VAR sistemi ülkemizde uygulanmaya başladığında spor adamlarına etkileri ve katkıları ile ilgili sorulan soruldu. Bu soruya Şenol Güneş’in verdiği, “Makineler önemli ama insanlar daha önemli. VAR'ın vicdanlı olması lazım. Vicdanınızda sorun varsa sıkıntı yaşarsınız” cevabı bugün gelinen noktada her şeyi özetliyor. Günümüzde teknolojiden yararlanmak işleri kolaylaştırırken, maalesef futbolda işleri içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor. Peki sorun teknoloji mi, yoksa teknolojiyi kullanan insanlar mı?

Şöyle bir başa dönelim ve daha öncede kaleme aldığım sistemde ki hiyerarşik yapıyı hatırlayalım. Bir önceki Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başkanı Yıldırım Demirören, istifa etmiş TFF genel kurul kararı almıştı. Bu karar öncesinde Merkez Hakem Kurulu (MHK) istifa etmiş, yeni seçilecek TFF yönetiminin atayacağı MHK beklenmeye başlamıştı. TFF de ve MHK de boşluk varken Barış Şimşek’in VAR koordinatörü olarak atanmasının arkasında kim veya kimler var. Ya da kim bu Barış Şimşek, bu ayrıcalığı nereden geliyor?

Barış Şimşek Trabzonlu ve faal hakemliğini Trabzon bölgesi hakemi olarak yapan bir isim. Önceki sezon yaşadığı sakatlıklardan sonra aktif hakemliği dondurulan, birkaç kez denemesine rağmen, sakatlığının hakemlik yapmasına müsaade etmediği bir isim. Trabzon’dan İstanbul’a taşınan Barış Şimşek, VAR uygulanmasının başlamasıyla birlikte hakemliğini VAR hakemi olarak devam ettiren bir isim. Bir başka iddiaya göre de hakem camiasında ayyuka çıkan Cüneyt Çakır ile Fırat Aydınus çekişmesinde Cüneyt Çakır’ın yanında yer alan isimlerden biri. Daha önceleri de defalarca cevabını alamadığım soruyu tekrar sorayım;

TFF yok MHK atanmamış, peki Barış Şimşek’i VAR koordinatörü olarak kim atadı?

İşte o Barış Şimşek’in sorumlusu olduğu VAR sistemi bugün futbolun önüne geçti. Peki bunca olumsuzluğun yaşanmasının tek sorumlusu Barış Şimşek’mi? Hayır. Barış Şimşek, sistemsizlikten beslenen isimlerin sadece birisi..

Biraz daha açayım; Şenez Erzik ile başlayan ve Cüneyt Çakır’ın önce Avrupa, sonra da Dünya futboluna sunulduğu yapının son halkası olan Barış Şimşek, yıllar öncesinden çöken sistemin boşluğunu dolduran isimlerden sadece biri. Yani dolgu malzemesi! Bunların ortak noktası ekonomik kazanımları. Onların takımlarla bir işi yok. Onlar; güçlü ve etkin camiaların ve kişilerin dümen suyuna girip, klasmanda kalmanın hesabını yapan sevimsizler. Bunca paranın döndüğü endüstriyel yapının içinde kalıp, kazandıkları milyon liralardan olmamak için çaba gösteren isimler. Hedef para kazanımı olunca futbolun kazanımlarını kim dikkate alır. Ya da şöyle yazayım;

Önlerinde güçlü olduklarını gördükleri isimler aleyhine çalınan düdüklerden sonra bu düdükleri çalanların akıbetlerini gördükten sonra futbolu araç, parayı amaç edinenlerin başka bir yola başvurmaları ve işlerini doğru yapmaları mümkün mü?

Ve bu insanların iş bilgisiyle, iş becerilerinin olmadığını iddia edebilir miyiz?

İş bilgileri ve iş becerileri olduğuna göre, iş ahlakını sorgulamamız gerekiyor ve Şenol Güneş’in vicdan olarak tanımladığı işin ahlaki olduğuna hep beraber şahitlik ediyoruz.