|
Hız, Bilgi, Şeffaflık…

Araştırma şirketleri koronavirüs ile ilgili çalışmalarının neticelerini açıklamaya başladılar.

Strateji Co. stratejik danışmanlık ile Era Araştırma ve Danışmanlık firması ortaklaşa çalışarak geçen hafta sosyal medyadan toplanan verileri analiz etmişler. Ulaştıkları sonuçlardan biri şöyle: “Türkiye’nin süreci diğer ülkelerden daha iyi yönettiğine dair genel algının ve Türkiye’deki etkili kişilerin güven, itibar ve birlik mesajlarının halkı rahatlattığı görüldü.”

Era’nın yine geçen hafta, Türkiye kent genelini temsilen 12 ilde telefonla görüşerek yaptığı başka bir araştırmada ise toplumun %65’i virüs hakkında kendini “bilgili” ya da “çok bilgili” hissediyormuş… En sık bilgi alınan kaynak olarak da birinci sıradaki TV’nin (%85) ardından Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı (%43) gelmiş… Aynı sıralama ‘en güvenilen bilgi kaynakları’ listesinde de değişmemiş… Yani iş ciddiye bindi mi sosyal medyadaki “fikrî tecavüzcülerin” yüzüne pek kimse bakmıyor…

Toplam %65 oranındaki katılımcı Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı ya “başarılı” ya da “çok başarılı” bulmuş…

Areda Survey adlı şirketin yaptığı algı araştırmasının sonuçları da bir infografik olarak elimize ulaştı. Onların yaptığı çalışmaya göre de katılımcılar, Sağlık Bakanlığı’nın Koronavirüs ile ilgili süreç yönetimini ‘başarılı’ (%73,1) bulmuşlar…

Tüm bu çalışmaların neticelerinden anlıyoruz ki koronavirüse dair ‘kriz yönetimi’ ve ‘kriz iletişimi yönetimi’ süreçleri ‘doğru’ yönetiliyor.

Kriz yönetimi ve kriz iletişimi yönetimi, iç içe geçmiş kavramlar olduklarından sıkça karıştırılır. Böyle kritik süreçlerden başarıyla çıkılabilmenin yolu ise ikisinin de usulü veçhile yönetilebilmesinden geçiyor.

Son zamanlarda ülkemiz, bu bağlamda ele alınabilecek üç kritik süreç yaşadı: Bahar Kalkanı Operasyonu, Elazığ Depremi ve Koronavirüs salgın tehlikesi.

Bu üç olay, krizi ve kriz iletişimini ‘doğru’ yöneten kişileri öne çıkardı: Millî Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı.

Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu’nu toplayarak, İçişleri Bakanı AFAD’ı devreye sokarak ve Millî Savunma Bakanı da konuyu sadece operasyon bağlamında değil, tüm faktörleriyle açıklayarak bu başarıya ulaştılar. Bir kez daha görüldü ki, “Krizi yönetemezseniz, krizin iletişimini hiç yönetemezsiniz”

‘Kriz iletişimi yönetimi’nde üç nokta hayati öneme sahip olduğu tekrar tekrar kanıtlandı:

1. Hız: Bakanlar anında aksiyon alarak gerekli tedbirleri devreye sokabilme ve iletişimi başlatabilme kabiliyetine haiz olmaları. Bunu bir ölçüde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz.

2. Bilgilendirme Frekansı ve kanalı: Bakanların sık sık çeşitli medya organları aracılığıyla bilgi vermeleri hem toplumda güven ve sakinliği sağladı hem de kötü niyetlilerin araya girip zihinlerde bulanıklığa neden olmasını engelledi. Hatta bunlar daha sık tezvirat yapıp kafa karıştırsalar bile kimsenin umurunda olmayacak… Çünkü ilgili Bakanlar sosyal medya kanallarını da aynı tutarlılıkla kullanıyorlar.

3. Şeffaflık: Bilgiyi saklamamak, inandırıcılık, eyyamcılık yapmama,

millet paniklemesin diye bilgiyi yedirerek sunma gibi davranışlara tevessül etmeme… Dolayısıyla da halkın alınan tedbirlere uymasında hayli ileri bir noktaya

ulaşabilme konusunda, gerek kriz

yönetimi gerekse kriz iletişimi yönetiminde bir tek hedef vardır: Hasarı azaltmak…

Hem fiili insan sağlığı konusunda hem de itibar konusunda… Şeffaflık burada kritik başarı faktörüdür.

İletişim boşluğu sevmez. Çünkü bu boşluk, dedikodunun, sosyal medya tezviratının, dezenformasyonun ve TV’deki ilgili-ilgisiz uzmanın yorumlarının yol açacağı ‘algı kaosu’na karşı bizi savunmasız kılabilir… Sonra da kamu vicdanının ‘yanlış’ yönlendirmesiyle dolabilir.

Koronavirüs sürecinde de diğerlerinde olduğu gibi bu boşluğun oluşmaması ve doğru bilgiyle dolabilmesi için Bakanlığın ve Bilim Kurulu’nun açıklamalarından başkasına itibar etmemeye devam edelim.

#Areda Survey
#Koronavirüs
#Bilim Kurulu
4 yıl önce
Hız, Bilgi, Şeffaflık…
Dönemin Kültür Bakanı Sağlar’ı Kontrgerilla mı Madımak konusunda uyardı?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…