|
1917 aile kararnamesi

Türk Kahvesi programında ağırladığım konuklarımın hepsinin uğraş alanları hayata bambaşka pencereler açıyor. Bu nedenle hepsine çok müteşekkirim.

Geçen hafta konuğum olan Prof. Dr. M. Akif Aydın da bunlardan birisiydi. Sayesinde kadı sicillerini okumak gibi yeni bir hobi edindimJ

Akif hoca kendisini bir hukuk tarihçisi ve bir bilim insanı olarak yaşamaya adamış. Eserlerinin yanı sıra İSAM başkanlığı sırasında kıymetli bir ekiple hayata geçirdiği bir proje olan kadı sicillerinin tercüme ve internet ortamına aktarımıyla önemli bir veri tabanının oluşmasına hizmet etmiş. Öyle ki bu çalışma, sosyal yaşantısıyla kayda geçen İmparatorluk hakkında birçok kanaatin değişmesine de sebep olmuş. Doğrusu ben direkt kadınla ilgili bahislere odaklandım. Özellikle boşanma bahsini okumak çok gülümsetiyor insanı. Yüzyıllar geçiyor insan değişmiyor.

Osmanlı toplumunun her köşesinde yargıyı sağlayan kadıların sicilleri muhteşem bir ayna ve kaynak. Doğrusu yanınıza bir sözlük alıp sicillere dalın derim. Eğlenceli, öğretici, muhakeme geliştirici ve ezber bozucu… İSAM tarafından 100 cilt halinde kapaklı biçimde yayınlansa da internet ortamında kayıtları araştırmak çok daha kolay.

KADINI KORUYAN KADI…

Bir sicil kaydında kadı efendi sarhoş olup karısını sürekli döven Zülfikar Ali’ye uzaklaştırma cezası veriyor. 2011 İstanbul Sözleşmesi’nden iki yüz yıl filan önce… Hüseyin Mustafa’nın karısının izni olmadan ikinci bir kadın getiremeyeceğine, Oruç Halil’in eşi Dilferid’i bir aydan fazla bırakıp gidemeyeceğini belirten kararlar veriyor. O zamanlarda erkeklerin ortadan uzun süre yok olması ciddi bir sorun. Bir de dikkatimi çeken kadınların boşanma taleplerindeki artış. Kadılar da enteresan! İslam hukuku ve de Hanefi fıkhını esas alan kadılar kimseye “dizini kır koca bu döverse sesini çıkarma” demiyor, tam tersi kararları kayda geçiyorlar. Elbette genellenemez. Ancak bu sicillerde çalışmış olan M. Akif Aydın da, kadıların kadınları koruduğunu söylüyor. Doğrusu tarihimizle bir kez daha gurur duydum. Hele de “Pabuçcu Ali” vakasında “Helal Olsun”J

Kadı sicillerinde elbette sadece bunlar yok. Sanat tarihçilerinden dizi yapımcılarına, senaristlere hem hikayeleri hem hükümleri itibarıyle muhteşem bir kaynak ortaya çıkmış. Emeği geçenler sağ olsunlar…

M.Akif Aydın’ın doktora tezini de kapsayan bir kitap olan “Osmanlı Aile Hukuku” bugün tartıştığımız konularla çok alakalı
. “Vaay aile çöküyor, suçlu kim” tartışmalarına yüzyıllar öncesinden ışık tutacak nitelikte. Malum “Işık doğudan gelir” …

Akif Aydın’ın Osmanlı Aile Hukuku isimli kitabını tavsiye ediyorum. İlber Ortaylı’nın Osmanlı Toplumunda Aile kitabını da siparişinize ilave edin derim. Böylece bu konudaki tartışmalar belki derinlik kazanabilir.

Osmanlı’nın son yüzyılı, her bir cephede savaş var…

1820’den 1920’ye Rus Harbi, Balkan Harbi, Yunan Harbi, Sırp Harbi, Mısır isyanları, Arap ayaklanması ve de ardından 1. Dünya Savaşı derken erkek nüfusun ciddi bir bölümü peş peşe gelen harpler ile kaybedilmiş. Onların sosyal hayatta boşalttığı yeri kadınlar doldurmuş. Diğer yandan sanayileşmenin yanı sıra kültürel olarak Avrupa’nın yaşam tarzının etkisi görülmeye, aile yapısı değişmeye, eski konaklar yok olmaya başlamış. Tam bu noktada “batıcılar”, “Türkçüler” ve “İslamcılar”ı kapıştıran konuların başında kadın ve aile gelmiş.

(s: 166)

Kadınlar ister istemez çalışmaya başlamışlar. Feminist cereyanlar görülse de bunlardan ancak az miktarda iyi okur yazar kadın haberdar olabilmiş. Gerisi ekmeğinin, çoluğunun çocuğunun derdine düşmüş.

Tanzimat sonrası düzenlenen Mecelle’de aile hukukuna yer verilmemiş. Toplumda ortaya çıkan değişimin sebep olduğu problemleri çözmek amacıyla İttihad ve Terakki hükümeti 1917 Aile Kararnamesi’ni çıkarmış. Kararnamenin bahtı çok açık olmasa da Medeni hukuk konusunda güncellenen ilk ve tek düzenleme olarak İslam coğrafyasında yaşatılmış. (Ürdün, Malezya, Mısır, Suriye, Filistin, Lübnan)

Kararname “Münekahat”(evlenme) ve ‘’Müfarakat’’( boşanma) olmak üzere iki kitap halinde düzenlenmiş. Museviler ve Hristiyanlar için ayrı hükümler getirilmiş. Aile hukukunu düzenlemeye nişan ile başlanmış ki; bu kelime bir hukuk metninde ilk defa kullanılmış. Kızlarda 17 erkeklerde 18 yaşını bitirenleri tam ehliyetli saymış. Birçok hükmünde farklı mezhep imamlarının görüşlerini birleştirmiş, Kararname’nin en çok eleştirilen tarafı da bu olmuş. Mahkeme kararıyla boşanma sebeplerini artırmış kadınların boşanma imkanlarını da genişletmiş. Aile meclislerini devreye sokmuş. Evlenme ve boşanmaya devletin kontrolünü getirmiş. Kararname yayınının ardından batıcılar, Türkçüler ve İslamcılar çok eşlilik konusunda şiddetli tartışmalar başlatmışlar.

İki grubun şiddetli tepkisini çekmiş. Muhafazakar İslamcılar ve gayrimüslim cemaatlerin ruhani reisleri 1919’da yürürlükten kaldırılmış.

Yıl 1924… Lozan’ın sonuçları medeni hukuku da etkiler. Türk devleti Avrupalı hukuk danışmanlarını beş yıldan az olmamak şartıyla istihdam etmeyi kabul etmiştir. Bu danışmanların nezaretinde hazırlanan hukuk reformlarıyla aile hukukunu düzenleyen İsviçre Medeni Kanunu kabul edilir. (s: 216)

Yıl 2019… Hala bu konu tartışılmakta ve benzer argümanlarla muhafazakarlar... Batıcılar ve Türkçüler şarkı garbı cenubu suçlayıp durmaktalar…

#Türk Kahvesi
#M. Akif Aydın
#İSAM
#Zülfikar Ali
5 yıl önce
1917 aile kararnamesi
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’