|
Türkiye"yi kurtaracak olan Türk halkıdır

Türk halkının "kendini korumak" için elindeki parasını dövize çevirdiğini ve bu paraları "ne olur ne olmaz" diyerek yastık altına attığını birkaç kez yazdım. Bir keresinde taksi şoförü, yatıracağı taksit olan 600 milyondan fazla bir parayı dövize çevirip eşine teslim etmiş, yani "yastık altına" atmıştı.

Çiftliklerde bekçilik yapacak olanların bile "Ben aylığımı lira olarak değil dolar olarak isterim" dediklerini de yazmıştım. Yevmiyeli işlere giden işçilerin de aldıkları parayı 20-30 dolara çevirdiklerini ve azar azar bozdurarak yediklerini de anlatmıştım.

Bunları ne için hatırlatıyorum? Dolar dün yine alıp başını gitmeye kalktı. "Psikolojik sınır" denilen 1 milyon 400 bin sınırı aşıldı. Şimdi önümüzdeki günlerde "psikolojik sınır", 1 milyon 500 bin, daha sonra 1 milyon 600 bin olacak.

Dolar tırmanmaya devam edecek. "Dolar düşecek" diye "ahkam" kesenler, ya bu halkı tanımıyorlar ya da Türk halkı ile "dalga geçip" Boğaz lokantalarında Kemal Derviş''le yaptıkları "geyik muhabbetlerini" gerçek sanıp halka aktarmaya çalışıyorlar.

Türkiye özellikle "dolar" açısından çok zengin durumda. Ama kimse "dolar bozdurmaya" yanaşmıyor. Yanaşmıyor çünkü bugün bozdurduğu doları ertesi gün aynı fiyata geri alabileceğine inanmıyor.

Bir de "döviz borçlusu" olan şirketler ve ithalatçılar var. Bunlar da "dövizi erken alalım da daha çok para ödemeyelim" diye döviz ihtiyaçlarını "erkenden" karşılamak istiyorlar. Toplumda "dövizin düşmeyeceği" inancı var. Gerçekten de "döviz düşmüyor" sürekli yükseliyor.

Türkiye''nin sorunu "döviz eksikliği" değil, "güven sorunu" olarak güncelliğini koruyor. "Güvensizlik" toplumun bütün kesimlerini etkiliyor. En başta "hükümete güvensizlik" had safhaya varmış durumda. İkincisi "ekonomi kurmaylarına" güvenilmiyor. Çünkü hangi önlemi ne için aldıklarını bilen bir Allah''ın kulu yok. Yapıyorlar ama niye yapıyorlar belli değil. Zaten elleri kolları da IMF tarafından bağlanmış. IMF izin vermezse bir şey yapamıyorlar.

Başbakan kendilerine "güvenilmediğinin" farkında değil. Gazetecilere, "Köylümüz, çiftçimiz geleceği güvenle bakıyor. Halkımız sabırla ekonominin esenliğe çıkmasını bekliyor" diyebiliyor. Başbakan''ın bu açıklamayı yaptığın ertesi günü İSO''nun yaptığı araştırma "Türk sanayiinin içine düştüğü korkunç durumu" apaçık gösteriyor.

Bu "kısır döngüden" çıkmak zor değil. Yapılan hesaplamalar Türkiye''de "yastık altına atılan dövizin" tutarının 100-150 milyar dolar dolaylarında olduğunu gösteriyor. Bu sadece "döviz." Buna bir de "gelecek güvencesi" olarak saklanan altınları katarsak Türkiye''nin "patlamaya hazır" büyük bir kaynağa sahip olduğu görülür.

Bu "büyük kaynağı" harekete geçirebilmek için, bizi yönetenlerin "güvenilir hedefler" ortaya koyacak, "toplumsal şahlanışı" ortaya çıkaracak kapasitede olması gerekir. Bunun bu hükümetle olmayacağı aşikar. Ortaklar kendi aralarında bile anlaşamıyorlar. Anlaştıkları tek nokta "seçimden kaçmak"

Onlar seçimden kaçtıkça "Türkiye''nin kurtuluş şansı" da onlarla beraber kaçıyor. Türkiye''yi kurtaracak olan Türk halkıdır. Yalnız, Türk halkının kendisini önce bu hükümetten kurtarması gerekmektedir.

23 yıl önce
Türkiye"yi kurtaracak olan Türk halkıdır
Kara dinlilerle milletin savaşı
Yaşam boyu öğrenme
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından