Türk futbolunun geldiği noktada herkesin ağzına sakız yaptığı ‘marka değeri’ yalanıyla bir arpa boyu yol alamamanın kısır döngüsü içinde erozyona uğramasını izliyoruz. Sorumlu olmasına rağmen sorumsuz davranan yöneticiler, bir takımı çalıştırırken aklının arkasında bir başka takımı düşünen teknik adamlar, aldıkları astronomik ücretlerle beklentiyi arttıran futbolcular ve lige tutunmak için güçlü takımı değil güçlü camiaları okşayan hakemlerle lig takvimi yıllardır su misali akıp gidiyor…

Çingene pazarlığı sonunda yayıncı kuruluş ile enerjisini kulüplerin talebi doğrultusunda akçeli işler peşinde harcayan Türkiye Futbol Federasyonu'nun üç maymunu oynadığı süreçte lig geldi dört büyük takımın zirveyi paylaşması ile farklı bir boyuta taşındı. Dekoder artışlarını takip edenlerle, tepki almamak için iyi takımı değil çok ses çıkartan camiaları koruyup kollayan anlayışa bu haftadan sonra çok iş düşecek…

Her gün, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi salya sümük ağlayanların etkisinden bir türlü çıkamayan hakemlerin, iyi hakem olmak yerine iyi kazanan olmayı tercih etmesi, kaliteli futbolcu almak yerine pahalı futbolcu almayı tercih edenlerin işlerini kolaylaştırıyor…

Abdullah Avcı’nın gelişinden sonra önce takım savunmasını, sonrasında dirençli futbol anlayışını benimseyen ve bu doğrultuda sabırlı oynayarak koşullar ne olursa olsun kazanmasını bilen bir Trabzonspor ortaya çıktı. Futbolcunun kalitesine bağlı kalmadan takımın kalitesini arttıran mütevazı anlayışın sonucunda zirveye ortak bir takım ortaya çıktı.

İddialı olmadığı zaman her kesimin sempatisini toplayan, iddialı olduğunda da yine aynı kesimler tarafından imha edilmeye çalışan Trabzonspor’un, tek bir takım ile şampiyonluk mücadelesi verdiği zaman önü kesilirken şimdi önünde üç takım varken başına gelebilecekleri düşünmek bile istemiyorum.

Her ne kadar rakipleri ile arasında 6 puan olsa da bu rakiplerin sayısının üç olması Trabzonspor’un işini daha da güçleştiriyor. Ha birileri çıkıp belki, ‘Ne yani şampiyon mu olacak?’ diye bilir. Normaldir çünkü, onlar 9 puan farkla liderken de aynı şeyleri söylüyordu.

Trabzonspor, şampiyon olur veya olamaz bilmemem ama bildiğim bir gerçek var ki; Trabzonspor, yine birilerinin uykusunu kaçırmaya başladı. Bunu önümüzdeki hafta başlayacak yeni süreçte çok daha net göreceğiz. Fakat bu sefer inanıyorum ki Trabzonspor zirveye verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileyen taraf olmayacaktır.

Çünkü Türk futbolu yıllardır Avrupa’ya gitmek için çabalayıp, her yolu mubah sayıp, gittiği zamanda bırakın ülke puanını yükseltmeyi, Türkiye’ye küme düşürenlerden hala daha özür bekliyor.