|
Gaffar Okkan’ın koruma polisi suikasttan 17 yıl sonra FETÖ’den tutuklandı

Gaffar Okkan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunduğu bir dönemde 24 Ocak 2011 tarihinde makam aracı ile bir koruma ordusu eşliğinde Diyarbakır Şehitlik semtindeki Emniyet Müdürlüğü’nden ayrılmış şehirde konvoy olarak ilerliyordu. Önde ve arkada eskort, ayrıca makam otosunun arkasında da yakın koruma ekibi vardı. İlk saldırı Şehitlik yakınlarında yapıldı. Bu saldırıda koruma ekibinin tamamı şehit edildi. Okkanın makam aracı ve eskort hızlandı. Ancak onlar da 100 metre ileride bombalı ve silahlı saldırıdan kurtulmadılar. 15-20 kadar saldırganın bulunduğu olayda bomba ve Kalaşnikoflar kullanıldı. Eylemciler çok iyi hazırlanmışlardı. Her sokağın başında varlardı, hiçbiri de vurulmadan hedefi vurarak sıfır hata ile kaçtılar. Okkan ve 5 arkadaşı şehit olmuştu. Olay yerinde tam 460 boş kovan bulundu. Okkan’ın vücudundan 20 kurşun çıkarıldı. İstanbul aksanı ile konuşan saldırganların, saldırının hemen ardından dükkanlara girerek ‘’Polisiz’’ diyerek arama yapması dikkat çekmişti. En önemlisi de Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın öldüğünden emin olmak amacıyla teröristlerce Okkan’a‘nokta atışı yapmalarıydı.

Gaffar Okkan görev süresi boyunca özellikle Hizbul-Kontra silahlı örgütüne karşı bir çok operasyon yaptırdı. 1998 ve 1999 yıllarında düzenlenen operasyonlarda örgütün çok sayıda yöneticisi ve üyesi yakalandı. Gaffar Okkan’ın bu mücadelesi sebebiyle ölümünün ardından gözler normal olarak Hizbul-Kontra’ya dönmüştü. Çok uzun süre bu suikast’ın arkasında Hizbul-Kontra olduğu düşünüldü. Bu konuda terör uzmanları tarafından yüzlerce yorum ve analiz yapıldı. Tüm faili meçhul cinayetlerde özellikle FETÖ’nün adının karıştığı ve işlediği cinayetlerin tümünde yaşandığı gibi özellikle bilgi kirliliği Cihan Haber Ajansı eliyle yapıldı. Kamuoyunun devleti hedef alan bu suikast ile ilgili birçok senaryo ortaya atıldı. Öncelikle Gaffar Okkan’nın neden ve hangi terör örgütü tarafından hedefe alındığını tespit etmemiz gerekir sanırım.

Gaffar Okkan Diyarbakır’da göreve başlamadan önce JİTEM kontrolündeki korucular, itirafçılar ve JİTEM unsurları şehir içinde kendi başlarına buyruk hareket edebiliyor, istediği kişileri gözaltına alarak işkence, hatta infaz dahi yapıyorlardı. Gaffar Okkan’ın göreve başlamasıyla birlikte faili meçhuller büyük oranda azaldı. Polis disiplin altına alındı. Okkan polis-halk ilişkilerini en üst seviyeye çıkararak devletin kadife ve yumuşak yüzünün halka sergilenmesini sağladı. JİTEM unsurlarına artık yasadışı işlerde göz açtırılmıyordu. Kısa sürede Gaffar Okkan, Diyarbakır’ın sevgisini ve saygısını kazanmıştı. Halkın sevgisini kazanmasına karşın bu bölgede devletin demir yumruğunun bölge halkına uygulanmasını isteyen, Batı ve kontrollerindeki Kontrgerilla-JİTEM- Hizbul/Kontra’nın ve FETÖ’nün bir numaralı hedefi haline gelmişti.

‘EYLEMİ BU SANIKLARIN YAPMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Devletin en iyi korunan veya koruması gereken Diyarbakır Emniyet Müdürü’ne suikast düzenlenmesi alenen devlete meydan okumaktı. Tek tesellimiz ise bu suikastın faillerinin Hizbul-Kontra militanlarının yakalanıp adalete teslim edilmeleriydi. Ancak bu konuda yargılamayı yapan Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 50 sayfalık gerekçeli kararında “Okkan suikastı eylemini bu sanıkların yapması mümkün değil” kanaatinde olduğunu açıkladı. Gerekçeli kararda; “Hizbul-Kontra örgütünün eylem taktik ve stratejilerinin Okkan suikastı ile yakından uzaktan ilgisinin olmadığı, sanıkların bu eylemi yapacak kapasitede olmadıkları kanaatine varılmıştı.

GAFFAR OKKAN’A DA SUİKAST’I FETÖ ELEBAŞI GÜLEN İSTEDİ

‘Gaffar Okkan Suikast’ı da tam bir bilgi kirliliğine dönüşmek üzere iken PKK terör örgütü militanlarından olup yakalanan ve itirafçı olan Yıldırım Beğler ve Abdülkadir Aygan, Okkan suikastının Diyarbakır 8. Ana Jet Üs ve 2. Taktik Hava Komutanlığı’nda görevli bazı FETÖ’cü subaylarca gerçekleştirildiğini itiraf ettiler. Bilindiği gibi bu jet üssü 15 Temmuz darbe girişiminde TBMM’yi bombalayan uçaklara yataklık yapmıştı. 15 Temmuz gecesi vatan haini Semih Terzi’yi Silopi’den getiren helikopterin inişine engel olunmadığı gibi hain Semih Terzi ve ekibinin üsse girilmesine izin verilmişti. Eğer Semih Terzi’nin Ankara’ya uçuşuna izin verilmeseydi devlet büyük bir riske girmeyecekti. Belki de Ömer Halis Demir şehit edilmeyecekti. Gaffar Okkan’a gerçekleştirilen suikastın ancak savaş eğitimi almış kapasitedeki FETÖ’cü askerlerce gerçekleştirildiği böylece ortaya çıkmış oldu. Sıra şimdi bu işin yüzleşmesinde sanırım. Gaffar Okkan’a yapılan suikast sırasında motorsikletli koruma ekibinde yer alan olayda yaralandığı bilinen polis memuru M.D, Eskişehir’de 2017 tarihinde ByLock kullanmaktan tutuklanmıştı. Suikast olayı ile ilgisi olup olmadığı konusunu araştırıyorum. Gerekli bilgiyi aldığımda sonraki yazılarımda açıklarım inşallah.

#Gaffar Okkan
#FETÖ
3 yıl önce
Gaffar Okkan’ın koruma polisi suikasttan 17 yıl sonra FETÖ’den tutuklandı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…