Dün Hatay"dan gelen "sınır kapısındaki patlama" haberiyle birlikte önceki gün Adalet Bakanı Sadullah Ergin"in İmralı sürecine dair "meselenin büyüklüğü"ne yaptığı vurguyu hatırlamamak elde değil. Belki de tarihimizde ilk defa, hayatları alt üst eden, can alan terör haberlerine sadece kahrederek ve yılgınlık içinde tanık olmayacağımız günleri yaşıyoruz.
Çözüm sürecine ilk adım atıldığından bu yana, bu büyük değişimin engellenmesi için provokasyonlara girişilse de, her şeye rağmen yola devam edilmesi yönünde bir ortak bakış ve beklenti oluşmuş durumda. İşte bu ortak duygu ve düşünceleri dağıtmak ve dehşet iklimi yaratmak isteyenler de, terör tarihinde ilk kez arzu edilen dağınık zemini bulmakta bu kez zorlanacaklarını fark etmiş olmalılar.
Sadullah Ergin, "Bu süreç yerli malı bir süreçtir" derken çok önemli bir "hız" faktörünün de altını çiziyordu:
"Bu süreç yerli malı bir süreç. Tamamen kendi içimizde cereyan eden bir süreç. Bu sürecin sonuç alma ihtimali bölgedeki bir takım dengelere etki edecektir. Bu dengelerin değişecek olması ihtimali, muhtemeldir ki belli noktalarda belli aktörleri rahatsız edecektir. Rahatsız olacak aktörlerin bu süreci engellemeye yönelik birtakım girişimleri olabilir. Biz bu süreci ne kadar kısa vadede, ne kadar kısa bir zaman diliminde gerçekleştirebilirsek, o sabote ihtimallerini o kadar azaltmış oluruz."
Vefat edenlere Allah"tan rahmet yakınlarına sabır ve yaralılara âcil şifalar diliyoruz. Tüm bu acıların boşuna çekilmemiş olacağı umuduyla…
Katolik Kilisesi"nin ruhani lideri Papa 16. Benedikt"in, dün "şok istifa" diye duyurulan haberle görevi bıraktığını öğrendik. Vatikan sözcüsü Federico Lombard"ın duyurduğu haber dünyada neden şaşkınlık yarattı acaba? Bu devasa kurum, hatta devlet, istifalara alışık değil. İstifa eden son Papa 12. Gregory 1406-1415 yılları arasında bu makamda bulunmuş. O da aynı üç kişinin birden kendisinin Papa olduğunu iddia ettiği bir ortamda ortalığı düzeltmeye çalışan Almanya ve Macaristan Kralı Sigismund"ın ricası (baskısı) üzerine ayrılmış makamdan…
Papa 16. Benedictus, "Görevi özgür irademle bırakıyorum. İlerleyen yaşım nedeniyle görevi sürdürecek gücüm yok. Görevi bırakma kararımın ciddiyetinin farkındayım" demiş.
Böylesine önemli bir istifanın ön iletişiminin yapılmaması, her türlü dedikodu ve tezviratı mübah kılacak bir "gizlilik" havası yaratılması, hayli tuhaf açıkçası...
Hıristiyan dünyasının kültür ve değerleri açısından bakıldığında da iletişim tarihine geçecek kadar kusurlu bir bilgilendirmeyle, aceleye getirilerek Papa"nın istifası dünyaya duyurulmuş. Haber, her türlü söylentiyi ve dedikoduyu hak edecek bir iletişim biçimi olarak da son derece tipik. Bahis siteleri şimdiden muhtemel adayları belirlemiş bile... The Borgias dizisinde Papa rolünü canlandıran Jeremy Irons"ın fiziksel ve ruhsal özelliklerine sahip bir lider üzerinden her türlü ucu açık olumsuz mesajı üretebilecek hayal gücüne sahip bir dünyada yaşıyoruz artık…
"Kurumsal kıyafet" adı üstünde "kurumsal" olur; "durumsal" değil.
İşi almış olsa hangi alternatif tasarımlarla karşımıza çıkacağını bilemediğimiz, (bilmek de istemediğimiz) rakip bir modacının hangi niyetlerle başlattığını tahmin edebildiğimiz tartışmanın, getirilip "Türk kadının iffeti", "laiklik" üzerinden bir siyasi karalama kampanyasına dayandırılması, dünyada örneğine kolay kolay rastlanmayacak, bize mahsus itiş kakışlardan biridir.
Üstüne üstlük en emin kaynaktan, THY Basın Müşaviri Dr. Ali Genç"ten gelen kabin görevlileri için kullanılacak üniformaların henüz belirlenmediği ve "Yapılmasına karar verilen üniforma bu değil. Dilek Hanif çok sayıda tasarım sundu; bu da onlardan sadece biri" yolundaki açıklamasına rağmen... Diğer tasarımlardan bazılarının fotoğraflarının -hiç gerekli olmadığı halde- medyayla paylaşılmasına rağmen…
Dilek Hanif"in de şu ifadelerine rağmen:
"15 farklı tasarım sunduk. Bu onlardan sadece biri. Son sunumumdan bir önce yaptığım sunumda yer alan tasarımımdı bu. O uzun ceketlerin altında dar, sigaret pantalon var. THY için bunların dışında çok farklı 15 tasarımım var ve hazırlamaya devam ediyorum.THY bu işi çok ciddiye alıyor. Kalıcı ve farklı olsun istiyor. Kimsenin endişe etmesine gerek yok, bitmişi çok şık olacak"
Bu açıklamalar hiç yapılmamış gibi, sosyal medyaya "sızdırılan" fotoğraftaki fesli kaftanlı kıyafetleri seçilmiş kabul ederek, mal bulmuş Mağribi gibi, yeni bir "laik-Müslüman çekişmesi" icat edilip giydirmeceler başladı.
İletişim gerçeklerden yola çıkılarak yapılır. Her karmaşık olayda önce işin aslı nedir diye bakılır. Ancak gerçek kimin umrundaki? İlle de fesli kaftanlı tasarımların geçerli olmasını ve "dizboyu" dertlerle uğraşılmasını özel olarak tercih ederek muhalefet yapma zaafı, önce bu muhalefeti yapana zarar verir. Özden uzaklaşmak için bu kadar çok şekilcilik yeter de artar bile...
Bu arkadaşlar, yarın öbürgün sosyal medyadaki üniforma muhalefeti sayesinde zafer kazandıklarını da iddia edebilirler. Gerçeği yansıtmayan haberler üzerine kazanılan sanal zaferlerin bir muhalefet türü olarak benimsenmesi ve özellikle sosyal medya üzerinde yaygınlaşması kimin işine yarar dersiniz? Belki sansasyon sıkıntısı çeken medya hariç, kimsenin. Hele de muhalefetin hiç işine yaramaz. Bana sorarsanız estetik açıdan pek savunulması mümkün olmayan o taslağa biraz daha bu "ses tonunda" yüklenirlerse, korkarım Başbakan çıkacak, "Çok şahane olmuş. Ben çok beğendim. Keşke daha da uzun olsaymış" deyiverecek… Çamlıca"ya cami konusunda öyle yapmadı mı?..
