|
28 Şubat darbe değilmiş!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Külliye’de düzenlenen 43’üncü Muhtarlar Toplantısı’ndaki konuşmasında, 60, 70, 80 darbe’lerini Türkiye’nin enerjisini ve kaynaklarını heba eden, binlerce vatandaşın hayatına mal olan ülkemizi onlarca yıl geriye götüren ibret alınması gereken KAOS dolu yıllar olarak nitelemişti. Erdoğan,’’Benzer bir KAOS dönemini 1990’lı yıllarda da yaşadık. 28 Şubat cuntacılarının, ülkemizde yeni bir kardeş kavgası çıkarmak için kurdukları tuzakları milletimizle birlikte birer birer bozduk. Ama bu dönemde yaşanan o siyasi, sosyal, ekonomik anaforların ülkemize maliyeti de çok ağır oldu” değerlendirmesinde bulunmuştu.


Bu çok önemli açıklamalar, 28 Şubat davasını sulandırma çabasındaki FETÖ’cüler ve sanıklar açısından mütalaa sonrası ikinci bir darbe olarak telakki edilebilir. Zira 28 Şubat İddianamesi'ni hazırlayan savcı ve davanın görüldüğü ilk yıllarda Ankara 13 Ağır Ceza Mahkemesi bazı üyelerinin FETÖ iltisaklı olduklarının ortaya çıkması 28 Şubat darbecilerini davadan ceza almadan sıyrılabilecekleri ümidini doğurmuştu. Gerçi 28 Şubat darbesinin Psikolojik Harp uzmanı üst düzey askeri sanıkları bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “tuzak” dediğine Erbakan ne demişti, karşı söylemiyle, Erbakan’ın Başbakanlık'tan kendi isteğiyle istifa ettiğine yönelik Demirel’e verdiği mektubu gündeme getirerek 28 Şubat’ın darbe olmadığı tezini savunmaya veya ispata çalışıyorlar.

DEMİREL’E VERİLEN MEKTUP
‘’Refah Partisi ile Doğru Yol Partisi’nin 28 Haziran 1996 günü aralarında imzaladıkları ortak hükümet protokolü ve ekleri belgesindeki taahhütlere uygun olarak ve 28 Haziran 1996 tarihinde Bakanlar Kurulu listesini onaylamanızla kurulan 54.Cumhuriyet Hükümeti bugüne kadar yaklaşık 1 yıldan beri bütün gücüyle devletimizin yücelmesi, ülkemizin kalkınması ve halkımızın refahı için uyum içinde başarıyla çalışmıştır.
Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi arasındaki koalisyon protokolüne uygun olarak bu 1 yıllık süreden sonra Başbakanlığın Doğru Yol Partisi’ne geçebilmesi için yapmış olduğumuz taahhüde ve iki parti arasındaki mutabakata uymak üzere Başbakanlık görevimden istifa ediyorum.
Bu süre içerisinde gerek Başbakan olarak şahsıma gerek 54. Cumhuriyet Hükümeti'ne ve onun üyelerine çalışmalarımıza gösterdiğiniz yakın ilgi ve desteklerinizden dolayı teşekkürlerimi arz eder, saygılarımızı sunarım.”
Erbakan Başbakanlık görevinden istifa ederken yerine DYP ile yapılan protokol gereği Çiller’in geçeceğini zannediyordu. Zira, Erbakan istifa etmeden önce Demirel ve Çiller askerin Refah-Yol üzerindeki cebir ve baskısını azaltmak gayesiyle Erbakan’ın istifa etmesini hükümeti kurmak görevinin Çiller’e verilmesi konusunda Demirel ile anlaşmışlardı. Bu konu Çiller tarafından Erbakan’a anlatılmış bunun üzerine Erbakan istifa etmişti.
Erbakan’ın istifasından sonra Çiller yeni bir hükümet kurmak için 282 milletvekilinin güvenoyu imzası ile Cumhurbaşkanı Demirel’e gittiğinde, Demirel’in hükümeti kurma görevini söz verdiği halde milli iradenin yansıttığı çoğunluğa değil de azınlık olan muhalefetin temsilcisine vererek hükümeti darbeci askerler ile iş birliği içinde düşürmüştü
. Çiller’in bu konuda 28 Şubat mahkemesine verdiği ifadesi bu açıdan önemli bir delil niteliğinde.
Dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri (Müebbet istenen sanıklardan) Erol Özkasnak '28 Şubat’ta post modern darbe yaptık' itirafında bulunmuştu. ‘’Tereyağından kıl çeker gibi, eski darbelere benzemeyen bir şekilde hiç kan akıtmadan, hiç kimseyi üzmeden, gayet usulüne uygun bir şekilde demokratik uygulamalarla, MGK tarafından da benimsenerek,
devletin başındaki en büyük insandan
ilgili bakanlıklara kadar hepsi de dahil edilerek, hatta halkımız ortak edilerek sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla, çok başarılı bir şekilde yürütülen bir süreçtir’’ demişti.

28 Şubat sürecinin başlangıç tarihi 11 Ocak 1997’dir. Zira O tarihte Cumhurbaşkanı Demirel Genelkurmay'a davet edilmiş ve kendisine 28 Şubat günü MGK’da verilen bilgileri içeren irtica brifingi verilmişti. Çevik Bir ve kuvvet komutanlarının hazır olduğu bir ortamda dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’e Karadayı’nın giriş konuşmasının ardından Çevik Bir tarafından 4 saat süren İrtica Brifingi veriliyor. Demirel’e 54 maddelik Refah-Yol iktidarının sakıncalı icraatları ile ilgili bir dosya veriliyor. İddiaya göre Demirel bu 54 maddeyi araştırmak için ‘Cumhurbaşkanlığı Çalışma Grubu ‘ oluşturuyor. Demirel ve darbeci askerler arasındaki irtibat ve ilişki de bu şekilde başlamış oluyor.

Aslında Refah-Yol ‘un iktidardan düşürülmesini isteyen küresel gücün ABD olduğu, rahmetli Erbakan’ın vefat etmeden önce açıkladığı kripto belgede detaylarıyla açıklanıyor.

28 Şubat darbe değildir diyenlere duyurulur.

#Recep Tayyip Erdoğan
6 yıl önce
28 Şubat darbe değilmiş!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’