|
"Gerilla Savaşı"

"İnsan geçmişi silmeyi isterken, değişik bir gelecek önerisini tasarlarken zaman geçip gidiyor. Ütopyalar dünyayı değiştirmenin yollarını önerirken dünya çoktan değişmiş, değişimin kuralları önemli bir değişime uğramış hale geliyor, ütopyolar dogmatikleşiyor."

Umberto Eco"nun sözünü ettiği çerçevede "Ne ütopya ne değil" tartışması ayrı bir konu. Ancak bugün dogmatikleşen her akım benzer kaderi paylaşıyor. Dünyayı değiştirmeyi önerirken kendisi değişimin gerisinde kalıyor. Bu şablonu İslamcı hareketlerden, siyasal iktidarlara, dini gruplara, sağ-sol ideolojilerin hepsine uygulayabiliriz.

Bir ideolojinin içindeysek dogmalaşan ve çağın değişim dinamiklerini yakalamaktan uzaklaşan fikirlerimizi fark edemiyoruz. İdeolojimiz yoksa da hayatımızı anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Bu ikisinin ortasında bir orta yol var mıdır bilmiyorum. Ancak acilen bir orta yol bulmamız gerekiyor.

...

Sosyal medya ile "medya" kavramı farklılaştı. Sermayesi, genel yayın yönetmeni, muhabirleri olmayan ancak milyonlarca yazarı-okuru olan bir evreni yasaklamak mümkün değil. Sanal alemdeki savaş taktikleri, konvansiyonel savaş taktiklerine hiç benzemiyor.

Sosyal medya, kaynakların güvenilir, bilgilerin daha doğru olduğu bir alan haline nasıl getirilir bilmiyorum. Ancak buraya bir doğru-yanlış filtresi getirme yolunun da "yasak" kelimesini asla kapsamaması gerektiğine inanıyorum.

...

"Gerilla Savaşı" Umberto Eco"nun zamanında televizyonların yaygınlaştığı günlerde onun etkisine karşı izleyiciye önerdiği tek mücadele metoduydu.

Bu kavram bana; konferanslarda "Çocuklarımızı televizyonun etkisinden nasıl koruyabiliriz?" sorusu ile muhatap olduğumda en doğru cevap gibi gelirdi.

"Televizyon etkisinden korunmak" İslamcı çevrenin en fazla dert edindiği konulardan birisi olarak gündemini hiç yitirmemiştir. Anneler genellikle "Evlerine hiç televizyon sokmamak ya da televizyon seyretmeyi yasaklamak" gibi tedbirlerin doğruluğunu sorgularlardı. Benim için bu sorunun cevabı Umberto Eco"nun tanımıyla "gerilla savaşı" olmuştur. Zihin istilasına maruz kalmak istemiyorsanız nasıl mücadele edeceğinizi siz belirleyeceksiniz. Zihnini dış etkilerden korumak ya da özgürleştirmek isteyen herkes kendine özel mücadele yöntemleri geliştirmek zorunda. Hayatın bir parçası haline gelen iletişim araçlarının karşısında durmanın başka bir yolu da yok.

...

Hayat hepimize gösterdi ki yasaklar hiçbir zaman işe yaramadı. Çoğu yerde de tam tersi yıkıcı etkiler oluşturdu. Dün twitter yasağını duyunca ister istemez bunları düşündüm. "Eve televizyon almayalım, çocuklarımızı televizyonlu evlere götürmeyelim, televizyon izlemelerine izin vermeyelim" diyenlerin kaçta kaçı bugün sonuç aldı acaba?

...

Geçenlerde bir büyüğüm bir sohbette "demokrasi" kelimesinin İslamcı kesimin beyanatlarında ne kadar geç kullanılmaya başlandığını anlatmıştı. Tarihi öğrenince ben de çok şaşırdım. Bu çevrelerin bu kavram ile aşinalığının bu kadar geç başlamasında elbette demokrasiye "Batının Truva atı" muamelesi çeken bir fikir tarihi ve söyleminin etkisi var. Arka planda demokrasiye modernizm mabedinin ideolojisi gibi bakan bir ideolocya örgüsü var. Ancak bu etkinin hala ve hala ve özellikle de gençler üzerinde sürmesini hayretle karşılıyorum.

...

Nevruz barış için umutlarımızı daha da güçlendirdi. 30 yıldır süren, 40 bine yakın askerin canına mal olan çatışmalı günler geride kaldı.

Savaşırken olanlardan bazıları...

Bölge iki taraflı mayınlarla döşendi. Bundan daha çok sivil halk ve çocuklar zarar gördü. Mayın nedeniyle ölen ya da sakat kalanların %50"si 19, %40"ı 14 yaş altında.

70 bine yakın asker fiziksel olarak kalıcı hasar gördü.

PKK için savaşan Kürtlerin (yaş ortalaması 14-17 arasında) gayriresmî ölüm oranı 100 bin. Resmi olarak telaffuz edilen rakam 35 bini buluyor. 5 bine yakın köy boşaltıldı, büyük şehirlerin varoşlarına yönelen göç dalgası bugün bile sürüyor. Bu dalga ile büyük kentlere gelen gençlerin bir bölümü suç çetelerinin içinde buluyor kendilerini.

Bu savaş nedeniyle siyaseti bölüp yönetmek kolaylaştı. Ülkedeki her türlü özgürlük talebi savaş bahanesi ile yok sayıldı. Devletin hesap soramadığı illegal suç çeteleri oluştu. Her türlü siyasi kargaşa bu ortamda beslendi. Barışı öteleyen, gençlerin ölmesine neden olan bu sistemin sürmesinden pek çok kişi faydalandı. Bunca yıl ve ağır bedelin ardından bugün korunması gereken en önemli değerin barış olduğuna inanıyorum. Barışımız daim olsun. Hem memleketimize hem de barışa sahip çıkmalıyız.

...

Ayet ve hadis okuyarak ya da yazarak ancak kendimizi kandırabiliriz. Bunu yapanların başkalarını kandırdığını hiç zannetmiyorum.

10 yıl önce
"Gerilla Savaşı"
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak