|
Kutsal bilgelik

Geçenlerde katıldığımız bir televizyon programında, popüler gazeteci arkadaşlarımızdan biri, Ayasofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkarken, “Ben” dedi, “mütedeyyin değilim, sekülerim”… Biz de dedik ki; “İnsan hem mütedeyyin hem de seküler olabilir” …

Ülkemizdeki temel mesele budur… Ya ‘mütedeyyin’ olacaksın ya da ‘seküler’… İlle de bölüneceksin… Oysa hem seküler, kurumsal anlamda da laik düşüncede hem de Ayasofya’nın ibadete açılmasından yana olabilirsin… Bu ikisinin birlikte var olması savunmak!.. İşte Türkiye’nin özlemini çektiği budur.

AK Parti’yi ‘mümin’ ve ‘mütedeyyin’ insanların partisi olarak görüp, kendisi ‘seküler’ olduğu için partinin yaptığı her şeye, söyledikleri her söze karşı çıkma refleksini bir kenara bırakmadıkça millî bağımsızlık sürecinde daha hızlı yol almak imkânsızdır…

Aynı şey, tersi için de geçerlidir… Mümin ve mütedeyyinler, kendileri gibi olmayanlara bakışlarını ‘normalleştirmedikçe’ ülkemizde toplumsal sıhhati tesis etmek mümkün olamaz…

Bu konuda Fatih Sultan Mehmet’ten alınacak ne kadar da çok ders vardır… Ayasofya’yı İslami inancın hizmetine sunmak üzere kurduğu vakıfla ilgili sözleri ezberlenesi türdendir… Ya da Bizans’ı fethettikten sonra gayrimüslimlerin inanç ve özgürlükleri üzerine söyledikleri… Veyahut Osmanlı İmparatorluğu’nun bu minval üzere yüzlerce yıl süren beşerî tutumu…

Dün, Sayın Cumhurbaşkanı ve Diyanet İşleri Başkanı’nın sözleri bu anlayışın sürdürülebileceği yolundaki irade beyanının birer yansımalarıydı… İnşallah sekülerliği, mütedeyyinliğin karşıtıymış gibi görenler de bu sözlerin arkasındaki vaadi anlarlar…

Türkiye “Batı bize ne der; Batı’ya ayıp olur; sonra bizi yalnız bırakırlar…” türü aşağılık kompleksi çıkışlı müstemleke kültürü özentisi endişeleri içermeyen ya da bu endişeleri göğüsleyebilecek özgüveni gösteren adımları her attığında, içimize bir ferahlık duygusu gelir… İşte o ferahlık duygusunu dün bir kez daha yaşadık…

Hani Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de ve Irak’ta Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda atılan adımlar sonucunda hissettiğimiz duygu var ya, işte ona benzer bir ferahlık…

Bu arada yüz binlerce kişinin katıldığı bu büyük organizasyonun, tereyağından kıl çeker gibi üstesinden gelen, duvarlardaki ikonların ve fresklerin ne olacağı konusunda Batılılar’dan çok endişe duyan bizim ‘ecnebi aydınlarımızın’ bile “helal olsun” dediği şekilde geçici olarak ‘kamufle’ etmeyi başaran yetkilileri candan kutlamak lazım…

İşlerini yapmaları için çok iyi teknik olanaklar sağlanan dünya basını, olayı, canlı ya da banttan dünyaya duyurdu… Tabii ki Hristiyan âleminin zil takıp oynamasını bekleyen yoktu… Ancak onların ve onlar gibi düşünen bizim aydınlarımızın endişelerini ortadan kaldıracak uygulamaların “Kutsal Bilgelik” merkezi Ayasofya’da hayata geçirileceğine dair çok işaret vardı…

Tüm insanlığa hayırlı olsun…

#AK Parti
#Bilge
#Hristiyan
4 years ago
Kutsal bilgelik
Bir yanımız gözü dönmüş kapitalist, bir yanımız cömert sıva işçisi...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir