|
Oyunuzun kıymetini bilin

Bu seçimlerde oy, hiçbir dönem olmadığı kadar büyük bir değer arz ediyor. Vatandaşın oyunun kıymetini bilmesinin demokrasi bilincinin yerleşmesi ve gelişmesi açısından önemli bir gösterge olduğunu düşünüyorum.

Oy davranışı çok bireysel bir eylem. Hiyerarşik bir yapının parçası dahi olsanız sonuçta oy verdiğiniz kabinde yalnızsınız. Bu nedenle falanca filanca cemaatin toplu oy kanaati açıklamalarını günümüz insanı için hiç rasyonel bulmuyorum. Herkes kendi aklının ve vicdanının sesine göre karar verecektir. Özellikle de cemaat mensubu inançlı insanların kendileri ile pardösüleri, başörtüleri ve bıyıkları, konuşma biçimleri ile alay eden insanlarla yan yana oy vereceklerini hiç zannetmiyorum.

...

Seçimler adeta iki parti arasında geçiyor. Ak Parti ile Tayyip Erdoğan nefretinde birleşmiş hiçbir benzerlikleri olmayan geçici muhalefet bloğu arasında. Bu ittifak bloğunun ittifakının tek ortak noktasının Erdoğan"ı devirmek olduğu ortada. Peki, sonra ne olacak sorusunun ise cevabı yok. Nasıl bir Türkiye bizi bekliyor sorusunun cevabı belirsiz... Kim kime dişini geçirse mantığı bu ittifak bloğuna hâkim olmuş durumda. "Kurtlukta düşeni yemek caizdir" felsefesini ensesinde hissederek yaşamak bu ülke insanının kaderi olmamalı... Bu kadere oylarımız ile karşı çıkmalıyız.

...

Evlerde özel sohbetlerin yerini alan gündem maddeleri belli; iftiralar, zanlar, hayaller, gerçekler karıştırılmış durumda. Hiç tanımadığımız insanlar hakkında en mahrem şeyler acımasız bir dil ile çoğu zaman iftira olup olmadığına bakmadan konuşmak herkese garip bir zevk veriyor. Seviyeli sohbetler tarihe karıştı. Bu konuşmalarda en çok eğlenen insanlar da bir saman çöpü yansa koskoca samanlığı yakacak kadar bencil, kendi hayatlarına odaklı insanlar.

Kalbi olan birisi olan bitene ancak üzülebilir, endişe edebilir; gülüp eğlenemez diye düşünüyorum.

...

İdris Naim Şahin"i televizyonda izledim. Haksızlığa uğramıştır-uğramamıştır bilemem. Zanlar üzerinden kişisel bir yorum yapmak istemem. Ancak keşke eleştirilerini görev yaptığı süre içinde kendisinden duyabilseydik. Her türlü icraatı itirazsız desteklediği izlenimi aldığım bir siyasetçi olarak kendisini tanırken; konuşmasını ibretle dinledim. Siyaset güven zemininin en kaypak olduğu yer, bunu biliyoruz. Ancak tüm siyasi hayatını susarak, boyun eğerek, "Siz haklısınız" diye geçirenlerin itirazlarını duydukça şaşırıyorum. Madem beğenmiyordunuz niye bunu (Hadi kalabalıkları geçelim) birebir-ikili-üçlü ve daha kalabalık birçok görüşmede söylemediniz, "Haklısınız" deyip işinize baktınız. Biz değişmedikçe liderlerin profili de değişemez...

NE SEÇECEĞİZ?

Büyükşehir belediye başkanlarını,

İlçenin il genel meclis üye adaylarını,

İlçe belediye başkanlarını,

İlçe belediye meclis üyelerini,

Mahalle ya da köy muhtar ve ihtiyar heyetini...

TURUNCU RENKLİ ZARF: Genel meclis üyeliklerine ilişkin seçim. Turuncu renkli birleşik oy pusulası atılacak.

MAVİ RENKLİ ZARF: Belediye başkanlığı ve meclis üyeliğine ilişkin seçim. İlçe Belediye başkanlarını mavi renkli birleşik oy pusulası; Belediye meclis üyeliğine ilişkin sarı renkli oy pusulası; Büyükşehir Belediye Başkanlığına ilişkin beyaz renkli birleşik oy pusulası atılacak.

MOR RENKLİ ZARF: Köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyelerinin birlikte yazılı olduğu oy pusulası ya da mahalle muhtarı ile mahalle ihtiyar heyetinin birlikte yazılı olduğu oy pusulası...

UMUT NEREDE?

Nilüfer Göle Paris"te yaşayan bir sosyolog. Türkiye"de Gezi ile başlayan olayları yeni bir siyasi umudun, dinamizmin göstergesi ve siyasal İslam"ın yenilgisi olarak görüyor. "Umut sekülerlikte" diyor kısaca...

Hüsameddin Arslan da Bursa"da yaşayan bir sosyolog. Gezi"yi eski sosyalistlerin devrim umutlarının tükenişi olarak görüyor. "Türkiye"de hem Kürtler hem Türkler hem de halkların Müslümanlıktan başka kültürü yok! Türkiye"de "seküler, modern kültür hariç-İslami kültür dışında diri ve canlı bir kültür yok; giderek (modernleşme dolayısıyla) hiç olmayacak... Artık kabul edin, biz modern elitler "seküleriz" fakat adına konuştuğumuz halklar "seküler" değil. Daha doğrusu seküler olmanın ya da olmamanın otantik halklar için hiçbir önemi yok." (Jöntürkler Jönkürtler Muhazakarlar/Paradigma Yayınları) Hüsameddin Arslan ile yaptığım röportajda yukarıdaki satırlar yok, ancak bu konular üzerine önemli analizler var. Dün-bugün-yarın, Yenişafak"ta bir bilim adamı bakışı ile analizlerini okuyun derim.

10 yıl önce
Oyunuzun kıymetini bilin
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı