|
Muhalefet, bu fırsatı kaçırmamalı...

Yeni anayasa beklentisinin barış sürecine endekslenen umutla paralel yürüyeceğini ve her iki vaadin de toplumda olduğu gibi siyaset arenasında da en geniş katılımla çözüme ulaştırılması meselesi, Türkiye gündeminin ilk sırasındadır.

Dün akşam Anayasa Komisyonu, "Yeni anayasa süreci bundan sonra nasıl işleyecek?" sorusunu yanıtlamak üzere toplanmış. Bu yazının yazıldığı saatlerde toplantı henüz başlamamıştı ve sonuç almaya yönelik, "en geniş katılım" konusundaki umut da çok güçlü değildi.

Halkın anayasa için öncelikli beklentileri konusunda Konda"nın araştırmasını tüm siyasetçilerin dikkatle "okumaları"nda yarar var. "Anayasa"nın esası ne olmalı?" sorusunun "adalet, eşitlik, özgürlük, devletin bekası" seçeneklerinden ikisine cevap vermesi istendiğinde, deneklerden yüzde 65 oranında "adalet", yüzde 50 oranında da "eşitlik" talebi gelmiş. "Haksızlığa karşı adalet"e işaret edilen oran ise yüzde 65.1 imiş.

Başbakan Erdoğan"ın "Sosyal restorasyon" olarak tanımladığı ve "pansuman" değil, "kalıcı tedavi" olarak nitelediği bu dönemde, "adalet" arayışı yeni anayasa beklentisinde birinci sırayı almalı ve seçilmişlerini parlamentoya sokamadığı için mağdur olduğunu ifade eden muhalefet de, yargıyı adaletin ışığında yeniden regüle edecek olan çalışmalarda hedefe kilitlenmelidir. Bu, işin "-meli, -malı" kısmı. Çok daha önemli olan ise olayın iletişim boyutu. Muhalefet için büyük bir iletişim fırsatı gözüküyor... Al arkana halkın yüzde 60"dan fazlasının desteğini, yürü...

Sizce bu fırsatı kim değerlendirir dersiniz?

Olması gerektiği gibi muhalefet mi, beklenmemesi gerektiği gibi iktidar mı?...

"Ülke içine doğru kamu diplomasisi"...

Tek merkezden konuşulması gerektiği ve Akil İnsanlar"ın çok fazla açıklama yapmaması gerektiği yolunda görüşler ifade ediliyor olsa da kimse dinlemiyor. Dinlememekle çok da iyi yapıyorlar. Görevleri iletişim. Konuşmadan nasıl iletişim yapılacağını bilen varsa anlatsın da öğrenelim.

Heyette memurların sesi olarak yerini almış bulunan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Yeni Şafak"a konuşmuş:

"Terörle mücadeleyi konu edinen diziler savaş mantığıyla yapılıyor. Bu dizilerin senaryolarında konsept değişikliği yapılmalı ve sürece katkı sağlayacak bir içerik sunulmalıdır."

Nasıl da önemli bir konudur, şu baştan aşağı "propaganda" kokan, hamaset yüklü, sadece "seslenen" ve bağırdığı kadar da ilkel spotların çeşitli kanallarda birbiri ardısıra gösterilmiş ve neredeyse kanıksanmış olması... Ve, hiçbir işe yaramaması. (En çok ölümlü trafik kazası rakkamları, "Trafik canavarı olmayın" kampanyası sırasında kaydedilmişti.)

Bu tür didaktizmden kaçınmayı öneren tanımlı yaklaşıma "Ülke içine doğru kamu diplomasisi" deniyor.

Zaten Akil İnsanlar projesi de bir tür kamu diplomasisi stratejisinin parçası değil mi?

GDO"lu krizler...

Mersin Limanı"ndaki bir gemide yapılan operasyonda genetiği değiştirilmiş (yani oynanmış) organizmalı (GDO) çeltik (kabuğu ayıklanmamış pirinç) ele geçirildiğine dair Gümrük ve Ticaret Bakanlığı üç-dört gün önce bir açıklama yaptı. Eskiden olsa bu meselenin üstünü çoktan örtmüşlerdi. Şimdilerde çömlek sık sık patlıyor. Çeltiğin çömleği de patlamış.

Sağlık ve gıda, alkol-sigara ve savunma sanayiini ilgilendiren iletişim çalışmalarında halkın özel bir duyarlılık içinde olduğu göz önüne alınırsa, bu sektörlerde faaliyet gösterenlerin en ufak bir müphemiyete yer vermeyecek biçimde kendilerini ifade etmeleri beklenir. Hele de son olaydaki gibi Bakanlık açıklamasıyla duyurulan ciddi kriz ortamlarında.

Her ne kadar Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, bugüne kadar ticarete konu olmuş GDO"lu çeltik üretiminin yapılmadığını söylemiş ve "Dünyada henüz üretimi yapılmayan bir ürünün ithal edilmesi de söz konusu olamaz" demişse de konunun hassasiyeti bu türden açıklamaları da didik didik edip, "Her şeyin bir ilki vardır" diye düşünülmesini de önleyemiyor. Ayrıca bizim halkımız ne kadar şikayet etse de, her zaman önünde sonunda devletine inanır.

Olayda adı geçen Göze Tarım Ürünleri, TAT Bakliyat ve Tiryaki Agro Gıda gibi itibarlı markaların bu haberi geçiştirmemeleri, söyleyeceklerini kendilerine saklamamaları, itibarları adına olmazsa olmaz bir durumdur. Tat ve Tiryaki grubunun "iddialar gerçek değil" türünden açıklamaları, dün de 6 kişinin gözaltına alındığı yolundaki haberlerle konunun hâlâ sürmesi nedeniyle çok yetersiz kalmaktadır. Sorular devam ettiği müddetçe ilgili firmalardan tatmin edici açıklama beklentisi de artmaktadır.

Ducking (Kafayı bir ördek gibi suya daldırmak) burada çalışmaz.

11 yıl önce
Muhalefet, bu fırsatı kaçırmamalı...
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti