|
Esas oğlanlar kim?

Tam da meydanlarda toplanan kalabalıklar huşu içinde yad edilmeye devam ederken aldık haberi. Mitinglerde etkili olan, iki yıldır sokaklarda mahallelerde vatan kurtarmak için örgütlenen Vatansever Güç Birliği Hareketi''nin üyeleri dolandırıcılıkla suçlanıyorlarmış.

Vatansever Güç Birliği Hareketi Başkan Yardımcısı Vehbi Ş. N ise dinlemeye takılan telefon konuşmasında toprağı bol olsun Hırant Dink''in ölümü için "bizim çocukların işi" diyor!

Vatansever Güç Birliği Hareketi''nin "bizim çocukları" Emniyet Müdürlüğü tarafından mahkemeye verilen açıklamada "arkadaşlığa dayalı bir grup" olarak tanımlanıyor.

Sanıklardan birisi olan Erhan Tuncel basında yer alan açıklamasında "ben Emniyet''in adamıydım, onlara bir yıl önce Dink''in öldürme planını söyledim" diyor.

Alt alta yazdığınızda akıllara ziyan bir düzen görüyorsunuz. Kim bunlar neden kendilerini devleti korumak adına her türlü kanunsuzluğu yapacak güçte hissediyorlar? Böyle bir durumda hangi kişi ve kurumlar onları koruyor? Devletin legal kurumları ile legal olmayan kurumları diye bir şey söz konusu olabilir mi? Demokrasi, hukuk devleti dediğimiz şey sadece devletin legal kısmına münasip görülen bir usul de geri kalan kısmı için başka kurallar mı geçerli?

Kim bu düzenin esas oğlanları? Kendilerini memleketin sahibi olarak gören bu esas oğlanları merak ettiğim kadar bu düzenin yapımcısını, finansörünü ama en çok da senaristini merak ediyorum.

İnsan hakları ile ilgili en ufak bir özgürlük hak ve talebinde ve ya genişlemesinde "bu yasalar terörü artırıyor, teröristleri teşvik ediyor" diyenler, Dink cinayetini işleyenler için "arkadaşlığa dayalı bir grup" tanımlamasının neden olabileceği toleransın sonuçlarını düşünmüyorlar mı acaba?

Filmler kitaplar hayatın kendisi bize böyle güçlerin dünyanın her yerinde olduğunu gösteriyor, ama birçok ülke en azından demokrasi masalını daha gerçekçi hale getirmek için bunlarla yüzleşmeyi tercih ediyor. Devlet kendisi ile hesaplaşıyor, şeffaflaşıyor. Yunanistan, İspanya, İtalya örnekleri var önümüzde. Hukuk bu güçlerden bağımsız, adalet terazisinde işlemeye başladığı an ülkelerde dengeler yerini buluyor. Elbette derinde kalanlar, hiç dokunulmayanlar / bahsedilmeyenler olsa da…

''Devlet bizim, kimseye yâr etmeyiz'' diyen anlayışın kendisi ile de toplumla da yüzleşmesi gerekiyor. Kim bilir belki onlar da aynada gördükleri kendi resimlerinden ürker, çağdışı antidemokratik, anti modern, anti hümanist tutumlarından vazgeçerler. Bir taraftan bu yüzleşmeye yakından tanık olmak ve gerekçelerini duymak istiyorum. Diğer taraftan ise duyacaklarımdan ürküyorum.

Bu devleti korumak, vatanı korumak adına fedakarlık olarak yapılan bunca işin ardından yarın bir gün farazi olarak şöyle gerekçeler duysak ne hissederiz acaba?

"Bu dincileri sevmiyorum onları öyle makamlarda mevkilerde görünce sinirleniyorum… Bana ihale vermediler, artık eskisi gibi sözümüz geçmiyor, her işten onlar çıkıyor eskisi gibi para kazanamıyoruz"…

Peki ya günün birinde "bizim çocukların ellerine sağlık" diyenlerin "terör dedik, üç beş çocuğumuzu feda ettik" dediklerini duyarsak…

***

Türkiye kendisiyle yüzleşecek mi? Doğrusu orta yaşımızda iki sert bir yumuşak darbe görmüş bir nesil olarak bu soruya en fazla cevap arayanlar bizleriz.

Türkiye ölüleriyle, dirileriyle, haksızlıklarıyla, çıkarcılıklarıyla, menfaat sağladıkları ve sağlamadıkları ile yüzleşecek ve yüzünü demokratik bir devlet kimliğine döndürecek mi? Bu sorunun cevabı aslında bizden daha çok çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek.

***

AB''nin genişlemeden sorumlu temsilcisi Oliver Rehn''in Türkiye''de "demokratik laikliğin yerleşmesini istiyoruz" açıklaması laiklik tartışmalarının girdabından çıkamayan ülkemiz için doğru bir temenni oluşturuyor. "Söyle bakayım laik misin?" sorusuna sıkça muhatap olan birisi olarak "seküler bir devlet anlayışını benimsiyorum ama mi-litarist veya diktacı bir laiklik anlayışına karşıyım" gibi uzun açıklamalı cevapların yerine artık kısa ve öz olarak "demokratik laiklik" diyeceğim.

17 yıl önce
Esas oğlanlar kim?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler