olduğunu söylemek elbette mümkün değil. Belli ki, "İki hafta içinde Hazine"nin borçlanma limiti artırılmazsa, ülke temerrüde düşecek." endişesiyle ya da (sevinciyle) 17 Ekim"e kilitlenenler, "Para"ya ve "Amerikan Halkı"nın nereye meylettiğini yakın takibe alacaklar. (Paranın izini takip edince faile ulaşılacağını "The Godfather" filminin karizmatik babası Don Vito Carleone"den öğrenmedik mi?)
Obama"nın Ortadoğu politikası da dahil son zamanlardaki aksiyonlarından stratejik iletişim planlarını okumaya çaıştığımızda gördüklerimiz bunlar. Diğer yandan bizim Merkez Bankası Başkanımız Erdem Başçı"nın da Dolar konusundaki tahminlerinin gerçekleşmeye başlaması, Amerika"da olacakları önceden gördüğü yolundaki sohbetlere neden oluyorsa, bu gelişme de ekonomimiz adına son derece hayırlıdır, diyelim.
"Çok yakın bir tarihte Afrikalılar buldukları tahta parçalarının üzerine atlayıp İtalya"ya akın edecekler."
Tam 20 yıl önce uzun Sapanca yürüyüşleri sırasında Halit Refiğ üstadımın sözleri... Bana önümüzdeki yıllarda temel toplumsal çelişkilerin özünün değişeceğini sınıflar çatışmasından çok, Fakir Güney ve Zengin Kuzey"in, bir başka ifadesiyle "Dünyayı kirletenlerle canlılığı sürdürebilenlerden yana olanların" çatışmasının ön plana çıkacağını anlatıyordu. Sinemacı gözüyle, söylediklerini "tahta parçaları"yla neredeyse film karesi gibi görselleştiren o müthiş cümlesini fazla iddialı bulmuş olmalıyım ki, karşı çıkmıştım:
"Yapmayın Halit Bey. Avrupa, böyle bir şeyin olmasına hiçbir zaman müsaade etmez."
İtalya"nın güney kıyısındaki yüzlerce Afrikalı"nın ölümüyle sonuçlanan felaketten sonra İtalyan hükümeti Avrupa Birliği"nden yardım istemiş. Özetle, "Bizi bu durumda yalnız bırakıyorsunuz. Oysa İtalya"nın güneyinden gelen bu mülteciler soluğu sizin oralarda, Kuzey"de alacaklar. Onları durdurmamız lazım." demişler.
Diğer yandan da Papa, "Utanç"tan söz etmiş. Zengin Kuzey ve Batı, denizin ortasında canveren yüzlerce mülteciye bakarak utanç duyacağına memleketlerini terk etmek zorunda kalan Afrikalılar"ı içine düşürdükleri bu sefil durumdan dolayı utanç duymalılar. Afrika üzerine oynadıkları çıkar oyunlarından utanç duymamalılar.
