|
İç buhran gönüllüleri

ODTÜ"deki "Cemaat, başörtüsü, Ak Parti gençlik" başlığında özetlenecek taciz videosunu izlerken psikolojik harbin 2013 yeni yazılım versiyonu ile karşı karşıya olduğumuzu düşünmeden edemedim. Psikolojik harbin sivil unsurlarını oluşturan iç buhran gönüllülerini hiçbir zaman tanıyamayacağız. Bugün Türkiye"deki başörtüsü düşmanlığı üzerine yazılabilecek şeyleri binlerce kez tekrar etmek yerine başka bir hatırlatma yapmayı daha doğru buluyorum. Bu olayın 6-7 Eylül olaylarının yıldönümüne denk gelmesi de ayrıca düşünmeye sevk eden bir tesadüf!

...

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyon Raporu"nun "Özel Harp" başlığı altındaki bölümünü Türkiye"yi izlerken tekrar tekrar okumakta fayda görüyorum. Bu bölümün son paragrafında yer alan bölüm özel harbe ait unsurların büyük bölümünün karanlıkta ve aktif halde kaldığını gösteriyor.

"Türkiye"de bir gerginlik ve kutuplaşma iklimi oluşturan ve tetikleyen yapılar var. Bu gayrikanuni çetelerin sayısının 50"den aşağı olmadığı tahmin edilmektedir. Böyle bir yapılanma ortaya net izlerini koymuşken İtalya"nın "Gladio Operasyonu" ile deşifre edilen illegal ağları gibi Türkiye de bu illegal iç buhran gönüllülerini tabandan zirveye tespit etmeli ve tasfiye etmelidir."

Tabandan zirveye bu unsurlar tasfiye edilebilir mi? Hem NATO ülkesi olup hem de bunu yapmak mümkün müdür?

Burada sözü edilen gerginlik ve kutuplaşma oluşturmak ile görevli 50"ye yakın gayrikanuni çeteleri tanımak mümkün değil ise basına servis edilen her haber karşısında düşünmek gerekiyor. Rapor"u okurken de görüyoruz ki bu işin planlama safhasında öfkeyi tetikleyecek "zulüm" üreten hareketlere taktik olarak büyük önem verilmiş ve her zaman sonuç alınmış.

...

Rapor"da yer verilen alıntılardan bazıları.

Ecevit diyor ki: "1974"de başbakanlığım döneminde dönemin genelkurmay başkanı benden örtülü ödenekten bir kaç milyon lira istedi. O yıllarda bu para neredeyse örtülü ödeneğin tamamını kapsıyordu. Sadece sosyal yardımlar için kullandığım bu ödeneğe ilişkin tüm harcamaları belgeletip Başbakanlık müsteşarının kasasında saklatıyordum. Bu paranın ne amaçla istendiğini sordum. "Özel Harp Dairesi için dedi". Daha önce bu dairenin adını hiç duymamıştım. Onlara bu parayı ABD veriyormuş. Bir anlaşmazlık çıktığı için ödeneği kesmişler. Özel Harp Dairesi"nin Türkiye"nin ve bir kısım topraklarımızın düşman istilasına uğraması durumunda istilacılara karşı gerilla yöntemiyle her türlü mücadeleye hazır olmak üzere kurulduğunu anlattılar. Adları gizli tutulan bazı vatansever gönüllüler Özel Harp Daire"sinin sivil uzantısı olarak çalışmak üzere ömür boyu görevlendirilmişlerdi."

Ecevit bu bilgileri dönemin Cumhurbaşkanı Korutürk"e bir mektup ile göndermesi ile Özel Harp Dairesi"nin varlığı da ilk defa devletin resmi kayıtlarına girer.

Eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Sacit Adalı"nın çocukluğuna ilişkin 6-7 Eylül olaylarına ilişkin tanıklığı da önemli ipuçları verir.

"Yenikapı"da bir komşumuz Yahudi diğeri Rum"du. Kalabalık öğleden sonra gelmeye başlayınca ve yaklaştığı da görülünce hemen yanımızdaki Yahudi komşumuza babamlar bir bayrak verdiler. Öbür yanımızdaki Rum komşumuza Kur"an-ı Kerim verdiler ki soruyorlar: Türk müsünüz, Müslüman mısınız ispat edin. Onun ispatı da ya bayrakla olacak ya Kur"an-ı Kerim"le olacak. Yanımızdakiler kurtuldu, ama onların yanındakiler tarumar edildi. Böyle bir sürecin kendiliğinden olamayacağını, çok şeyin güdülenerek yapıldığını daha sonra farkına vardık."

"Yıllar sonra bu tertibin organizatörü istihbaratçı Mithat Perin"in sahibi olduğu İstanbul Expres gazetesini o dönemde yayıma hazırlayan Gökşin Sipahioğlu, olayların istihbarat örgütü MAH tarafından organize edildiğini açıkladı. Yıllar sonra konuşan başka bir isim daha vardı: Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu. Olaylar başlamadan birkaç gün önce İstanbul"a gelen ve sonradan Özel Harp Dairesi"nin başına gelecek olan Sabri Yirmibeşoğlu, 1991 yılında Fatih Güllapoğlu"na 6-7 Eylül olaylarının Özel Harp Dairesi örgütlenmesi olduğunu anlattı: "Pardon paşam anlamadım. 6-7 Eylül Olayları mı? -Tabii 6-7 Eylül olayları Özel Harp işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı"''... Dairenin ilk lojistik şube müdürü olan emekli Albay İsmail Tansu, bu sivil güçleri şöyle anlatıyor: "''Sivil uzantılar ülke işgal edilince kullanılmak üzere barış zamanında eğitilip bekletilenlerdir, görev verilemez. Kopuk tespih taneleri gibi her yere dağılmışlardır. Türkiye"nin her yerindedirler. Savaşla beraber tespihin ipi bağlanır. Görev alırlar. Karı-koca aynı birimdedirler ama birbirlerinden haberleri yoktur. Herkes kendi görevini yapar. Eğer mevcut iktidarda veya Türkiye"de bir tökezleme, bir sürçme olursa bu sivil unsurlar alana iner..."

"Vatanseverlik" teması altında güdülenen temel amaç Amerikan hükümetinin ve NATO"nun politikalarını sağlama almaktır.

Aman kozmik odalarda üretilmiş senaryolara dikkat diyelim.

Not:
Alıntılar TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Raporu, Özel Harp bölümünden yapılmıştır.
11 yıl önce
İç buhran gönüllüleri
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…