ABD"den Işid"e katılmak üzere yola çıkan 15-17 yaşları arasındaki üç kız hafta sonunda Frankfurt Havalimanı"nda polis tarafından yakalandı. Almanya"nın Konstanz kentinde lise öğrencisi bir kızın Suriye"ye gittiği ortaya çıktı. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti yetkilileri cihada giden kadınların sayısının 25 olduğunu açıkladı. Avusturya"dan örgüte katılan 16 ve 17 yaşındaki iki kız çocuğunun hikayesi günlerce manşet oldu. İngiltere›den 200 kadar genç kadının Suriye›ye geçerek Işid"e katıldığı tahmin ediliyor. Bu konu Batı medyası kadar Batı üniversitelerinde de son günlerin güncel bir konusu olarak büyük ilgi görüyor.

Savaşa giden kızların profilleri ise şöyle…16-20 yaşlarında, çoğunluğu göçmen kökenli. Aralarında İslam"ı sonradan seçenlerin sayısı az. Görünürde de büyük travmaların içinden geçmiş değiller. Normal ailelerden geliyorlar. Protesto duygusu, maceraperestlik, içinde yaşadıkları toplumdan dışlanma gibi gerekçeleri var. Bir İslam devletinde daha rahat yaşayacaklarına inanıyorlar. Deutsche Welle ve BBC"de yer alan haberlere göre; Işid militanlarının internet hesaplarının kendileriyle evlenmek isteyen Batılı Müslüman kadınların istekleriyle dolup taşıyor. Bu kadınların Işid"e katılmasının nedeni, cihada ve yeni bir İslam devletine katkıda bulunmalarını sağlayan ütopik bir siyasetin çekim gücü. Batılı "cihatçı gelin" uzmanlarına göre saf, romantik hayaller onları savaşın ortasına götürüyor.

Rahat hayatlarını bırakıp bilinmez bir savaşın ortasına giden kızların internette yazdıklarına bakılınca Batılı devletlerin Müslüman vatandaşlarına bir aidiyet hissi, yaşama hedefi ve değerleri sunmakta başarısız kaldığı gözlemleniyor. Kısaca iş gelip "kimlik krizine" dayanıyor. Batılıların göçmenlere sunduğu "yüksek standarttaki, hümanist ve eşitlikçi politika" iddiaları, uygulamadaki gerçekliğini sorgulatıyor. Meselenin uyumun ötesinde kimlik dayatmasının reaksiyonlarında düğümlendiğini gösteriyor.

...

Batı basınında, şiddet mağduru, ezilen Müslüman kadın figürleri, yerini Işid"e katılmaya giden bu kızlara bırakmış durumda. Cihatçı kızlar ya da gelinler gibi başlıklar başka türden bir oryantalist bakışı yansıtıyor. Ancak bu tablo batılıların "fantezi" dünyasından Müslüman kadın portreleri olarak sunulmanın ötesinde bir analizi zorunlu kılıyor. Bu konu; oryantalist bir bakış açısıyla şekillenen gizemli doğu ya da Müslüman kadınların mahreminin hikâyelendirilmesinin ötesinde yorumlanmalı.

...

Batılıların tüm bunları öngöremediğini ise hiç düşünmüyorum. İngiltere"de 2007"den bu yana ekstremizm ile mücadele birimleri yerel ve ulusal düzeyde, risk içeren tüm dini grupları yakından takip ediyor.

…

21. yy bambaşka kadın profilleri koyuyor önümüze. Bir tarafı ile moda-tüketim kısır döngüsü içinde giyim kuşam, konfor eksenli hayatlara teşne bir kadın tipi ortaya çıkarıyor. Mütedeyyini mütedeyyin olmayanı ile fark gözetmeden kendine, estetiğine, yaşam tarzına odaklı bir kadın profili bu. Reklamların diliyle "hayatın anlamını" tüketerek, tükettiğini göstererek ve görünerek yakalamaya çalışan bu kadın tipi sanki her yere hakimmiş gibi görünüyor. Hatta mütedeyyin kesimde de her geçen gün sayıları artan bu modelin başörtülü versiyonları daha çok mevzubahis ediliyor. Giyim kuşam bir tarafa dindar yaşam tarzı paketi içinde stil ikonu olmak isteyenler, dini eğlence arayışı içinde batılı parti konseptlerinin taklit versiyonlarını iş haline getirenler… Kur"an öğrenmekten hafızlığa, doğuma, evlenmeye birçok etkinliğin "Party" haline gelmesine huşu ile dahil olanlar… Buna benzer birçok konuyu tartışıyoruz. Göreceli doğruların arasında birçok versiyon çıkıyor ortaya. İsteğimiz elbette yüzyılın önemli işlerinde tarihe iz bırakacak, rol model olabilecek kadın tiplerinin ortaya çıkması. Üreten, ürettikleriyle değer katan, en önemlisi de toplumsal sorunları ve barışı sağlamayı kendine vazife edinen kadınların daha çok olması.

21. yy kadınları içinde böyle bir ümidi görüyorum. İdeolojik tuzaklara düşmeden kimliklerini ortaya koyacak bir genç kuşak geliyor.