|
Seçimler öncesi ve sonrası

Bayram sonrasında siyaset meydanlarının biraz daha fazla ısınacağını sanıyordum. Öyle olmadı. Şimdi acaba bu seçimlerin öncesinden ileriye vatandaşın zihninde ne kalabilir diye düşünüyorum. Böyle giderse herhalde hiçbir şey kalmayacak. Ne bir lider, ne bir slogan, ne bir söyleşi, ne bir ümit ne de anlamlı olabilecek herhangi bir hatıra.

Seçim öncesinin bu sönük tablosuna mukabil seçim sonrası çok daha canlı ve sıcak olacak. Bir tarafta yeni hükümeti kurma çalışmaları diğer tarafta seçim sonrası dönemin geride bıraktığımız dönemden devir alacağı gerilimler bu ısınmayı meydana getirecek. Tabii bu ısınmanın derecesi önemli ölçüde seçim sonuçlarına bağlı olacaktır.

Seçim sonuçları..

Seçimlerle ilgili birçok tahminler yapılmaktadır. Bu tahminlere göre FP birinci ve DSP ikinci parti olarak gözüküyorlar. Üçüncü ve dördüncülükte ANAP ve DYP yarışıyor ve ANAP biraz ileride gözüküyor. Tahminlerin buraya kadar olan kısmı ancak şu şekilde tartışılabilir: Birinciyle ikinci ve üçüncüyle dördüncünün sıralarında farklı tahminler yapılabilir. Buna mukabil merkez sağ''ın iki partisinin de birinci ve hatta ikinci partisi konumuna gelmeleri hiç muhtemel değildir. Birinciliğe ise DSP ya da FP''nin oturması seçim sonrasında havanın ısınmasını etkileyecek en önemli faktörlerden birisi olacaktır.

Bunu etkileyecek diğer faktör bu dört partinin dışında kalan hangi parti veya partilerin barajı aşabileceğidir. Özellikle hem MHP ve hem de CHP''nin barajları aşması ilk bakışta hükümet kuruluşlarını zorlaştıracak, dolayısıyla da istikrarsızlığa sebeb olacak bir gelişme gibi görülse bile bunun tersini de düşünmek mümkündür. Böyle altı partinin yer aldığı bir mecliste zorda olsa daha geniş bir tabana dayalı hükümetler kurulabilecektir. Ayrıca böyle bir durum siyasetin genelinde konuları dağıtacak ve gerilimleri düşürecektir.

Seçim sonrası..

Birçok çevre ısrarla devletin ANAP-DSP hükümetinin devamını isteyeceğini iddia ediyor. Tahminler ise bu iki partinin üçüncü bir partiye ihtiyaç duymadan aralarında hükümet kuracak sayıda milletvekili çıkaramayacağını ortaya koyuyor. Burada asıl önemli olan seçim sonrasında bir DSP-ANAP veya DSP-ANAP ve artı bir başka parti ile bir hükümetin kurulup kurulamayacağı değildir. Asıl önemli olan böyle bir hükümetin Türkiye''yi ne kadar bir süreyle yönetebileceğidir.

Ağırlığı DSP-ANAP ekseninde olan bir hükümetin bir dört yıl Türkiye''yi idare etmesi hiç mümkün gözükmüyor. Bunun içindir ki herhangi bir aşamada FP''li bir hükümet arayışı gündeme gelebilir. Şu ana kadar DSP''de ANAP da böyle bir ihtimale kapılarını kapamadılar. Burada bilinmeyen asıl FP''nin böyle bir gelişmeyi nasıl karşılayacağıdır. Bir başka ifadeyle FP''nin bir gününde herhangi bir hükümette yer alabilmenin kendi üstüne düşen şartlarını yerine getirmeyi isteyip istemeyeceğidir.

Diğer taraftan mevcut düzenin FP''yi rahat bırakmayacağı bellidir. Bunun anlamı şudur: FP seçim sonrası dönemde ya düzenle mücadele etmeyi ya da onunla uzlaşmayı seçmek durumunda bırakılacaktır. Tabii FP''nin neye, ne için karşı çıkacağı da, neyi ne için kabul edeceği de son derece önemlidir. FP bu ikisinin dışında bir üçüncü yol izleyemez. Buna fırsat verilmez. Olsa olsa bu konudaki kararını az bir zaman için erteleyebilir. Buna mukabil FP''nin sürdürdüğü seçim kampanyasına, genel başkanının beyanlarına, seçim beyannamelerine bakıldığı vakit böyle bir tercihi yapacak bir donanıma ve iradeye sahip olmadığı görünüyor. Bu eksiklik 19 Nisan''a kadar mutlaka giderilmelidir. Siyaset 18 Nisan''da bitmeyecektir. Tam tersine siyaset asıl 18 Nisan''dan sonra başlayacaktır.

Toplum ve istikrar..

Türkiye''nin yaşanan gerek dış gerekse iç gelişmeler itibariyle zor geçitlerden geçmekte olduğu kesindir. Diğer taraftan seçim sonrası için ufukta gerilimler ve istikrarsızlıklar gözükmektedir. Bütün partiler ve tabii ki FP de bu tablo karşısında toplumun tepkilerini doğru bir şekilde değerlendirmeleri gerekecektir.

İnsanın fıtratı istikrardan yanadır. İstikrarsızlıklar insanları yıldırır. Her davanın rüzgarını keser. Bizim toplumumuz ise bin yıllık tarihi boyunca hiçbir zaman kargaşa ve karmaşaya pirim yaptırmamıştır. Bu toplum bütün bu süre boyunca birlik ve bekâsını herşeyden önemli tutmuş ve istikrarı bunların garantisi ve bunlarla eş değerde kabul etmiştir.

Eğer bugüne kadar siyasal partiler %20''ler civarında takılıp kalmışsa bu seçimlerde de böyle bir tablo ortaya çıkacaksa bunun sebebi bellidir. Bir türlü ortaya bütün Türkiye''yi kucaklayacak, dürüst, iddialı, heyecanlı ve hoşgörülü bir siyasi dalganın ortaya çıkmamış olmasıdır.

Seçimlere giderken bütün bunları hatırlamakta fayda vardır. Seçimlerden sonra ise zorunluluk olacaktır.


25 yıl önce
Seçimler öncesi ve sonrası
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti