|
Kafa kafaya vermek mi?

“Yazı bir çıkış yoludur, yaşadığımı hissetmek için yazıyorum” diyordu İranlı tanınmış yazar Munire Revanipur. Orhan Pamuk ise “mutlu olmak için yazıyorum” diyor. Bir Türk yazarının Nobel ödülü almasından da, konuşmanın Türkçe yapılmasından ve verilen mesajların edebi incelikle şekillenmesinden çok etkilendim. Türkiye''de her meselenin siyasal rejim başlığı altında tartışılmasından bıkanlardan birisi olarak Orhan Pamuğun muhteşem ödülünü bu tartışmalara heder edilmesini bir türlü anlam veremiyorum. Fikirlerine katılmasam da, bazı kitaplarını beğenmesem de, roman tekniğini içeriğinden daha iyi bulsam da, edebiyat lobisinin desteğinin siyasetten uzak olmadığını, Türkiye aleyhine yaptığı konuşmasının kurgulanmış olduğunu düşünsem de… Tüm bunlar Orhan Pamuğun dünyanın en iyi yazarlarından birisi olduğu gerçeğini değiştirmez…

….

Kafa kafaya gelmek mi, kafa kafaya vermek mi?

Zaman gazetesinin son günlerde her yerde yayınlanan reklamının ana sloganı gazetenin genel yayın yönetmeni tarafından da üzerinde uzun uzun düşünülmüş, gazete ekibinin ortak katkıları ile oluşturulmuş bir tema olarak takdim edildiği için de dikkatleri daha da çekiyor. Bu reklam bir toplumsal barış çağrısı mesajı veriyorsa da ben bu mesajı sevemedim. Çünkü ne kimseyle kafa kafaya gelmek ne de kafa kafaya vermek istiyorum.

Yan yana gelmeden kafa kafaya gelmek veya vermek ne kadar mümkün? Türkiye de kafa kafaya vermek bir yana birbiri ile göz teması kurmayan, ötekini tanımayan, tanımak istemeyen, yana yana gelmekten vebalı gibi imtina edenler varken…

Türkiye''de halk “Cumhuriyetin Türkiye''yi ileri götürdüğünü” düşünüyor.

Prof. Binnaz Toprak ile konuşuyoruz, 1999''dan bu yana yaptıkları araştırmaları özetliyor… Türkiye''de halk “şeriat devleti istemiyorum diyor, batılı değerlere daha fazla önem veriyor, kadın-erkek eşitliğine inanıyor” ve daha pek çok sonucu anlatırken laikçiler ve İslamcılar arasındaki çatışmayı anlamadığını söylüyor. Türkiye''de halkın gerçek düşünceleri ile onlara atfedilen korkular arasında uçurum var. Araştırmalar mı doğru söylüyor yoksa kendi düşüncelerini halka dayatan baronlar mı?

Kafa kafaya dahi gelemeyenlerin, soyut korkular üzerinden politikalar üretenlerin olduğu bir ülkede kafa kafaya vermek ütopik değil mi? Ayrıca kafa kafaya vermek değil, eşit koşullarda yan yana gelmek istiyorum sadece…

Medeniyetin kriteri ne?

Özelikle dini konularda yapılan tartışmalar Türkiye''de ki fikir kalitesini anlamak açısından insana çok ipucu veriyor. Geçenlerde Can Dündar''ın köşesinde yer alan Kenan Evren''in açıklamaları gibi. Kenan Evren imam hatip okullarını kapatmanın çare olmadığını düşünüyor, diyor ki… “ imam hatip mezunlarının hepsi de yobaz değil, medeni olanlar da var”, eski Muğla üniversitesi rektörünü örnek veriyor… ” İlahiyatçıydı içkisini de içer, eğlenmeye de giderdi. Din kültürü almış medeni bir insandı”. Evren Paşa''nın medeniyet testinden geçmek için gerekli şartları da böylece öğrenmiş olduk. Yobaz olmak ve medeni olmak arasında ki ince çizgi içki ve eğlence severlikten geçiyormuş meğer. Medeniyetin kriterlerini bilimsel -akılcı düşünce falan gibi tahmin edenler olarak yanılmışız.

Yine kafam karıştı… Ve yine kafa kafaya falan vermek istemiyorum.

“Politikaya girmeyi düşünmüyorum, kendime güvenmediğimden değil sadece sanatçı algısından dolayı” diyor Hülya Avşar Türkiye''de kadın belgeseli için yaptığımız röportajda.

“ Avrupa Birliği''ne girmeyi sanki sömürge olacağımız duygusuyla sıcak bakmıyorum, alt yapımızın yetersiz olduğunu düşünüyorum.”

“Başbakan eşi veya bakan olsaydım çok sivri bir şey yaparak kendimi feda eder sonrakilerin önünü açardım.”

“Feminist değilim,kadının erkeğin manevi koruması altında olması gerektiğini düşünüyorum”

“Takım değiştirenlere kızıyorum, sporda da politikada da. Türkiye''de istikrarın ancak hükümetin ikinci kez iktidara gelmesiyle sağlanacağını düşünüyorum”

Magazin dışında Türkiye''yi Hülya Avşar ile konuşmak ilginçti.

17 yıl önce
Kafa kafaya vermek mi?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi