TÜSİAD''ımızın eski başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Baykal''dan boşalan koltuğa oturur mu?...
Fehmi Koru bu soruyu sormamıza neden oldu?...
Sonra cevabını da verdi. Arzuhan hanım aramış kendisini ve “Siyasete ilgi duymuyorum” demiş…
Hayat bu bilemezsin…
Kurtlar vadilerinde ve kanyonlarda kim bilir ne muhabbetler yapılıyordur?
Haberiniz bile yoktur ama isminiz zikrediliyordur…
Zaten böyle başlar bu işler…
Aklınızda yokken, bir bakarsınız sizi aklına düşürenler omuzlara alıverirler…
Dedik ya kurtların dolaştığı vadilerde ve kanyonlarda kim bilir kimler kimlerle buluşuyor…
Kanyon''da yürüyordum önceki gün en üst katta, restoranların olduğu bölümde…
Baktım karşıdan amiral gemisinin kaptanlığından nehir kenarı müdavimliğine getirilen Ertuğrul Özkök ağabeyimiz geliyor….
Dört kızın oturduğu masanın yanından geçerken ilginç bir şey oldu…
Kızlar onu tanıdı ve arkasından seslendi;
“Pişt…. Pişt...” diye…
Pişt seslerini hemen algılayan Ertuğrul Özkök merak duygusuyla geri döndüğü anda kızlar hemen aralarında konuşmaya başladılar…
Sanki “Pişt biz demedik” dercesine…
“Pişt pişt”in gaipten geldiğine inandırmaya çalıştılar…
Ertuğrul Özkök abimiz anlayamadı ve yürüdü gitti…
Kızlar ise ardından gülmeye başladı…
Vay be idi durum… Kaptanlık giderse böyle görüntülere mi çekiyordu hayat acaba insanı?
Kanyon''da bu suallerle meşgul iken… Neredeyse biriyle çarpışacak idim.
Etrafında korumalar vardı. O beyefendi Aydın Doğan''dı…
Tam da CHP lideri Baykal''ın kaset şokuyla sarsıldığı ilk günlerde…
Ertuğrul abimizden 45 saniye sonra Aydın Doğan da Kanyon''daydı…
Yanında da Altan Öymen vardı…
Hani 18 Nisan 1999 Yılında Cumhuriyet Halk Partısı''nin Meclis dışında kalması nedeniyle Genel Başkanlıktan istifa eden Deniz Baykal''ın ardından 23 Mayıs 1999 Tarihinde düzenlenen 27. Olağanüstü kurultayda Genel Başkan seçilen …
15 ay süren CHP Genel Başkanlığının ardından, olağanüstü kurultaya giderek, yapılan seçimler ardından görevi Deniz Baykal''a devreden Altan Öymen abimiz…
İşte o… Kanyon''da Aydın Doğan büyüğümüz ile “Pişt pişt” diye ardından seslenilen Ertuğrul Özkök abimizin yanına doğru meylediyorlardı…
Bundan hiçbir komplo teorisi çıkaracak değilim…
Sadece şu gökdelenler devri başladı, Kanyon''larda Manyonlar''da insanlar nelerle karşılaşıyor işte…
Mesela önceki akşam da Türkiye ve Avrupa''nın en büyüğü, 10 katı yer altında 56 katı yer üstünde 66 katlı gökdeleni İstanbulsapphire''in en tepesine çıktım…
Asansör tam bir dakikada fasılın başlayacağı terasa taşıdı bizi…
Muhteşem bir manzara ama aşağıya bakamadım… Korktum…
Fehmi Koru “Bu akşam liste başısın mutlaka şarkı söyleyeceksin” deyince korku dağlarım katlandı…
Erhan Köknar kardeşime gidip listeden sildirdim adımı…
Bol İstanbul şarkılarıyla dolu muhteşem bir müzik ziyafetinden geçtik…
Bir ara telefonum çaldı arayan Show tv''den Ufuk Ertan kardeşimdi… Taksim''deymiş, “Uzun yıllardır gelmiyorum buraya abi… Ne olmuş böyle yahu..? Beyoğlu tepiniyor” dedi…
İşte o anda İstanbul Valiliği''nden müsteşarlığa atanan Muammer Güler, Zincirlikuyu''nun yukarısındaki gökdelen''in tepesinde Necip Fazıl''dan şu şiiri okuyordu;
“Hayattan canlı ölüm/Günahtan baskın rahmet/Beyoğlu tepinirken/Ağlardı Karacaahmet”
