Sonuç üretme adına tüm beklentisini dışardan attığı şutlara bağlayan ve kaleci Uğurcan’ın hatasının yanı sıra bunda sadece bir kez başarılı olan Sparta Prag karşısında oyun anlayışında ve kurgusunda olmasa da oyuncu değişikliğiyle alışagelmişin dışında sahaya yansıtan Trabzonspor, oyunun son bölümünde özüne döndü ve avantajı yakaladı. Oyun anlayışında değişiklik olmasa da Sosa’nın 10 numara pozisyonunda, yeni transfer Obi Mikel’in savunma önünde yer alması Trabzonspor’un hem direncini hem de oyun alışkanlığını bozdu. Savunmanın önünde direnç gösteremediği gibi kenar beklerini üçüncü bölgeye taşıyamayan, Abdulkadir Ömür ile Nwakaeme’nin, Ekuban’dan uzak kalması bordo-mavililerin oyun boyunu kısaltmasını engellediği gibi oyunun boyunun uzun olmasıyla da enerjisini ekonomik kullanmasını engelledi. İkinci yarıda Obi Mikel’in yerine Sörloth’un oyuna girmesi topun Trabzonspor’da kalmasını ve oyunu üçüncü bölgeye taşımasında etkili oldu fakat bordo-mavili takımın rakip kale alanı üzerinde çoğalamaması ve pas bağlantılarını sağlıklı yapamaması nedeniyle sonuç üretmesi sadece rakibin hatalarına kaldı ki ev sahibi ekipte 2-0’dan sonra savunma güvenliğini ön planda tutunca Trabzonspor’un tuzağına düştü. Liginin erken başlaması nedeniyle her ne kadar hazır görünse de Sparta Prag yenilmeyecek bir takım değildi ama oyunun son bölümleri hariç Trabzonspor yenmek için fazla varlık gösteremedi. Ne zaman ki Trabzonspor geçen sezonki oyun formatına döndü işte fırtına son çeyrekte esmeye başladı. Bu esme öylesine bir esme değildi, Trabzonspor’un ayak seslerinin de göstergesiydi. Önce Ekuban sonra da Sörloth’un golleri Trabzonspor’a büyük avantaj sağlarken, Fırtına geçen sezonun son 13 haftasından ve hazırlık maçlarından gelen yenilmezlik alışkanlığını da sürdürdü.

Akyazı da ne mi olur…

Skoru bilmem ama karnaval olacağı kesin.