|
“Haydi Bismillah” ve ifade özgürlüğü
Hızla yaklaşan 1 Kasım genel seçimleri için diğer partiler gibi kampanya malzemesi üretmeye çalışan AK Parti bir seçim şarkısı hazırlattı. Şarkıda nakarat olarak, toplumda karşılığı bulunan, “Haydi Bismillah” ifadesi kullanıldı. CHP'nin militanlığı ve saldırganlığı ile şöhret yapan bir milletvekili Yüksek Seçim Kurulu'na müracaat etti. Dinin siyasette kullanılması, istismar edilmesi anlamına geldiği gerekçesiyle, bu sözün AK Parti'nin seçim kampanyasında kullanılmasının yasaklanmasını istedi. YSK bu görüşü paylaştı ve ifadenin kullanılmasını yasaklama kararı aldı. Her ne kadar bu milletvekili başvurusunun bireysel olduğunu, partisiyle bir ilişkisinin bulunmadığını söylediyse de CHP yönetimi YSK'nın yasak kararını memnuniyetle karşıladı ve savundu.

Bu olayı nasıl değerlendirmek lâzım? YSK'nın kararı bir ifade özgürlüğü ihlâline yol açar mı, açmaz mı? AK Partiyi rakipleriyle yarışta kullanmak istediği bir araçtan mahrum bırakır mı, bırakmaz mı?

Yasaklama kararının kesin bir ifade özgürlüğü ihlâli teşkil ettiği de, yasaklamaya müracaatıyla vesile olan kişinin davranışının ifade özgürlüğü karşıtı bir tavır olduğu da açık bir gerçek. Başvuruda kullanılan ve YSK tarafından da benimsendiği anlaşılan gerekçe saçma. Malum mebus “tüm toplumun ortak bir değerinin siyasette kullanılmasından” rahatsızmış. Böyle tiplere verilecek basit cevap belli: Sana ne! Sen kendi işine bak! Daha fazlasına gerek yok, ancak, kamunun dikkatini birkaç noktaya çekmekte fayda var.

Besmele elbette toplumda yaygın bir değer. Her siyasî partinin onu seçim şarkısında kullanma hakkı var. Yaygın, yani farklı siyasî çizgilerdeki insanlardan aynı şekilde saygı ve kabul gören bir değerin bir parti tarafından kullanılması diğer partiler için bir dezavantaj yaratmayacaktır. Bu yüzden, CHP zihniyetinin ortak bir değeri koruma afra tafrası sahtekârlık kokuyor. Aslında bu davranışta, siyasal bakımdan doğru olmadığı için açığa vurul(a)mayan, satır aralarında gizlenen bir dinî değer düşmanlığı, en azından karşıtlığı var. Hiç şüphe etmiyorum ki, güçlü bir CHP iktidarı dinî tutum ve ifade özgürlüğü üzerine ciddî kısıtlar yerleştirecektir. CHP tarihi bunun delilleriyle dolu.

CHP zihniyetinin tipik paternalizmi de bu tutumda sergileniyor. Militan milletvekili ve onun davranışına sahip çıkan parti yönetimi, her ne kadar sadece bir ortak değerin korunmasından dem vuruyorsa da, aslında kendince seçmenleri de koruduğuna inanıyor. Onların nazarında ortalama seçmen “Bismillah” kelimesiyle ikna edilecek kadar saftır ve muhakeme kabiliyetinden mahrumdur. CHP onu korumazsa yanılır, yanlış partiye oy verir. Ne kadar da demokrat bir zihniyet!

Vakanın başka boyutları da var. Ortak değerlerin korunması ifade özgürlüğünün ihlâli için meşru ve makul bir gerekçeyse, ortak değer olduğunu söylediğiniz Türklüğü de, Atatürk'ü de kullanmayın. “Atatürk'ün partisiyiz” demeyin. Atatürk ilkeleri dediğiniz şeyleri tekelci biçimde sahiplenmeyin, dilinize dolamayın. Buna var mısınız? Belki de birileri YSK'ya CHP'ye bu doğrultuda yasak getirmesi için başvurmalı…

Son olarak şunu sormak gerekir: İfade özgürlüğü genel, her kişiyi ve siyasî çizgiyi kapsayan bir hak mı yoksa sadece AK Parti karşıtlarına ait bir hak mı? Bakıyorum, AK Parti karşıtlarına yönelik fiilî veya hayalî ifade özgürlüğü ihlâllerinde hemen -hem de yüksek perdeden- ses veren bazı çevreler hasımlarına veya sevmedikleri aktörlere aynısı hatta daha fenası yapıldığında üç maymunu oynuyor. Ancak, tavırlarının gözden kaçtığını zannetmesinler, dikkatli gözlemciler bunları tarihe not ediyor ve sicillerine işliyor.
#Haydi Bismillah
#ifade özgürlü
#ak parti
8 yıl önce
“Haydi Bismillah” ve ifade özgürlüğü
IMF ve ülkelerin yeni kotaları
Dertli bir bürokratın kamuda tasarruf için çırpınışı ve bir öneri
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…