|
Boomer kuşağının zor sınavı: Evlat Z kuşağı-torun İ kuşağı

Salgın hastalıklar, ekolojik felaketler, sarsılan bir dünya siyaseti derken, tarihten, ekonomiden kapitalizmden ve hatta dinden başlayarak her şeyi yeniden mi düşünmeye üşenmesek dediğimiz günlerdeyiz. Pek çok krizin ötesinde varoluşsal krizler her yerde bizi bekliyor. Bir de bunlara kuşaklar arası farklar eklenince debelenip duruyoruz; anlayacağız ve anlatacağız diye… Bir taraftan geçmişten bugüne köprü olmaya çalışıyor bir birikimi derleyip toplayıp sürüklüyor, bunlarla hiç ilgilenmek istemeyen kuşaklara ‘’işte bunlar senin’’ demeye çalışıyoruz.

Z KUŞAĞI

Biz daha Z kuşağını anlamamışken bu İ Nesli’ni nasıl çözümleyeceğiz doğrusu bilmiyorum. Bir zihin idmanı olarak Süleyman Seyfi Öğün’ün Z kuşağı başlıklı Yeni Şafak yazısındaki tespitler üzerinde beraberce düşünmeyi öneriyorum. Benim de yakından gözlemlediğim bir şey var ki; ne zaman ebeveynler ve çocuklar bir araya gelsek yaman bir tartışmanın içinde buluyoruz kendimizi. Biz onlardan daha öfkeliyiz nedenseL Gençler artık bizimle birlikteyken mayınlı konulara değinmekten kaçınıyorlar. ‘Yargılamak ve anlamak arasında fark vardır. Yargılamak kolay, anlamak meşakkatli bir süreç…’ İki kuşağın içinde yargılamayı seçenler de anlamayı seçenler de olduğunu da gözlemledim. Bunun dışında ortak noktalar da var. Paternalizm ne kadar aşınmış olsa da bu kuşakta varlığını sürdürüyor. ‘İkisi de modernleşme olgunlaşma idealini paylaşıyorlar.’ Tartışma olgunlaşma metoduyla başlıyor… ‘‘Babalar gelenek kılavuzluğunda yol alalım derken, oğullar şahsi tecrübe ve tercihlere yol açılması gerektiğini söylüyor. Peki yetişkin olurken olgunlaşmayı nasıl sağlayacağız? Geleneklerin hazır kodlarına girerek, yani muhafazakarlaşarak mı yoksa onlardan koparak bireyselleşip özgürleşerek mi? ‘’En çok tartışma burada çıkıyor sanırım!

“Z kuşağı sermayenin devletten ayrıştığı, teknolojinin bireyselleştiği devrin çocukları… Maddi dünyaları alabildiğine kuvvetli, ilgisizlik başat kuvvetleri… Daha önceki kuşaklar tarih ile kavgalıydı Z kuşağı ise asla kavga etmiyor, susuyor ve ilgisiz ilgisiz bakıyor… Çatışmıyorlar, yok sayıyorlar… Tarihten arınma işini teknolojik aletler galiba başaracak… ‘’

Özetlediğim bu tespitlerin içinde dikkat çekenlerden birisi de tarih karşısında mesuliyet hissetmenin babalar ve evlatlar arasındaki en büyük fark olması. S. Seyfi Öğün mesuliyet fikrinin ilk zedelendiği hareketin hippilik olduğunu yazarken Z kuşağının atalarının bu sönümlenen hareket olduğunu da söylüyor…

Tüm mesele siyasetin ve toplumların gelecek stratejilerini hangi nesil şekillendirecek. Bir sonraki nesli etkileyelim derken popülizmin tuzağına düşmemek mümkün olacak mı? Biz bu dünyadan konar göçerken ardımızda ne bırakacağız…. Her şey gibi üzerinde yeniden yeniden düşünmek gerekir.

Z NESLİ OLGUNLAŞIRKEN İ NESLİ OY VERMEYE BAŞLAYACAK...

Jean Twenge’yi ’Ben Nesli’ kitabıyla tanıdık. ‘’Ben nesli’’ orta yaşı evirirken o araştırmalarına yeni nesiller üzerinde devam ediyor. Ve gele gele İ Nesli’ne kadar geldi. 1995 ten sonra doğan iGen, ergenliklerini akıllı telefon çağında geçiren ilk nesil. Bugün 25 yaşında olan bu nesil değil biz boomer nesline, Z kuşağına dahi benzemiyor. Twenge onların farkını şöyle tanımlıyor: ‘”iGen arkadaşlarıyla bizzat daha az zaman harcıyor, sosyal medya diğer etkinliklerin yerini alıyor - belki de bu nedenle daha önce benzeri görülmemiş düzeyde kaygı, depresyon ve yalnızlık yaşıyorlar...’’

Twenge iGen kitabını 11 milyon Amerikalı genç ile yaptığı anketlerin yanı sıra derinlemesine görüşmelerden yola çıkarak yazmış, bugünün gençlerini şekillendiren kültürel değişiklikleri belgelemiş. Sadece bu değil ruh sağlığı üzerine ortaya çıkan verileri de yorumluyor. Mesela 2009’dan 2017 ye kadar, ABD’de 14 ila 17 yaş arasındaki depresyon oranları % 60’tan fazla artmış ve bu yaş grubundaki kendine zarar verme ve intihar düşünceleri için acil servis ziyaretleri de artmış durumda. CDC’ye göre, genç kızlar arasında intihar oranları 40 yılın en yüksek seviyesinde. Bu eğilimlerin nedenlerini belirlemek zor olsa da bu yaş gurubu üzerinde yapılan araştırmalar Twenge’nin tespitlerini doğruluyor.

“iGen’i önceki her nesilden ayıran tek şey teknoloji değil elbette. Zamanlarını nasıl harcadıkları, nasıl davrandıkları ve din, cinsellik ve siyasete karşı tutumları bakımından da farklıdırlar. Tamamen yeni yollarla sosyalleşiyorlar, bir kez kutsal sosyal tabuları reddediyorlar ve hayatlarından ve kariyerlerinden farklı şeyler istiyorlar. Önceki nesillerden daha fazla, güvenlikle takıntılılar, hoşgörü odaklılar ve eşitsizliğin giderilmesi için sabırları yok. iGen önceki nesillere göre daha yavaş büyüyor: On sekiz yaşındakiler on beş yaşındakiler gibi görünüyor ve hareket ediyorlar…Bu yeni genç grup yetişkinliğe dönüştükçe, hepimiz onları anlamalıyız: Arkadaşların ve ailenin onlara dikkat etmesi gerekir; işletmeler onları nasıl işe alacaklarını ya da onlara nasıl satabileceklerini anlamalıdır; kolejler ve üniversiteler onları nasıl eğiteceklerini ve yönlendireceklerini bilmelidir. Ayrıca iGen üyelerinin büyükleri ile iletişim kurarken ve yaşlı akranlarına görüşlerini açıklarken kendilerini anlamaları gerekir.’’ Twenge bu nesil üzerine bir kitap yazmış. Özetle teknolojiyle iç içe kaygısı yoğun bir nesil geliyor, depresyonlara, bunalımlara hazır olun!

#Z Kuşağı
#Seçim
#Gençlik
4 yıl önce
Boomer kuşağının zor sınavı: Evlat Z kuşağı-torun İ kuşağı
Neden kader meselesi
Jorge Jesus için gensoru
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm