|
Muhalefeti Özlemek!

Türkiye''de iken of pof sıkıldığımız bütün tartışmalar, çelişkiler ülke dışına çıkınca vatan toprağının ayrılmaz bir parçası gibi bir özlem vesilesi haline geliyor.

Üstelik Türkiye''den de çok uzaklarda değil,dini,kültürü hata baskıcı modernleşme modeli ve laiklik anlayışı ile benzerlikler içeren bir ülkeden Tunus''ta.

Tunus aslında çok güzel bir ülke,denizi ,göremediğimiz çölü,tarihi doğası ve insanları ile huzurlu görünen bir ülke. Ne Körfez ülkelerini şımarık zenginliği, kolay kazanılan paraların tembelliği ve vurdum duymazlığı ne bir çok İslam ülkesindeki yoksulluk görünümü hakim. Aslında Arapça yazılar ve yer yer göze çarpan minareler olmasa burasının bir Arap-İslam ülkesi olduğunu ayırt etmek çok mümkün değil.

1956''da ülkeni bağımsızlık savaşının kahramanı Habib Burgiba Başkanlığında Sosyalist Düstur Partisi''nin iktidarı ile kurulan ülke şimdiye kadar iki devlet başkanı görmüş. Burgiba''dan sonda başa geçen Zine Abidine Ben Ali iktidarında Burgiba döneminde başlayan reformlar devam ettirilse de bazı yaklaşımlar değişmiş. Sosyalist Düstur Partisi Anayasal Demokratik İttifak olmuş.Ve de en önemlisi Burgiba döneminde yasaklanan dini hayata ilişkin bazı konular serbest bırakılmış. İslam tarihinin en eski camililerinden birisi olan Zeytuna camii yeniden ibadete açılmış, Zeytuna radyosu kurulmuş,gece gündüz Kur''an okunuyormuş, devlet televizyonunda Kur''an okunmaya başlamış falan. Yani dini hayatta bir rahatlama meydana gelmiş.

Tunus kadın konusunda da büyük bir devrim yapmış. Burgiba ile birlikte başlayan kalkınmada kadın erkek eşitliği hedefi için kadınlara miras dışında bütün yasal haklar sağlanmış. Kızların Okullaşma oranı %100, kadınların siyasete katılım %25 (kota ile ancak) meslek edinme çalışma üst düzey yönetici olma gibi bir çok alanda da sadece İslam ülkeleri arasında değil,Afrika''da yada dünyada iyi sıralarda yer alıyorlar.

Rakamlara bakıldığında;kadınlara kredi imkanları,önlerindeki engellerin kaldırılması sosyal güvenlik şemsiyesinin yaygınlığı,özürlü,yaşlı merkezleri ile de aslında bölgedeki ülkeler içinde çok iyi durumda. Halkına ortalama bir refah sağlamış gibi görünüyor.

300 yıl Osmanlı Beyliği olarak yönetilmiş 70 yılda Fransız sömürgesi olarak. Ama hala Fransa ile yakın kültürel ekonomik ve siyasi bağları sürüyor. Okullarda 3. sınıftan itibaren Fransızca öğrenmek mecburi.

Tüm bunlar görüp dinleyince ne güzel bir modernleşme modeli demek geliyor insanın içinden. Her şey yolunda görünüyor. Ama bir müddet sonra insanda herkes aynı şeyleri söylüyor hissi uyanıyor ve farklı düşünceleri seslendiren insanları duymak istiyor kulağınız.

Ülkenin Türkiye ile benzeşmesi Atatürk''ün liderlik modelini örnek almaları bizim laikçilerimiz tarafından sık sık Tunus modeli diye önümüze çıkarılması (cahillik) bir yana Tunus aslında Türkiye''ye hiç benzemiyor.

Her şeyden önce baskıcı aşırı kontrolcü bir yönetim anlayışı ile benzemiyor.

Evet orada da başörtüsü yasakları var; Burgiba döneminde sokaklarda da yasaklanmış ama Bin Ali farkı olarak sokaklarda özel alanlarda ve evlerde serbest bırakılmış. Ama kamu kurumlarında, resmi yerlere çalışan kadınlar arasında başörtülü görmek mümkün değil. Özel işyerinde çalışanlar var imiş ama görünür çalışma alanlarında başörtüleri biz göremedik. Sokaklarda sayıları çok olmasa da başörtülüler varlar.Yetkiler kadınların geleneksel örtüleri ile dolaşma özgürlüklerinin olduğunu gelenekleri yaşatma bahsi altında sık sık dile getiriyorlar. (bizimkilerin Anadolu kadını gibi örtünsünler diye tutturması gibi)

Söylemler arasında benzerlikler olsa da ne kadın hakları savunucuları bizimkiler gibi ne de laikçileri. Mesela Feminist kelimesi orada da vebalı muamelesi görüyor. Feminist olduğunu söylemek ya da savunmak öyle herkesin harcı değil. Aile en kutsal müessese.

İslam anlayışlarını kendilerine göre şekillendirmişler. Burgiba daha Fransızlar dönemindeki bir İslam aliminin Taher Hadded''in reformcu İslam düşüncelerinden etkilenmişler. Çokeşlik yasak,boşanma yasalarla düzenlenmiş. Ama en ufak bir konuda hemen size burasını Müslüman bir ülke olduğu hatırlatılıyor.

Geleneklerimiz bahsinde; Cuma namazı,oruç,beş vakit namaz,bayramlar sıkça zikrediliyor. Hatta iki üç yıldır hicri yılbaşı bile kutlanıyormuş,o günün hürmetine lokantalarda alkollü içki servisi yapılmıyormuş.

Tunuslu gençler Fransa''ya okumak üzere gitse de ülkelerine dönüyorlarmış. Çünkü Fransa''daki her özgürlük Tunus''ta da var,dans-flört-istediği gibi giyinme(başörtüsünü kastetmiyorlar elbette) özgürlüğü,istediği gibi eğlenme falan.

Gelenekler çok önemli bunları kaybetmek istemiyorlar,ama aşırı İslamcılara karşı da çok tedbirliler. Onların sayılarının artması en büyük endişe kaynağı. Tüm yasaklamalar da bunun için.

Resmi söylem Müslüman görünümün değil ama kimliğin korunmasını destekliyor ve savunuyor. Kadınların bugün geldiği yer ile çok övünüyorlar. Muhalefet parlamentoda ihsan edilen %20 oranındaki sandalyeye sahip. 9 parti var 7 si mecliste temsil ediliyor. Bin Ali Burgiba''dan farklı olarak muhalefetin daha fazla konuşmasın istiyormuş.

Ülkenin neredeyse %70''i kentleşmiş,bir medeniyet havası var her yerde.

İslam ülkeleri kadınlar falan gibi konularda çalışan birisi olarak nedense Tunus ilgimi hiç çekmedi. Başörtülü olarak belki de kendimi suç işliyormuş gibi hissettim. Başörtü her ne kadar serbest deseler de başörtülüler ile göz teması bile kuramamaları,ya da kurdukları anda sanki bir suçluya bakıyormuş duygusu insanı irkiltiyor ve her şeye rağmen Türkiye''yi özletiyor. Farklı sesleri tartışmaları özlüyor insan. Muhalefeti bile çok seviyorsunuz böyle tek tip -tek ses ülkelerde.

16 yıl önce
Muhalefeti Özlemek!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi