Bilindiği gibi 27 Eylül’de Azerbaycan’a cephe hattından saldıran Ermenistan ‘Dağlık Karabağ’’ merkezli devam eden savaşta ağır bir yenilgi ile karşı karşıya kaldı. 3 milyonluk terör devleti Ermenistan’ı Azerbaycan’a saldırtan arka plandaki ülkenin Rusya olduğuna yönelik güçlü iddialar olsa da bana göre Türk düşmanı Macron’u da unutmayalım derim. Zira İngiliz Times Gazetesi Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Rusya Devlet Başkan Vladimir Putin ile 3-4 kez görüştüğünü ve kendisinden Türkiye’nin desteklediği Azerbaycan’a karşı Rusya’nın müdahale etmesini istediğini yazdı. Ermenistan Başbakanı, Kremlin’den Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) şartlarını uygulamasını (ve Ermenistan’ı desteklemesini), Bakü’ye karşı Erivan’ın yanında yer almasını istemişti. Ancak Rusya bu teklifi reddedince Paşinyan, KGAÖ Genel Sekreteri Yuri Haçaturov’u hapse attı. Ve ardından sadece günler sonra en büyük rakibi olan ve açıkça Rusya taraftarlığı yapan milyoner siyasetçi Gagik Zarukyan’ı tutukladı. Bu durum Moskova tarafından hiç hoş karşılanmamış, Ermenistan ile Moskova arasında soğuk rüzgarların esmesine neden olmuştu. Aslında Putin Rusyası Paşinyan’a Doğu Avrupa’da yaşanan renkli devrimler nedeni ile de güvenmiyor. Zira Paşinyan’ın da bu çizgiyi temsil ettiği düşünülüyor. Bu nedenle Rusya’nın bölge politikalarında Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir denge stratejisi açık bir biçimde görülüyor. Yaklaşık 30 yıldan bu yana Ermenistan’ın işgal ettiği Dağlık Karabağ bölgesinden 1 milyon insanın evini yurdunu terk edip Ermenistan’ın ağır baskı ve zalim politikalarına katlanması karşısında Rusya herhalde yıllarca bu soruna Fransız kalmanın mahcubiyeti ile veya nasılsa Ermenistan’ın bu soruna sıcak bakmayacağının bilinciyle Azerbaycan’ın da Dağlık Karabağ’da işgal altındaki 7 bölgeden 5’inde işgalin sonlandırılmasına sıcak baktığını kamuoyu ile paylaşmış sanırım.
Ermenistan Suriye’den Irak’tan ve Lübnan’dan getirdiği PKK’lı teröristleri işgal altındaki Dağlık Karabağ’a yerleştirmeye devam ediyor. Çok sayıda PKK’lının İran’da geçiş için hazırlık yaptığına ilişkin istihbari bilgiler de var. Bu arada Lübnan ve Suriye’deki radikal Ermenilerin de bu bölgeye taşınması söz konusu. Yani Ermenistan bir zamanlar Ermeni terör örgütü ASALA ile PKK’nın birlikte terörist yetiştirip askeri eğitim verdikleri Lübnan’daki Bekaa Vadisi gibi bir terör üretim merkezi oluşturmak peşinde. Bunun da sadece Azerbaycan’ı değil tüm bölgeyi karıştırmayı amaçlayan çok ciddi bir tehdit olduğu açık. Ermenistan Dağlık Karabağ bölgesini elinde çok tutamayacağını biliyor çünkü Azerbaycan’ın Türkiye’nin desteğinde topraklarını işgalden kurtarma hazırlığı ve kararlılığı var. Orada da Ermenistan’ın dayanma gücü yok. Zaten ciddi bir asker kaçağı var. Onlar da savaşta, sahada tecrübesi olan PKK gibi terör unsurlarıyla o bölgede kendi tahkimatını güçlendirmek istiyor. Yani Dağlık Karabağ’ı yeni terör üssü haline getirmek istiyorlar. Ermenistan sınırlarını Rusya kontrol ediyor, dolayısıyla Rusya isterse bir tane PKK’lı geçirmez ama çok rahatlıkla PKK’lılar sınırdan bir o tarafa bir bu tarafa geçip geliyorlar.
Cephe hattında hem savaş araç gereci hem de asker bakımından büyük kayıplar verip kaçan Ermenistan, kara propaganda için terör örgütü PKK/YPG’nın taktiğini kullanıyor. Askerleri sivil kıyafetlerle savaştırdığı görüntülere yansıyan Ermeniler, bunlar öldüğünde, “Türkler ve Azeriler sivilleri katlediyor” yalanıyla dünyaya servis ediyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Biz, ‘durun, çalışacağız, müzakere yürüteceğiz, yardım edeceğiz’ gibi beyanları dinleyecek durumda değiliz. Bunları defalarca duyduk. 30 yıl daha bekleyecek vaktimiz yok. Sorun şimdi çözülmelidir” dedi. Öyle ya da böyle, şu anda sahada görülen tek bir gerçek var. O da Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri alma kararlılığı ile ordusunun bunu yapmaya yeterli imkân ve kabiliyeti. Nitekim cepheden gelen görüntüler ve Ermenistan ordusunun çaresizliği de bunları doğrular nitelikte.
