Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas''ın Gaza''da Hamas''a karşı operasyon yapmasını kolaylaştırmak için Gazze''de gece 12''den sonra İsrail askerlerini girmesine izin verdiği söyleniyor, Beyrut''da da Arap basınında da...

Dün ise İstanbul''da Kudüs için tüm İslam dünyası temsilcileri solganlar atarken Mahmut Abbas''ın Filistin halkına Hamas''a karşı bir darbe yapmaya çağrısı haberlere düşüyordu. Anlaşılan Ortadoğu yeniden şekillenirken yine ihanetler tarihi tekerrür ediyor. Hem de kendine ihanet!

Bu çağrı Filistin halkında ne kadar karşılık bulacak bilmiyorum. Çünkü halk El Fetih''e güvenmiyor. Onları Filistin davasına ihanet, kişisel servet biriktirmek, rüşvet almak ve yolsuzluk ile itham ediyorlar. Şimdi de Gazze''nin İsrail tarafından işgalini kolaylaştırmak ile...

İstanbul''da da Kudüs toplantısı yapıldı, Kudüs için sloganlar atıldı, heyecanlı konuşmalar yapıldı. İsrail işgalci ve terörist olarak lanetlendi; kanımız canımız pahasını Al Aksa''yı koruyacağız dendi... İslam dünyasının en önemli ortak davası olan Kudüs''ün bugünkü durumu hakkında kısa ve öz gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Çünkü kendimizi kandırdığımızı düşünüyorum. Eğer gerçekleri görmeden hayal politikalar yerine ayağı yere basan politiklar üretmezsek daha pek çok kutsalımızı da kaybedebiliriz.

Ne komplocu, herşeyin müsebbibi İsrail anlayışı, ne de bir karışını vermeyiz masalı!

Kudüs 1967''den beri İsrail işgali altında...Kudüs''ün askeri idari tüm yönetimi İsrail''in kontrolü altında. Burada yaşayan Arap,Hıristiyan,Yahudi vatandaşlar her şey için İsrail''den izin alıyorlar, vergilerini onlara ödüyorlar, belediyecilik hizmetleri dahil her konuda yetkili tek otorite İsrail devleti. Ev yapma,onarım,sağlık,güvenlik,elektirk ,su ve bütün hizmetler İsrail tarafından yapılıyor.

Kudüs; Doğu Kudüs ve Batı Kudüs diye ikiye ayrılmış durumda. Doğu Kudüs''te Arap Müslümanların ve Hırisityanlar yaşıyor. Batı Kudüs''te ise yahudiler.

Kudüs''ün kutsal mekanları İsrail aserleri tarafından korunuyor. Eski ve tüm kutsal mekanları barındıran Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan surları bugün onlar bekliyor. Mescidi Aksa''nın kapısında Filistin devletine ait silahsız bir güvenlik görevlisi dursa da tüm kontrol tam donanınmlı, silahlı İsrail askerlerinin elinde.

Mescidi Aksa''ya Müslüman olmayanın girmesine izin verilmiyor, Müslümanlık testine ihtiyaç duyup duyma İsrailli askerin insiyatifinde.

Kudüs''te tüm Yahudi İsrail vatandaşları küçük -büyük silah taşıyabiliyor. Özellikle başka ülkelerden gelen yerleşimci gençler silahlarını göstererek meydanlarda dolaşmayı seviyor. Bir Filistinli''nin üzerinde silah bulunması mevzubahis bile değil.

İsrail askerleri istedikleri zaman Eski Kudüs kapılarını kapatarak içeride yaşayan üç dine mensup insanların günlerce dışarı ile bağlarını kesebiliyorlar.

Kudüs''e herkes giremiyor. İsrail tarafından verilen izinde en önemli kriter, ailesinde hiç direnişe, şiddete bulaşmamış/ onların deyimiyle teröre / kimse olmaması. Bu da bu topraklarda yaşayanlar için çok zor. Kudüs''e giriş için verilen kartlar her üç ayda bir yenileniyor. Karta sahip olmak yine de check pointlerde bekletilmeyi, keyfi bir uygulama ile iznin iptalini engellemiyor. Aynı şey arabalara takılan plakalar için de geçerli...

Yahudi mahallerinin farklılığı ilk bakışta dikkat çekiyor. Bakımlı, modern binalar, beşyıldızlı oteller ve lükse yerleşim yerleri, alışveriş merkezleri,sağlık merkezleri,kütüphaneler, kültürel etkinlik mekanları,sinemalar burada.

Yahudi tarafında yüzme havuzlu siteler dikkat çekerken Arap Kudüs''te sık sık su kesintileri yaşanıyor....

Yahudi Kudüs çarşılarında araplara karşı saldırgan tavırlar normal karşılanıyor.

Yahudi Kudüs''ünde ki okullar pırıl pırıl. Arap Kudüs''ün de çocuklar neredeyse bahçelerine atılan gaz bombalarından sergi yapacaklar!

Afrikadan, Kuzey Amerika''ya dünyanın her yerinden sürekli gelen yahudilerin İsrail vatandaşı olduktan sonra kazandıkları hakların çoğunluğuna binlerce yıl bu topraklarda yaşayan Hıristiyan Müslüman Araplar sahip değil...

Almanya''dan gelen bir yahudi genci geri dönmek istediğini söylüyor .... meydanında. İsrail devletinin vaatlerine uyarak buraya gelmiş. İsrail vatandaşı olarak kendisine çok büyük imkanlar sunulmasına rağmen yine de buradaki gerilime dayanamadığını söylüyor.

Ariel Sharon''un Mescidi Aksa''nın karşısında satın aldığı eve dikilmiş İsrail bayrağı, ağlama duvarı girişinde ki Arap lokantasının tüm gün yüksek sesle çaldığı Kur-an-ı Kerim, kiliselerin çanları,ezanlar, ağlama duvarından yükselen dualar hepsi Kudüs''te. semboller savaşı sürüyor.

Kudüs gerçeği ile yüzleşmek lazım. Demokratik bir israil''in ne kadar gerçek bir tanım olduğu gerçeği ile de. Hem işgalci hem demokratik olmanın dünyada ki tanıtımı ancak bu kadar iyi yapılabilir.

Din devleti vurgusunu, diğer dinleri küçümseyen, yok sayan tavrı, kendi topraklarında mülteci hale getirilmiş bir halkı, evlerini işgal edenlere karşı savaşıyorlar diye onları terörist sayanları, 200 yıllık bir plan dahilinde bunu yaptılar diye, kimbilir kaç bin yıl önce tanrı onlara bu toprakları vaad etti diye, Avrupa soykırım yaptı diye... ve daha pek çok gerekçe ile kurulan bir devleti şahane bir demokrasi saymak şaka gibi geliyor insana. İslam dünyasına ise stratejisizlik, hayal dünyasının fantezileri içinde bağırıp çağırmak düşüyor.