Antalya''da düzenlenen İsmail Cem televizyon ödüllerine Ezel damgasını vurdu, ödülleri haklı olarak topladı.
Kenan İmirzalıoğlu ödülünü alırken Kıvanç Tatlıtuğ''un da, Mehmet Aslantuğ''un da alkışlaması görülmeye değerdi…
İçlerindeki burukluk gözlerine yansısa da rakibi alkışlamak erdemi pek alışık olmadığımız manzaraydı…
Faruk Bayhan''ın “Türk dizilerini sınır ötesine taşıyan yapımcılara teşekkür ediyorum” şeklindeki cümlesi gecenin en önemli sözleriydi.
Evet artık oyuncularımız sadece Türkiye''de değil birçok ülkede şöhreti yakalamanın keyfini yaşıyordu…
Ne güzel bir manzaraydı… Kompleksli günler geride kaldı…
Töreni takip eden gazetecilerin “Televizyon dizileri ödül gecesi için ne diyorsunuz” şeklindeki soruları en anlamlı suallerdi…
Dizi manyağı olduğumuz gerçeğini gözler önüne seren bir durumdu bu. Çünkü ödüller sadece dizilere değil, tüm tv yapımlarına dağıtılıyordu. Ancak gazeteciler bile bu dizimani olayına kapılmışlığı gösterdiler… Geceyi “Dizilere ödül töreni olarak” algıladılar…
Birbirlerinden farklı içerikteki programların aynı kategoride yarıştırılması hem doğruydu hem de yanlıştı.
Yayından kaldırılmış dizilerin de ödüle aday olması seçimlerin objektifliğini gösteren bir durumdu..
Çünkü yayından kaldırılmak bizi, illaki dizinin kötü olduğunu gösteren bir gerçekliğe götürmezdi.
Hiçbir güç bu kadar dizi oyuncusunu aynı gece bir araya toplayamaz. Ancak İsmail Cem''in adının bunu sağlaması en derin anlamları taşıyan bir mesajdı…
Türkiye''de dizi setlerinin neredeyse tamamı ilk kez 24 saat tatil olup kapandı…
Acaba solun önde gelen isimleri bu derin anlamlardan fışkıran mesajları aldı mı?...
Okan Bayülgen''in Medya Kralı stüdyosunu gecenin yapıldığı otele kurması akıllıcaydı. Ancak otelin reklamını yapması şaşırtıcıydı…
Beyaz''ı izliyordum…. Araya reklam girdi. Uyuya kalmışım..
Gözlerimi açtığımda Helin Avşar bir şeyler anlatıyordu.
Küçükken çok kıskandığı için birinin başını klozete sokmuş.
“Ölmesini istiyordum” diyordu Helin…
“Kardeşim” mi yoksa “Ablam” mı diyordu kaçırdım ve anlayamadım…
Acaba Helin Avşar''ın kafasını klozete sokup ölmesini istediği kişi Hülya Avşar mıydı?...
Çok merak ettim…
En iyisi Helin''i arayıp sorayım…
Seray Sever''in konuğu twitter salgınını yerden yere vuruyordu.
“Twitter''ı takip edenler röntgenci, orada yazanlar da teşhirci” diyordu.
O anda ekrandaki alt yazıda izleyenler Seray Sever''in twitter adresine davet ediliyordu.
Ne yani, şimdi konuğuna göre Seray Sever teşhirci mi oluyordu?...
İzleyici röntgenciliğe mi davet ediliyordu?
İlginç bir detay daha vardı.
Seray Sever''in stüdyoda ağırladığı konuklarını oturttuğu koltuktu bu detay…
Dudak şeklindeydi…
Seray yayına bir konuk daha çağırdı.
Adam koltukçuymuş…
O yapmış Seray''ın stüdyodaki dudağa benzeyen koltuğunu…
“Seray''ın dudaklarının kopyasını bu koltukta hayata geçirdim” diyordu…
Konuklarını dudağında ağırlayan bir sunucuya da ilk kez tanık olduk…
Bakalım daha neler göreceğiz?...
Yaşar Okuyan Kanaltürk''te Pazar Politika programında “Her sene 24 Nisan''da Amerika Ermeni meselesini önümüze getirip ısıtıyor… Aman Başkan Obama, yok Başkan Clinton, ay Başkan Bush bize ne diyecek korkusuyla yaşatılıyoruz” dedi…
Okuyan ardından ekledi…
“Ne diyeceklerse desinler…”
Ve son noktayı koydu;
“De ulan”…
