|
Güçlü olan haklı olunca...

İslam coğrafyasında kadın sorunlarını öğrenmek için yaptığımız araştırmalarda bu coğrafyada olan biteni anlamaya yönelik pek çok bilgiye de sahip olduk. Pakistan bu coğrafya içinde birbirine zıt resimleri ile anlaşılması en zor ülkelerden birisi. Geçtiğimiz günlerde El Kaide militanı olma iddiası ile medreselerde bombalanan 70 çocuk haberinden dehşete kapılsak da şaşırmıyoruz artık.

Pakistan 150 milyon nüfusa ve 1962 den beri de nükleer reaktöre sahip. Federal baş şehirli 4 bölgeye ve kabile sahalarına ayrılmış. Bu bölgelerde de hâkimiyet güçlü aşiretlerin elinde. Pek çok şey gibi hukuk sistemi de İngilizlerden miras kalmış. Ülkede yazılı 600 civarında yasa var. Bunlar içinde her eyalette ortak uygulanan yasaların sayısı ise sadece 40 -60 arasında. Pakistan Federal İslam Cumhuriyeti''nin Cumhurbaşkanı aynı zamanda silahlı kuvvetler başkomutanı ve geniş yetkilere sahip.

Ülkedeki tek muhalefet partisinin başkanı olan ünlü kriket şampiyonu İmran Han Pakistan''da yaptığımız röportajlarda ülkeyi en iyi anlamamızı sağlayan isimlerden birisi oldu.

“Burada yönetim daha çok derebeylik düzenine benziyor; yani en fazla toprağa sahip olan adamlar ve ordu iktidarı paylaşıyorlar. Hükümet de zayıfları güçlülere karşı korumuyor, hukuk sistemi ise hep güçlüden yana. Bakın, eğer bir ülkede hukuk düzeni olmazsa güçlü olan haklı olur. Zayıfın güçlüye karşı hiçbir koruması olmaz. Hukuk düzeninin olmadığı bir ülkede güçlüler hep seçimi kazanacaktır. Bu yüzden insanlar düşmanlıklarını kazanmaktan korktukları partilere oy verirler, çünkü koruyucu olarak onlara ihtiyaç duyarlar. Devlet sıradan insanın ihtiyaçlarıyla ilgilenmez, sağlık, eğitim, adalet, Pakistan''da sıradan insanlar için bunlardan bahsedilemez. O yüzden en temel haklarını elde edebilmek için bile güçlülere ihtiyaçları vardır, bunlar suçlu bile olsalar.”

Londra üst sosyetesinde hızlı geçen bir hayatın kahramanı İmran Han. 1997 de kurduğu Adalet Hareketi Partisi yolsuzluklara ve kişisel çıkara dayalı kurumsallaşmış uygulamalara karşı çıkıyor. Politikaya başladığında yaptığı seçim kampanyalarında Yahudi asıllı eşini bile çalıştırmış. Bu nedenle ülkesinde takiyye ve siyonist destek ile suçlanmış. Bugün ise eşinden ayrılmış ve Londra sosyetesinin gözdesi olmaktan da vazgeçmiş. Son olarak Bush karşıtı gösterilerden dolayı ev hapsine alınan Imran Han kadın meselesini konuşmayı sorunların bütününü görmeye engel oluyor gerekçesiyle yanlış buluyor. Oxford''da eğitim görmüş bir Pakistanlı olarak kadın meselesine bakışını öğrenmek için röportaj yapmaya gittiğimizde beklentimizin dışında bir profil ile karşılaştık.

Her şeyden önce liberal değil muhafazakâr görüşlere sahipti, ülkesini geleneklerini ve dini değerlerini savunuyordu. İslam dünyasının “İslam''ın batılılaştırmaya çalışmayan, hem batıyı hem İslam düşüncesini çok iyi anlayan İkbal gibi birisine ihtiyacı olduğunu” düşünüyordu. Pakistan halkı ise kanserden ölen annesinin anısına yaptırdığı ve bedava hizmet veren hastanesinden dolayı, seviyor ama oy vermiyor.

“Bana Pakistan''daki tüm politikacılardan daha fazla güveniyorlar ama benim ordu, derin devlet tarafından desteklenen siyasiler ve feodaller, karşında nasıl seçim kazanabileceğimi bilemiyorlar. General Müşerref bana başbakanlık bile teklif etti, ona katılsaydım başbakan olurdum. Ama hükümete katılmaktansa 10 yıldan beri muhalefette kalmayı tercih eden tek siyasi muhalefet lideriyim.”

İmran Han''ın yeni hayatının bir diğer özelliği ise dine dönüş yapması. Namazında niyazında, defalarca hacca umreye gitmiş içkiye tövbe etmiş bir İmran Han ekipteki İngiliz sosyetesini yakından tanıyan arkadaşlar dahil hepimizi çok şaşırttı. Neyse konu o değil, konu Pakistan ile ilgili yaptığı analizler. “Devlet başkanımızın George Bush''un bir kuklası olması hoşumuza gitmiyor” diyen İmran Han''la İslamabad''da tartışsak da, kadın meselelerine karşı ilgisiz ve duyarsız bulsak da değerlendirmeleri Pakistan''da bugün olanları yorumlamak açısından büyük önem taşıyor.

“Bir ülkede adalet ve hukuk sistemi zayıfsa kadın-erkek- çocuk, güçsüz olan herkes eziliyor” derken kadın haklarına odaklanılmasına olan öfkesini şimdi çok daha iyi anlıyoruz.

17 yıl önce
Güçlü olan haklı olunca...
Kürt sorunu şemsiyesinde: Milliyetçilik ve anti-siyaset
"Dersim" Üzerine,...
Kürt sorunu neden çözülmüyor?
Kürtlerin Ortadoğu/İslâm Coğrafyasındaki Rolü ve Geleceği
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…