|
"Türkler ve Suudiler karar verirse..."

ABD Başkanı Barack Obama, İngiltere Başbakanı David Cameron ile Beyaz Saray''daki görüşmesi sonrası yaptığı ortak basın toplantısında Suriye''de yaşanan kriz için "Bir kez daha söyleyeceğim. Esad iktidardan ayrılacak. Soru, ''eğer...'' değil, ne zaman sorusudur" diyordu.

Son birkaç haftadır, düşük ama kararlı bir tonda "Esad iktidarı bırakacak" diyor, Obama. "Bir kez daha söyleyeceğim" vurgusunun da sebebi bu.

Suriye lideri Beşar Esad''ın iktidarı bırakması yönünde uzun zamandır oluşmuş bir konsensüs var. Rusya, Çin ve İran yönetimlerinin Şam''a olan desteğini paranteze aldığınızda, Arap ülkelerinin neredeyse tamamı, Amerika ile tüm batı başkentleri Esad''a bayrak açmış durumdalar.

Obama''nın da vurguladığı gibi soru Esad''ın iktidarı sürdürüp sürdürmemesi değil, iktidarı ne zaman bırakacağı. Buna nasıl sorusu da eklenebilir. Suriye krizinde neredeyiz ve bu kriz nasıl çözülür sorusuna cevap vermek için yukarıdaki soruları bir kenara bırakıp esas soruyu sormak gerekiyor.

"Suriye''de gösteriler bir yılını geride bıraktı? Esad niye hâlâ iktidarda?"

Maryland Üniversitesi''nde Enver Sedat Kürsüsü''nün başkanı olan Prof. Shibley Telhami, ABD eski başkanlarından Jimmy Carter''in Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski ile Afganistan ve Irak savaşlarını başlatan eski başkan George W. Bush''un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley''i aynı panelde buluşturarak önemli bir etkinliğin altına imza attı. "Değişen Ortadoğu''da Amerika''nın Çıkarları" başlığını taşıyan panele giderken, fırsat bulabilirsem katılımcılara soracağım soru da yukardaki soruydu: Esad''ı iktidarda tutan güç ne?

Sürekli yaptığı kamuoyu araştırmalarıyla işinin profesörü olan Telhami , "Suriye''yi Libya''dan farklı kılan ne?" diye sorduğunda, arkası çorap söküğü gibi geldi.

"Libya''ya müdahaleyi başından sonuna destekledim (NATO müdahalesi daha olmadan ateşli bir şekilde savunuyordu bunu Brzezinski, AA.), Irak savaşına karşı çıktım, Afganistan''a müdahale etmek zorundaydık" diyen Brzezinski devamında esprili bir dille, "Suriye Libya, Esad Kaddafi değil" diyordu. "Daha başka farklılıklar da vardı" diyen Brzezinski, Esad''ı ayakta tutan farkları şöyle ortaya koyuyordu:

- Libya''da, Kaddafi''ye karşı hem siyasi hem de askeri anlamda ciddi bir muhalefet vardı. Ayaklanmalar başladığında bu durum kendisini hemen gösterdi.

- Kurumsallaşmış bir rejim değildi. Daha çok kişi (Kaddafi) merkezli bir rejimdi.

- Bazı aşiretlerin desteğiyle Kaddafi Libya''da ayaklanmaların başladığı güne kadar istikrarı sağladı. Olaylar başlar başlamaz kurumsallaşmış bir rejim olmadığı için istikrar anında çöktü.

- Libya''daki askeri varlıklar daha çok sahil ve sahil kesimine yakın yerlerdeydi. Yani müdahaleye daha açık bir durumdaydı.

Libya örneği ile karşılaştırdığınızda Suriye''de tamamen tersi bir durum söz konusu. Bu komplike durum hem bölge özellikle de bölge dışındaki taraflar için Suriye konusunda ne yapılabileceği konusunda oldukça zorlayan bir durum.

Bölge ve bölge dışı ülkeleri Suriye''ye askeri bir müdahaleden geri bıraktıran durum bu. Mevcut şartlar altında Suriye''ye yönelik askeri bir müdahalenin hata olacağı gün gibi aşikar. "Suriye''ye bir Amerikan askeri müdahalesinin kör destekleyeni olmam" diyen Brzezinski, Amerika için asıl riskin ise sadece Suriye direnci değil, bölgesel çapta bir anti-Amerikan karşıtlığının doğması tehlikesine dikkat çekiyordu.

''BİZ YAPAMAYIZ AMA TÜRKLER VE SUUDİLER YAPAR''

Suriye ile en uzun sınıra Türkiye sahip ve şu ana kadar binlerce kişi Türkiye''ye göç etmiş durumda. Şam yönetimine karşı artan direniş, bazı generallerin sınırı aşarak Türkiye''ye sığınması, Brzezinski ile Hadley''in onlarca kişi önünde yaptığı beyin fırtınası sırasında ortaya attıkları formüller olabilir, gündeme getirdikleri senaryolar gerçekleşebilir mi sorularına neden oluyor.

"Pekiyi, ben neye destek veririm?" diye kendi kendisine sorduktan sonra, "Şuna destek veririm" diyordu özetle Brzezinski:

"Bölgedeki soruna realist bir cevap bulmak zorundayız. Suriye''nin bir doğrudan diğeri dolaylı iki ülkeyle sınırı var. Türkiye ve Suudi Arabistan. Bunlar önemli ülkeler. Ekonomik ve finansal kaynakları var. Eğer onlar Suriye probleminin hareket hattının gerekli olduğunu düşünürlerse, ben Türklerle ve Suudilerle çok açık pozisyon alırım. Özellikle Arap toplumları da genel olarak destek verirlerse, bunu tamamen destekleriz. Öyle Libya''da geriden desteklediğimiz gibi değil, tam destekleriz. Eğer bunun hızlandırılması gerektiğine karar verirlerse, evet bu acımasız bir durum, sonuçlarını tahmin edebiliyorum. Belki de öyle yapacaklar. Ne yazık ki çok da fazla seçeneğimiz yok."

Pekiyi, Rusya ve Çin... İran...

Türkiye ile Suudi Arabistan''ın başını çektiği bir müdahale, Ankara''nın özellikle de kaçındığı, önünü almaya çalıştığı (Suriye üzerinden) Sünni-Şii temsili savaşına dönüşmez mi?!

Sonraki yazıda devam edelim.

* * *

TurkTechNet''ten Türk girişimcilere...

New York''ta Türk hükümeti yetkilileri, işadamları, girişimciler, akademisyenler ve yatırımcılar biraraya gelerek güzel bir işin altına imza atmışlar. New York Başkonsolosu Levent Bilgen''in desteği, Ticaret Ataşesi Serhan Kara''nın öncülüğünde, Türk girişimcileri, teknoloji startup''ları ve yatırımcılarını küresel pazarda yarışacak seviyeye getirmek amacıyla TurkTechNet (TTN) adı altında kâr amacı gütmeyen bir kuruluş kurmuşlar. TTN, uçak ve konaklama dahil tüm masraflarını karşılayacağı 4 günlük New York eğitim kampında hem Türk girişimcilere bilgi teknolojileri konusunda ufuk açıcı bir program sunmayı hem de Amerikalı yatırımcılarla buluşturmayı hedefliyor. Mart başında başlayan başvurular için son başvuru tarihi 30 Mart.

Teknoloji, internet, mobile ve diğer teknolojilerle alakalı startuplar eğitim kampına başvurabiliyor. Bir fikrim var diyenler değil ama bir startup''ım var diyen

ve
adreslerine girerek ve yazarak daha fazla bilgi edinebilir.
12 years ago
"Türkler ve Suudiler karar verirse..."
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’