Bir haber aldım. Şaştım kaldım... Sadece habere değil… Haberin yapıldığı zamana da… Yayıldığı zamana da… İki zaman arasındaki dört aylık farka da… Yazılanlara sahip çıkılmamasına da… Çıkılmasına da… Şaştım kaldım…
Haber şu:
Araştırmada, Satın Alma Gücü Paritesi baz alınarak Nominal Gayri Safi Millî Hasılalar sıralanmış. Buna göre Türkiye, 9.1 trilyon dolar öngörüsüyle beşinci sırada. Birinci sıradaki Çin’i, Hindistan, ABD ve Endonezya izlemiş. Brezilya, Mısır, Rusya, Japonya ve Almanya da Türkiye’yi takip eden ülkeler olmuş.
“İşte İngilizlerin çok önemli bir kuruluşu açıklamayı yaptı. Ne dedi? ‘2030 yılında Amerika üçüncü sıraya, Türkiye ise beşinci sıraya yükselecek’ dedi. Biz demedik, bunu İngiliz, bu kredilerle ilgili şirket söylüyor. Milletimizin de aynı kararlılıkta olduğunu gördüğümüz için gerektiğinde yedi düvele meydan okumaktan çekinmiyoruz.”
Gelelim haberin yayılmasına… Dört ay önce yapılan bu haber bugünlerde gündemde…
“Yok be abi, duysan da inanma!”
“Toplam GSMH’nin ne önemi var, önemli olan kişi başı millî gelir.”
“Ortalama bir Hintli olmak ister misiniz?”
“Ortalama Norveçliler’e sadece Norveç Ulusal Petrol Fonu’ndan adam başı 300 bin dolar düşüyor.”
Aman bu mesajlardaki düzey sizi yanıltmasın. Bu grup, aralarında benim de olduğum, son derece iyi eğitimli, gayrı millî olduklarını asla düşünmediğim üst düzey iş insanlarından müteşekkil.
Şimdi şaşma nedenlerimizi bir toparlayalım:
Bizim arkadaşlar görmüş haberi… Vatandaşlık almak için bir yandan paralarını Yunanistan, Malta, Portekiz gibi ülkelere kaçırmaya çalışırken diğer yandan ‘Türkiye battı’, ‘mahvoldu’, ‘artık iflah olmaz’ diye ağlaşan bazı ekonomi dehalarının bu haberi görmelerini zaten pek de beklemiyorduk.
Hadi bu olağan şüpheliler haberi görmedi. Peki diğerlerine ne oldu? Bari, Cumhurbaşkanı açıklama yaptıktan sonra, ‘bu araştırma nedir’, ‘bahsi geçen İngilizler kimlerdir’ diye hiç mi sormaz insan? Yazdılar da benim mi okumam yok ya da görmedim mi?
Ayrıca, Bloomberg de İngiliz finans kuruluşları da bizi durduk yere övmez. Nasıl oldu, ne oldu da bu araştırma yayınlandı, sonra da Batı basınında yer alabildi? Mızrak, kılıfa sığmıyor olabilir tabii…
Araştırmayla elde ettikleri sonuçların, saklanamayacak kadar önemli olması pek tabii ihtimal dahilinde. Bu haberin yayınlanmasının altında, “Türkiye bu yöne doğru gidiyor, aman engel olalım” düşüncesi ya da bölgemizde kendi çıkarları doğrultusunda savaşlar, darbeler planlayan bazı ülkeleri ‘uyaralım’ amacı yatıyor olabilir. Neticede alışkın olmadığımız bu tavrın nedenini etraflıca düşünmekte fayda var.
Yine şaşırmamak elde değil ki bu haber ülkemizde neden şimdi önem görmeye başladı? Böyle konularda tesadüflere, ihmallere, ‘gözden kaçmıştır efendim’ sözlerine de itibar etmemek, tabiri amiyaneyle saksıyı çalıştırmak gerek!