|
Dengesini arayan terazi...

Haber Milliyet"in ve şöyle:

"BBC"de James Reynolds imzasıyla yayımlanan yazıda, "Recep Tayyip Erdoğan bu kez en az kendisi kadar iyi örgütlü bir muhalifle karşı karşıya: Fethullah Gülen. İkili arasındaki bu mücadele Erdoğan"ın açıkça beyan etmediği 2014"te cumhurbaşkanı olma hevesinin önünde tehdit oluşturuyor. Recep Tayyip Erdoğan 2013"te protestoculardan gelen tehdidi savuşturmayı başardı. Fakat bu defa tehdit nihai hedefi bilinmeyen çok daha örgütlü bir muhalefetten geliyor" ifadeleri kullanıldı..."

Bu tespiti önemsemek ya da önemsememek ayrı, ancak Türkiye"de yaşayıp gözardı etmek mümkün değil.

Türk siyasi hayatının şu anki dengeleri ve önümüzdeki dönem gebe olduğu gelişmeler bu tespitin işaret ettiği durumla yakından ilgilidir.

Bu, çıplak bir gerçek...

Ancak tek gerçek değil...

Diğer "gerçek" de, en az birincisi kadar güçlü...

Son gelişmeler gösteriyor ki, cemaatin hükümete açtığı bir yaylım ateşinde kullanılan mermiler "kuru sıkı değil, hakiki". Başka karanlık noktaları, başka gerçekleri ortaya koyacak kadar oldukça tahrip ediciler.

Bu gerçeğin, ikinci gerçeğin, yolsuzluk ve rüşvet meselesi olduğu her geçen gün netleşiyor.

Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının da Türk siyasi hayatını şu an ve yakın gelecek açısından, en az süren iktidar kavgası kadar etkileyeceği açıktır.

Birbirinin üzerini örtemeyecek iki gerçek ve iki sorun...

Siyasi tartışmalar bu iki hat üzerinde ilerleyecek...

İddialar basına yansıyan kanıtların gösterdiği gibiyse hükümetin bu durumdan ciddi yara alacağı ortada. Aksi ispatlanmadıkça, ikna edici aksi kanaat doğmadıkça, siyasi iktidar gerçekten şaşırtıcı hamleler yapmadıkça, yolsuzluk ve rüşvet meselesi AK Parti hükümeti için "ciddi bir inişin başlangıcını ifade edecektir".

Bu tür darbeler, gerek yerel seçimler gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hükümet aleyhine sonuç verecek içerik gücüne sahip görünüyorlar.

Dün "soruşturma süreci derinleştikçe ve kanıtlar tartışılır hale geldikçe, iddialar gerçek kokusu verirse hükümet gerekeni yapacaktır..." demiştik.

Muhtemelen öyle olacak...

İlan edilmesi beklenen bakanlar kurulu değişikliğinde soruşturmada adı geçen bakanlar devre dışı bırakılacak. Bu değişikliğin yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında adı geçen bakanlarla ilgili ne tür bir vurgu taşıyacağı son derece önemlidir. Yaralı eli saklamayı mı yoksa kesip atmayı tercih edecektir, henüz bilmiyoruz.

Bunun yanında hükümetin kendisine karşı harekete geçen yapıyla açık bir savaşa gireceğine şüphe yoktur. Nitekim birkaç gündür İstanbul Emniyeti"nde, genel müdüre kadar varan görevden almalar, soruşturmayla ilgili kişilere yönelik yaptırımdan çok hükümetin bir alan hakimiyeti ve güç gösterisi hamlesidir. Kapalı bir çerçevede yürütülen "polis" faaliyetinin "mahkum edilmesi" girişimidir.

Bu tür hamlelerin önümüzdeki günlerde somut olarak cemaatin devlet içindeki kilit noktalarına yönelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.

Ayrıca hükümetin kimi yargı odaklarına güven duymasını beklemek saflık olur. Bu kaygı üzerinden nasıl bir yol izleyeceği de, gerek genel demokratik gidiş gerek çatışmanın seyri ve şiddeti açısından önemlidir ve yeni krizlere yol açabilecek hassasiyettedir.

Sormuştum: "Yolsuzluk mu? Tezgah mı? Hem yolsuzluk hem tezgah bir arada mı?.." diye...

Gelişmeler üçüncü şıkka işaret ediyor.

Salt tezgahtır tezi yeni bir otoriter havayı besler...

Salt yolsuzlukluk tezi başka bir otoriterleşmeyi...

Dün dile getirdiğim şu fikri önemsiyorum:

Yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının devlet içindeki özerk bir grup, cemaat tarafından iktidarı yıkma aracı olarak kullanılması ciddi ve yeni bir meşruiyet sorunu yaratır. Türkiye bunu daha önce yaşadı. Kimi "doğru davalar", haksız ve yanlış sonuçlara yol açtı, kontrolsüz güçleri yaygın hale getirdi. Yolsuzluk dosyaları üzerinden, karanlık üstü örtülü bir yapının etkin hale gelmesinin ciddi bir sorun oluşturacağını ve iki tür temizliğe ihtiyaç olduğunu unutmamak gerek...

Her anlamda zor bir döneme girdik...

10 yıl önce
Dengesini arayan terazi...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi