|
Müslümanların ikilemi

11 Eylül''den sonra Müslümanların küresel dünyada düşman olarak her yerde tanımlanması ile birlikte hepimizde güçlü bir savunma refleksi gelişti. "Zaten bizi yok etmek istiyorlardı, biz ne yaparsak yapalım onlar bize düşman" anlayışı içinde hep karşı tarafa yönelttik eleştiri oklarımızı. Çoğu zaman İslam adına yapılan yanlışlıkları da gözü kapalı savunmak zorunda kaldık.

Pakistan''da Lal Mescidi''nde yaşananlar üzerine yazılan yazılarda önyargılı eleştirenler ve ne olursa olsun savunanlar arasındaki yaklaşım benzerliği dikkat çekiyor. Bu iki taraf içinde söz konusu olan genellemeci yaklaşımın düzen kurucularının da işine geldiğini düşünüyorum.

İslam''ın milli mücadeleyi desteklediği milli kimlikleri güçlendirdiği bölgelerde ihtiyaca binaen devletlerin İslami olmasında dünya düzeni bir mahzur görmemişti. Pakistan bunun en iyi örneklerinden birisi. Rusların Afganistan''ı işgali ile birlikte Pakistan''da Amerikan desteği ile açılan 20.000 medrese ve bu medreselerde cihad eğitiminin verilmesi kimseyi rahatsız etmemişti. Ruslara karşı savaşta bu medreseler önemli işlevler görmüştü. Bugün buna ihtiyaç kalmayınca medreselerin tasfiyesi de gündeme geldi.

O dönemde medreselerde nasıl bir İslam anlatıldığı ile ve bu İslam''ın kimin işine geldiği ile fazla ilgilenemedik. Adı İslam olsun yeterdi. Bunun altında ki feodal yapının devamını sağlayan İslam, bölgesel güç ilişkilerini güçlüden yana dengeleyen İslam, adaletsiz yapılara ses çıkarmayan İslam, kadınları ezen İslam anlayışları İslam''ın öğretileri ile ne kadar örtüşüyor çok da ilgi sahamıza girmedi. İslami yönetimler ne kadar adaletli onu hiç tartışmadık. Zengin Müslümanlar ile yoksul Müslümanlar arasındaki uçurumun kapanması için Müslümanların ne yaptığını da sorgulamadık.

Şimdi dengeler değişti. Yeryüzünü yeni lanetlileri artık Müslümanlar, artık Afganistan''da cihad yapacak medrese öğrencilerine ihtiyaç yok. Şimdi onların adı terörist.

Pakistan bir İslam devleti. Oradaki partiler içinde de medreseleri destekleyen ve İslam''ı en güçlü yaşatmaya çalışan parti Cemaat-i İslami büyük İslam âlimi Mevdudi''nin kurduğu bir parti. Mevdudi''nin görüşleri Pakistan milli kimliğini güçlendiren bir unsur olmuş aynı zamanda. Parti bu dönem parlamentoya en fazla kadın milletvekili sokan parti olmuş. Aynı zamanda Pakistan''da parti içi demokrasiyi de en fazla işleten parti olarak biliniyor. Bunu üstelik rakip partilerin milletvekilleri söylüyor. Parti demokratik yapısına, parlamentoda kadınlara yer vermesine rağmen Pakistan''daki kadın aleyhtarı ve din âlimlerinden görüş alınarak konulmuş bazı yasaları da savunuyorlar.

Değerlendirme yaparken bu iki yüzü de görmek gerekiyor.

Pakistan''daki kız medreselerini gördüm. Kadın okur -yazar oranının çok düşük olduğu ülkede medrese eğitimi kızlar için tek eğitim fırsatı çoğu zaman. Eğer medreseler olmasa pek çok kızın okuma şansı olmayacak çok küçük yaşta evlendirilecek ve çoğu zaman Hint kültürünün kadın karşıtı gelenekleri ile birleşmiş İslam adı altındaki dayatmalarla hayatları kararacak. Ama medreselerde verilen eğitim nasıl şekilleniyor ve nasıl bir dünya nasıl bir din anlatılıyor? Medreseleri savunurken de, karşı çıkarken de bunları göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Fanuslar içinde dünyaya kapalı anlayışlara, bölgesel feodal dini yorumların İslam olarak sunulmasına ve öğretilmesine tepki göstermek Müslümanlara karşı olmak anlamını da taşımıyor. Medreseler kapatılsın diyenlerin de bunu diyenleri İslam düşmanı sayanların da bu meseleyi farklı yönleriyle değerlendirmesi gerekiyor.

Genelleme yaparak bilgisizce suçlayan ya da ne olursa olsun savunan yaklaşımların ikisinin de İslam''a zarar verdiğine inanıyorum.

17 yıl önce
Müslümanların ikilemi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi