|
Akıl dışı efsaneler insanlığın önüne geçiyor

Netanyahu’nun 3 bin yıllık Yahudi düşünü gerçekleştiğini söylediği tören. Fox News ana haber spikeri “İsrail yüzlerce yıl beklemenin haklı sonucunu aldı” diyor. Üstün ırk, Tanrı tarafından vaat edilmiş topraklar, yüzlerce yıldır okumaktan ve yazmaktan başka işleri olmayan hahamlar tarafından yaşatılan hurafeler, efsaneler bugün bilimselliğin zirvesinde bir dünyada siyaset olarak takdis ediliyor. Ne yazık ki tüm bunlar da dünyaya “demokrasi “ adı altında pazarlanıyor.



TRUMP = CYRUS

2018... İsrail ve evanjelistlerde Trump ve Cyrus paralellemeleri kuruluyor. Hatta büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması şerefine Trump ve Cyrus’un resimlerinin olduğu hatıra paralar bile basılmış. Cyrus kim mi? Cyrus (Sayrus) Pers İmparatoru. Bu Sayrus Yahudilerin meşhur Kudüs sürgünü sonrasında dönmelerine izin veriyor. Aynı zamanda da 2. Süleyman tapınağını inşa ettiriyor. Yahudi değil ama İsrail/Yahudi tarihinin büyük kahramanı. Anlaşılan o ki Trump, Cyrus olmak istiyor.

MEDİNE VESİKASI VE HZ.MUHAMMED

Amerika’nın Müslümanları diz çöktürme çabasının merkezinde İsrail ittifakı var. Buna burada direnemezsek sonrası tufan ki ne tufan!.. Müslümanlar olarak bizim burada kapı gibi bir Medine Vesikası örneğimiz var. Yahudilerin her türlü haklarını teminat altına alan bir Peygamberimiz var. Bunları gündeme getirmenin vakti olduğuna inanıyorum.

...

KUDÜS’ÜN ANAHTARI

1922 yılında Milletler Cemiyeti Türkiye yerine İngiltere’yi Filistin hakimi ilan etti. 1. Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu politikasını şekillendirebilmek için Filistin’e ihtiyaç vardı. Burası Irak’ın akıl almaz zenginlikleriyle petrol yataklarıyla Thames nehrine kadar İngilizleşmiş bir coğrafyada hayati bir geçit olan Süveyş kanalı arasında köprü görevi görüyordu.

...

1948 yılının bir mayıs akşamı bir İngiliz subayı Kudüs’ün Sion kapısının anahtarını götürüp Haham Weingarten’e verirken şu sözleri söyler: “70 yılından bugüne kadar Kudüs’ün hiçbir anahtarı Yahudilerin eline geçmemişti. 19. yüzyıldan beri halkınız ilk kez imtiyaz elde ediyor...” Efsaneye göre Yahudilerin tapınağını yakmaya gelen Roma İmparatoru Titus’un din adamları Kudüs’ün anahtarlarını gökyüzüne fırlatıp haykırmışlardı: “Bundan böyle anahtarların koruyucusu Tanrı olsun.” Haham anahtarı alıp şükrederken surların içinden silah sesleri gelmeye devam etmektedir. O sesler bugüne kadar eksilmez artar.

...

1517’de Kudüs Türkler tarafından ele geçirildi. 1895/ Herzl siyonizmin “Yahudi Devleti”ni yayınladı. Neredeyse 120 yıldır o topraklarda kan dinmiyor ve her geçen zaman Filistinlilerin aleyhine işliyor. 1948’den bu yana batı devletlerinin önceliği İsrail’in güvenliği oldu. Bugün de bu öncelik pekiştiriliyor. Kurulduğu günden bu yana kendini bir güvenlik politikasıyla şekillendiren Yahudi devletinin bölgede kalıcılaşması sağlanmak isteniyor. Dış dünyada ise İsrail’in kendisine inşa ettiği güvenlik duvarları gerçeklerin görülmesini engelliyor. Müslümanlara düşen en önemli görev; medyanın ve dünyanın meseleye “güvenlik duvarlarını” aşarak bakmasını sağlamak. Sürrealist argümanlara karşı realist bir dil geliştirmek. Olaylara düşman ya da terörist Müslümanların ve Arapların şahsi meselesi olarak bakılmasını engellemek. Bunu söyleyen pek çok Yahudi, Hristiyan ve hatta din adamları var. Liberal, seküler, Hasidik Yahudiler ve daha pek çok mezhepte İsrail ilahiyatını tartışan Yahudiler var. Yahudi ilahiyatı dünyaya şekil veremez.

BİLGİYİ SİSTEMATİK OLARAK YAYMAK!

Edward Said’in 2002 yılında Al Ahram’da yayınlanan bir makalesinde; Arap liderlerinin askeri, siyasal, ekonomik olarak ama en çok da ahlaken zayıf olduğunu yazıyordu. Said’e göre Arap liderleri “bilgileri sistemli yaymanın önemini” kavrayamamışlardı. Buradan yola çıkarak Filistin meselesinde en önemli önerinin bilgiyi sistematik olarak tüm dünyaya yaymak olduğuna inanıyorum. Efsanelere dayanarak zulüm yapmak hakkı söz konusu olabilir mi?

YA KÖTÜLÜĞÜ YA MESİHİ ÇAĞIR!

Filistinlilerin yaşadıkları zulmü konuşuyor ama Museviliği konuşmuyoruz. Ve bu konuda uzman da yetiştirmiyoruz. İlahiyatı sadece İslam araştırmaları olmaktan çıkarıp bugüne taşımak ve diğer dinlerin ilahiyatını da öğrenmek zorundayız. Mesela 17. yüzyılda Türkiye topraklarında ortaya çıkan Mesihi inanç Sebatay Sevi ve Frankistlerin inançları ile bugün arasında bir bağ kurup evanjelistlere bir bakmakta fayda var.

BAĞIŞLARLA YAŞAYARAK DEVLET OLMAK!

Filistin otoritesi hükümet, parlamento, memur maaşları dahil her türlü harcamayı gelen bağışlardan yapıyor. Bunun dışında bir gelir kaynağı yok. Filistin’e gelen tüm bağışlar İsrail’in denetimi altında. Filistinliler İsrail güvenlik şartlarını yerine getirmedikleri takdirde bu bağışları kullanamıyorlar. Bağışların %30’u Avrupa’dan, %10’u ABD’den ve gerisi muhtelif ülkelerden geliyor. Ayrıca Araplar dolaylı olarak bağışta bulunan Avrupa ülkelerini finanse ediyor.

#Filistin
#İsrail
#Ortadoğu
#Kudüs
6 yıl önce
Akıl dışı efsaneler insanlığın önüne geçiyor
Bir başıboşluk hikâyesi: Köpekler ve mama lobisi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?