|
Ortadoğu"ya sansür...

Başbakan Erdoğan Amerika Ulusal Basın Kulübü''nde yaptığı konuşmada dünya medyasının çifte standartlarına dikkat çekiyordu. “El Kaide terörist PKK lılar asi direnişçi bunu anlamak mümkün değil. Teröristin tanımını yapın da biz de bilelim” derken neredeyse aynı zamanda Beyrut''da El Ahram gazetesinin düzenlediği “çatışma ortamlarında medyada objektivite” başlıklı toplantıda da benzer şeyler söyleniyordu. Batı ve Arap medyasının önde gelen temsilcileri konuşmalarında özellikle çatışma bölgelerinde tarafsız bir yayının t uygulamada da mümkün olmadığında hemfikir oldular. Sadece objektif yayın değil medya etiğinin tartışma konuları arasındaydı.

Toplantıda Amerika''nın dünya medyasını kontrolü gazeteciler arasında espri konusu oluyordu.” Amerikalılar en fazla İngiliz medyasını kontrol eder” gibi....

Toplantıda dile gelen görüşlerden bazı notlar şöyle:

“Ne kadar çok seyrediyorsak o kadar az biliyoruz. Üzerimize bombalar düşerken kendimizi seyrediyoruz. Ne olup bittiğini batı medyalarından öğreniyoruz. Biz yaşıyoruz onlar hikaye ediyorlar sonrada hikayelerine uygun haber talep ediyorlar muhabirlerden. Bizim de onların hikaye ettiği haberlere inanmamızı istiyorlar .” (Prof. Nahla Chala Lübnan Üniversitesi siyaset sosyolojisi öğretim üyesi)

The Guardian gazetesinin son dönemde Filistin''in Gaza bölgesindeki haberleriyle dikkat çekmiş genç muhabiri Clancey Chasey ise en itirafçı konuşmayı yaptı.

“ Gaza da yaşayan hiç bir gazeteci yok. Bu da oradan gelen haberlerin sağlıklı olmasını etkiliyor. İsrail roket attığında mutlaka bunu bir sebepe bağlayarak haber yazmak zorundayız . Yazılı bir kural yok ama oto sansür uygulamazsak çalıştığımız gazetelerde barınamayız. Filistinlerden gelen saldırıların nedeni ise hiç önem taşımaz. İsrail roket attığnda karşılıklı ölüleri söyleriz ama arada kaç sivilin öldüğünden hiç söz etmeyiz. Bir gazeteci arkadaşımını haberinde Filistin için işgal toprakları dedi diye uyarı aldığını biliyorum. Bir başka uzman gazeteci Arafat''ın ölümüne ağladığı için Afrika bölümüne verildi bir daha Filistin''de görevlendirilmedi”. Clancey''in konuşmasında dikkat çeken bir nokta da Avrupa''da ki anti semitik yasaların bölgeye ilişkin haber yapma özgürlüğü üzerine yaptığı etki idi...

Çatışma bölgelerinin mhabirleri kısaca böglede çalışırken önyargıları doğrulayan haberlere imza atmak zorunda kaldıklarını açıkça ifade ettiler.

Dünya medyası önce tanımları belletiyor ; ” Seçimle işbaşına gelen Hamas terörist örgüt ,Filistin toprağı işgal toprağı değil... Filistinliler ve özelilkle batı ile işbirliği yapmayan Hamas seçimle işbaşına gelse de terörist... PKK asi direnişçi örgüt”.... Bölge de gazetecilik yapmak istiyorsanız bu tanımlara uymak zorundasınız! Geçen yıl Beyrut''ta İsrail saldırısı sırasında karşılaştığım İran asıllı bir Amerikalı muhabir kadın çocuk haberleri çin bölgede çalışırken editöründen çocukları sevimli ve sempatik resimler çekme, Hizbullah''ı çocuklarını sevimli gösterme uyarısını aldığını söylemiyti Prag kafe''de....

Bırakın aradaki çatışmaları doğru aktarmak, çoğu zaman sempati oluşturacak haberlere de geçit yok.

Arap medyasında ise devlet sansürü, haberlerin hasır altı edilmesi olayın başka bir vahim boyutu.

Sorunları yokmuş gibi gösterme alışkanlığı her yerde olduğu gibi medyada da nüksediyor.

Es Safir gazetesinin editörü ise Arap medyasının olayları sadece İsrail düşmanlığı penceresinden yorumlayan yaklaşımını eleştiriyor. Arap- İsrail tarihi bilinmeden yapılan haberler, Arapların İsrail karşısında yenildiklerini bir türlü kabul etmemeleri de Arap medyasınını zaafları arasında belirtiliyor.

Tüm bu engeller arasında ise gazetelerin yorum sayfaları özgür ve doğru yansız fikir ve haberler için en doğru platform olarak önem kazanıyor.

Arap medyasında devlet sansürü batı medyasında ise ennnn “bağımsız- etik-tarafsız” görünen medya felsefesinin arkasına gizlenmiş yazılmamış kurallar, gazetecilerin oto sansür mecburiyeti medya aracılığı ile izlediğimizde dünyayı ne kadar doğru tanıyoruz sorusunu sordurtuyor.

Yakında belki de medyanın bilgilendirdiğ insan en cahil insandır tanımını yapacak sosyal bilimciler.

* * *

Batı dünyasının bu çifte standartına Başbakan Erdoğan Ak Parti Kadın kollarının düzenlediği “demokratik bir toplum için el ele” toplantısında başka bir açıdan değiniyor; “Avrupa''da yargılanan, ceza alan PKKlılar bize karşı suç işlemelerine rağmen Avrupa ülkeleri tarafından bize teslim edilmiyor, Irak''a Kandil dağlarına gönderiliyor.”

Batı Çatışma bölgeleri için batı kendi toplumları için ürettiği değerleri uygun görmüyor. Ne medyada, ne hukuk da ne de siyaset de... Onlar ayrıcalıklı insanlar!

Doğunun devletleri ve toplumları ise bu yaklaşıma dev aynasından baktıkları suretleriyle, zaaflarıyla hizmet ediyor.

16 yıl önce
Ortadoğu"ya sansür...
Cumhuriyet Halk Partisi neyi başardı?
Ramazan-ı Şerif’i uğurlama yazısı
Eğitimde “Bahtiyar” olacak mıyız?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…