|
Sevgiyle örülen şapkalar
Sevgimizi ilmek ilmek dokuduk”
kampanyası kapsamında bir aydır çevremdeki herkes her yaş grubu için bere-atkı örüyor. Bu kampanya fikri Asitane Vakfı'na, Hasibe Turan'a ait. Vakfın merkezinde mültecilere ilişkin birçok çalışma yaparken onların sorunlarını yakından görmüş birisi. Sadece sorunları değil toplumun konuya ilişkin yabancılığını da görmüş. Bu kampanya ile maddi yardımların ötesinde onlarla duygusal bir bağ kurmayı, yaşadıklarıyla empati geliştirmeyi de hedefliyor. Kadınlar merhametlerini, duyarlılıklarını da yardımların içine katıyor. Kampanya, tabii ki uzaktan bağışlarla yapılan yardımların yerine bizzat kendi emeğimizle ortaya çıkan bir şapkayı bereyi hediye ederek bir mülteci çocukla geliştirilen yakınlığın peşinde ve bu yaklaşımıyla çok büyük ilgi gördü. Beyoğlu, Zeytinburnu, Tuzla, Küçükçekmece Belediyeleri'nin kadın olan başkan yardımcıları gönüllü olarak bu projenin destekçisi oldular. Herkesin ördüğü bereyi hediye ederek katıldığı kampanyanın ilk etabında geçen hafta 10.000 bere Kahramanmaraş'ta, çadır kentteki çocuklara teslim edildi. Kampanya 10 ildeki 22 çadır kente daha berelerini ulaştırmayı hedefliyor.


Kampanyaya bere örerek katkıda bulunanlar arasında Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu da var. Doğrusu bu kampanya iş kadınlarımızdan sanatçılara çok kişinin desteğini bekliyor.



AYLAN KÜRDİ'NİN CESEDİ
ÜZERİNDEN NEFRET


Mültecilerin Avrupa'ya göçü sürerken, Avrupa toplumunda tepkiler hafiflemek yerine güçleniyor. İsviçre'de referandum, Danimarka'nın Shengen vizesinden çıkma kararı, Almanya'daki saldırılar ve son olarak Charlie Hebdo Dergisi'nde Laurent Sourisseau'nun '

Göçmenler

' başlıklı karikatürü düşünce biçimlerini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Bu karikatürde Aylan Kurdi'nin kıyıya vuran cesedi için

“Küçük Aylan büyüdüğünde ne olurdu?”

sorusuna çizgiyle verilen cevap şöyle: “Koşarak kaçan bir kadını, elleri açık halde kovalayan iki erkek.” Karikatürün altında da Fransızcada elle tacizde bulunanlar için kullanılan '

Tripoteur

' kelimesi kullanılarak '

Almanya'da tacizci'

yazısı var.



Her ne kadar dergiye tepkiler yağsa da Avrupa kültürel değerlerini değiştiriyor. 11 Eylül'den sonra iyice kökleştirdiği ama “hümanizm” maskesi arkasına gizlediği önyargılarını ve İslamafobik tutumunu baskılamaktan vazgeçiyor. Ortaya çıkan yeni kültürel dile karşı bizim de hazırlıklı olmamız lazım. Simülasyon yaparak bu tepkinin bir on yıl sonra varabileceği boyutları görebiliriz ve önlem almaya adım adım öyle başlayabiliriz. Tüm bunlara karşı argümanlar, cevaplar, her şey güncellenmeli, üzerinde bilgi ve veriye dayanan çalışmalar geliştirilmeli. Üniversitelere duyurulur.



MEHDİ'Yİ KARŞILAYACAK ORDULAR


Bulunduğumuz yüzyılın geleceğine ilişkin kehanetler sıralanırken illa da bir dinler savaşı ya da Armageddon bahsiyle karşılaşırız. Doğrusu bunlara çok itibar etmem. Ancak geçenlerde İran Devrim muhafızları komutanı Ali Caferi'nin “İran'la ortak hedefler doğrultusunda 5 ülkede 200 bine yakın silahlı gencin hazır olduğu ve Mehdi'nin gelişine zemin hazırladığına” ilişkin sözlerine yer veren haber bu konuyu da aklıma getirdi. Haber İran Fars Ajansı'na ait. Caferi'ye göre “IŞİD, Tekfir grupları ve yaşanan olaylar Mehdi'nin ortaya çıkışı için zemin hazırlıyor. Bu gelişmelerin etkisiyle Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen'de 200 bine yakın silahlı genç hazırlanıyor.”



Bu açıklamayı ne kadar ciddiye almak gerekir bilmiyorum. Ancak kendi kişisel tanıklıklarımız bile bize, ciddiye almadığımız “Yok canım bu kadarı da olmaz” dediğimiz birçok olayın gerçeğe dönüştüğünü gösterdi. Üstelik bu meselede farklı birçok dini grubun da kendine göre bir Mehdi yorumu var. Ve birçoğu için de bu İranlılarda olduğu gibi motivasyon oluşturuyor, bir eyleme dönüşüyor. Tam da bu zamanlarda, Müslümanlara birbirini yok ettirecek birçok konu ve kavram tedavüldeyken, İslam dinine ait temel 'ortak' ve kadim doğruları konuşmak gerekiyor. Yoksa gelecek kötü geliyor. Dinler dahil her şeyin yıkılıp yeniden yapılanacağı bir dünya hayra işaret etmiyor. Tüm bunlara büyük resimde engel olmak elimizde değilse bile kendi zamanlarımızdan sorumluyuz.


#Sevgiyle örülen şapkalar
#Ali Caferi
#Mülteciler
8 yıl önce
default-profile-img
Sevgiyle örülen şapkalar
İstanbul’da seçim rüzgarları
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar