Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları’ndan sonra Fırat’ın doğusuna olası bir operasyon için tüm hazırlıklarını tamamlayan TSK unsurları, öncelikle, teröristleri Menbiç’ten süpürme ve hareket alanımızı genişletme harekatı başlatacak. Askeri uzmanların ’’ Menbiç’in gerek Türkiye için gerekse PKK için bir ‘sırat köprüsü’ olduğunu bu bölgenin terörist örgütten arındırıldığında ‘Fırat’ın Doğusu’nun PYD/YPG terör örgütü için cehenneme döneceği akabinde ise 911 km’lik sınırlarımızdan PKK/YPG’li teröristlerin tamamının kısa sürede temizleneceğine yönelik analizi devlet üst katlarında kabul görmüştü.
Bu analize göre Münbiç,Fırat’ın doğusu’nun kilididir. Bu kilit açıldığında ABD’nin ittifak halinde olduğu teröristleri Menbiçten çekmek zorunda kalacağı aşikardır. Bu durumda ABD ve ittifak halinde olduğu terör örgütünün Fırat’ın doğusunda tutunması da güçleşecektir. Bu kaçınılmaz sonu gören ABD ve ortağı PKK/YPG terör örgütü TSK’nın yapacağı operasyonlardan korunmak amacıyla önce Menbiç’te daha sonra Fırat’ın Doğusu’nda ABD askerlerinin gözlem noktası kurma bahanesiyle sınıra fiilen yerleşmesini fırsat bilerek hudut boyuna 20 kilometrelik tünel kazdı. Tünel kazım ve inşaat süreci ABD’nin bölgeye sevk ettiği araçlarla gerçekleşirken, tünellerin bazı bölümleri tıpkı Afrin’deki gibi silah ve cephane deposuna çevrildi. Türkiye sınırında hummalı bir faaliyete girişen terör örgütü, toplamda 150 kilometre uzunlukta tünel hazırlamayı hedefliyor. Düz arazide yer alan tünellerin TSK’nın Fırat’ın doğusuna düzenleyeceği operasyon sırasında patlatılarak Mehmetçiğe sabotaj yapılması ve zırhlıların bölgeye geçişinin engellenmesi teröristlerin başlıca planları arasında bulunuyor. Ancak kazdıkları tüneller Afrin’de olduğu gibi inşallah teröristlerin mezarı olacak.
ABD Menbiç’te Türkiye’ye verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı. Menbiç Mutabakatı neredeyse kadük hale getirildi. Menbiç’te zorlama ile başlatılan ‘ortak devriye’ faaliyetleri bir türlü şehir merkezlerine gelemedi. Süreç uzatıldıkça da terörist örgüte hendek ve tuzaklama faaliyetleri için zaman kazandırıldı Fırat’ın batısında NATO ortağı Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayan ABD, Menbiç ve Fırat’ın doğusunda ise Türkiye’nin operasyon planlamalarına karşı hızla terör ile işbirliği içinde karşı önlemler almaya devam ediyor. Bu önlemleri alırken yine çeşitli yalanlar ile Türkiye’nin sabrını taşırma noktasına getiriyor. Tıpkı tek taraflı olarak kuracağını açıkladığı ‘Gözlem nokta’larının ‘terör kalkanı projesi‘ olması gibi. ABD’nin ‘bölgenin güvenliği’ yalanıyla Suriye’nin kuzeyine kuracağı gözlem noktaları için terör örgütü PYD/PKK ile anlaştığı ortaya çıktı. Kirli işbirliğini YPG itiraf etti. Washington yönetiminin Fırat’ın doğusunda Türkiye’den YPG’ye yönelik saldırıları önlemek amacıyla gözlem noktaları kurmaya başladığı bildirildi. Türkiye’nin Fırat’ın doğusunu terör örgütü YPG/PKK’dan temizleme kararlılığı ve bölgedeki terör mevzilerine top atışları sonrası taşeronunu koruma telaşına kapılan ABD’nin ‘gözlem noktaları’ oyunu böylece deşifre oldu. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in “Türkiye’nin kaygılarını gidermeye yönelik Suriye’nin kuzeyine gözlem noktaları kuracağız” yönündeki alçakça ve kalleşçe yapılan açıklamasının altından yeni bir terör kalkanı projesi çıktı. Pentagon ile YPG arasındaki anlaşmaya göre sınırın 5 farklı noktasına kurulacak gözlem noktalarında teröristler de ABD askerleri ile birlikte görev yapacaktı. Ayn El Arab’da 2, Tel Abyad’da da 3 gözlem noktası kurulmaya başladığını aktaran YPG’li terörist, Resulayn, Amuda ve Derbesiye’de de benzer merkezlerin inşa edileceğini dile getirdi. Savunma Bakanı Mattis’in açıklamalarından sonra, sınırın Tel Abyad bölgesine kurulacak gözlem noktasının kaba inşaatı birden yükseliverdi. Gözlem noktası kurmaya başlamak için bu alanın seçilmesi de tesadüf değil. Tel Abyad, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda ilk hedef olarak yönelme ihtimali olan bir yer. Arap basınına konuşan YPG’li terörist ayrıca, 30 bin kişilik yeni bir terör ordusu kurulacağını ifade etti. YPG’li terörist, “ABD askerleri 30 bin yeni SDG’liyi eğiterek silahlandıracak. Bu güç, DEAŞ’ın uyuyan hücreleri ve Suriye’deki İran askeri varlığına karşı mücadele yürütecek” dedi. DEAŞ ABD’nin bölgede kalmasının meşruiyetini sağlayan bir araç olduğu düşünüldüğünde siz asıl hedefin Türkiye olduğunu düşünün. Zira Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Türkiye’ye karşı düşmanca bir adım daha attı. Suudi Veliaht, BAE Veliahtı ile birlikte PKK’nın Suriye’de işgal ettiği bölgeye asker, istihbaratçı ve siyasetçilerden oluşan heyet gönderdi. İki Körfez ülkesi PKK’lı teröristlerle, ABD’nin kuracağı 12 gözlem noktasının finansmanını üstlenecek.
Fırat’ın doğusunda bir oldu bittiye asla izin vermeyeceğini defalarca deklare eden ve teröristleri hamilikten vazgeçmesi için ABD’yi diplomatik yollarla iyi ilişkiler ile ikna etmeye çabalayan Türkiye artık son seçeneğin arefesinde! TSK Askeri harekat için emir beklerken Türkiye’nin Münbiç ve Fırat’ın Doğusuna operasyon kararlığını bir kez daha tespit eden ABD, Suriye Özel Temsilcisi Eski Türkiye Büyükelçisi James Jafrey ve beraberindeki heyeti İsrail, Ürdün ve Türkiye temasları için görevlendirir. Jefrey bu görev öncesi 03 Aralık’ta Washington’da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Suriye sorunu ile ilgili önemli ve Türkiye ile ilgili itiraf sayılabilecek açıklamalarda bulundu.
Açıklama içerisinde yer alan üç husus diğer açıklamaların da önüne geçmişti. ABD’nin Suriye politikalarının geleceği ve Türkiye’nin bekası açısından çok önemli ve olumsuz mesajlar verilmiştir. Kanaatime göre bu açıklamalardan dolayı Başkan Erdoğan kendisini kabul etmemiştir. Bu açıklamalardan ilki Astana sürecinin son toplantıda başarısız olduğu ve sonuç çıkmayacağının anlaşıldığından sonlandırılması gerektiği iddiasıdır. İkinci önemli husus ise Menbiç ile ilgili tiraji komik ve hayret verici bir savunmadır. Jeffre’ye göre 50 PKK/PYD’li terörist Menbiç’ten çıkarılmış ve bu durum Türkiye’ye bildirilmiş. En az 1500 teröristin barındığı Türkiye’nin müdahalesine karşı Menbiç’te yeni üsler kurularak hendek ve tüneller kazıldığı bir süreçte bu açıklama, Türkiye açısından kabul edilemezdir. Eğer, Jeffrey’in aklından zoru yoksa bu işte bir bit yeniği var şüphesini doğurmuştur. Üçüncü ve en önemli konu ise Jeffrey’in, ASTANA’nın fişini çekelim, açıklamasının arka planı sanırım. ABD’nin Suriye’de Fırat’ın doğusunda uçuşa yasak bir bölge ve Irak’ta oluşturulan çekiç güç benzeri bir yapıyı hayata geçirme aşamasında olduğudur. Irak’ta Saddam’a ait hava kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyinde uçuşunu yasaklayan dönemin Çekiç Gücünün benzerinin Suriye’de kurulmasının yegâne amacı hava kuvveti olmayan IŞİD değil olsa olsa Türk Hava Kuvvetlerinin Fırat’ın doğusuna operasyonunu önlemek olabilir.
Uçuşa Mevcut Konjonktürde muhtemel Rus vetosu nedeniyle BM’den Suriye’de çekiç güç benzeri bir yapının kurulması kararı çıkmayacağına göre ABD yasak bölge için bu kez NATO’yu devreye sokmayı deneyecektir. 15 Temmuz’un bir NATO darbesi olduğunu unutmayalım. Tedbiri elden bırakmayalım!
