Evet, çok önemlidir.
Neden?
Sayın Gül’ün bireysel siyasi gelecek tasarımı ve o tasarımla yakından ilgilenen, ona bel bağlamış ya da bel bağlamayı bir alternatif olarak düşünen muhalefet cephesi açısından da çok büyük önemi vardır.
Şiddetle tavsiye ediyorum. Bu 4 metni peş peşe inceleyin, gündemdeki olayları ondan sonra değerlendirin…
O zaman belki Sayın Gül’ün açıklamalarındaki talihsizliği belki daha iyi anlar; Gezi kalkışmasının gerekçelerini daha iyi kavrar; darbe söylentilerinin son derece ciddî kuruluşlarca neden ortaya atıldığını sindirir; Türkiye’yi neden Akdeniz’den sıyırıp atmak istediklerini tespit eder; Ergenekon, Balyoz-Gezi-17/25 Aralık-15 Temmuz-18 Ağustos ve sonrası gelen 3 finansal atak girişimini; Suriye meselesini; Doğu Akdeniz ve Libya konusunu en ince ayrıntısına kadar özümseyebilirsiniz…
İşte bu çerçeveden bakıldığında 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün bazı ifadelerinin özellikle altının çizilmesinde yarar görülebilir:
En kritik olanlardan biri şu sözü olabilir mesela: “Ben cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra aktif siyasetin içinde olmayacağımı söylemiştim. Ben tutarlı olmaya çalışan bir insanım. Dolayısıyla gündelik siyasetin içinde değilim…”
Küçük bir not: İletişim dünyasında eğer yanlış anlaşılma varsa, bunun sorumlusu kendisini ifade edendir, karşısındaki değil…
Ve nihayet İbrahim Kalın ve Hulusi Akar’ın kendisini ziyaretini yorumlama biçimi: “Geçmişteki ilişkilerimiz çerçevesinde onlar bana herhangi bir şeyi telkin etme durumunda değillerdi. Onlara git denmiş, geldiler ve saygılı bir şekilde anlattıklarımı dinleyip gittiler.”
Sayın Kalın bu hayli yakışıksız olduğu düşünülen ifadeye gereken cevabı Bakanlar Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında ayrıntılarıyla verdi…
Söyleşi sırasında Sayın Gül’ün Hard Power (sert güç) ve Soft Power (yumuşak güç) kavramlarını yerli yerinde kullanmamış olması tabii ki affedilebilir. Askeri güçleri sert güç, diplomasiyi ise yumuşak güç olarak değerlendirmesi o kadar vahim bir hata değildir. Ancak şu sıra TSK’nın gücünü NATO standartlarından aldığını ve Türkiye’nin sert güç konusunu abarttığını ifade etmesinin, ülkemizin içinden geçtiği çelişkilerle dolu dönem içinde değerlendirdiğinde çok garip kaçtığı söylenebilir…