Ekip oyunları ciddi bir iştir. Planlama, programlama ve sonuçtan önce koordinasyon ve birliktelik ister. Tüm bunları başarabilmek için de ekip olma ciddiyeti ve sorumluluğu ister. 19 Mayıs tribünlerinde coşku ve desteğin üst düzeyde olduğu Gençlerbirliği, Trabzonspor maçının kategorisini bilmeyen biri bu maçı izlese 3. Lig maçı falan zannederdi. Gol nasıl olacak diye düşünürken, Trabzonspor’un kazandığı penaltı atışını Hopf’un çelmesi bir ölçüde Trabzonspor’un bu maçı kazanmayı hak edecek bir oyun oynamadığını ve üzerinde düşünülmesi gerektiğini gösterdi.
Castillo kenarda otururken, Bero’dan sol kenar hücum oyuncusu yaratmaya çalışmak bildik bir tabirle şapkadan tavşan çıkartmakla eş değer bir görüntüydü.
Sadece savunma oyuncularıyla kazanamazsın, kazanamayınca koyduğun hedefe ulaşamazsın.
Daha derli toplu görülmesine rağmen aklının bir tarafında öncelikle gol yememek olan Gençlerbirliği, savunma disiplinin yanı sıra ikinci bölgede de top hakimiyetini eline alıp Skuletic, Abdurrahman ve Milinkoviç’in desteklediği Sessegnon ile getirdiği toplarla sonuç üretmeye çalıştı. Oyuncu değişikliklerine rağmen bu prensibini değiştiremeyen Trabzonspor, koca 90 dakika boyunca topun kendisinde kalıp öncelikle savunma anlayışı içinde hareket edince gol ümidini rakibin yapacağı hatalara bağladı.
Orta alanda Kucka’nın yetersizliği bu alanda ki savunma anlamında ki tüm sorumluluğu Okay’ın omuzlarına yüklerken, Sosa’nın sadece pas bağlantılarında görünüp rakip kale alanı içinde yer alamaması hücum organizasyonlarını sekteye uğratan en önemli faktördü. Buna birde Bero’nun etkisiz ve ne yaptığını bilmez görünüşü eklenince genç Abdulkadir’in bir sağ kenarda, bir sol kenarda çabası ve uğraşı sadece Bordo Mavili takımı öne çıkartmakla sınırlı kaldı. Başta da belirttiğim gibi futbol adına; sadece Gençlerbirliğinin çabuk ataklarla Trabzonspor’u geriye koşturmak zorunda bırakması dışında ortada futbol temaşası, heyecanı ve kalitesi adına vasatın da çok altında bir maç izledik. Sonuç olarak; iki takımda birer puanı bile hak etmediler desek yeridir.
