Eğer olası bir erken seçime gidersek ve MHP bu erken seçime Devlet Bahçeli önderliğinde girerse, seçim sloganı olarak kendilerine önerim, başlığımda mevcuttur: Darbeden yana, vatandan beri, işte Devlet Bahçeli!
Milliyetçi Hareket Partisi, vatanperverlik ve milliyetçilik söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan bir hareket. Elbet bu hareket içerisinde vatan sevgisini yoğun yaşayan ve bu uğurda canıyla başıyla insanlar vardır ancak önderleri Bahçeli'ye baktığımızda maalesef, siyasi hırslarının, asli görevlerinin önüne geçtiğini görüyoruz.
Hamaset dışına bu ülkeye hemen hemen hiçbir şey katmamış tam aksi bu ülkeye yıllarca kaybettirmiş ancak vatan sevgisi, millet, toprak, bayrak konusunda tüm milli değerleri istismar etmiş iki köklü siyasi hareket CHP ve MHP, vatana hizmetin ve özgün olmanın ne olduğunu Ak Parti'nin hem ülkeye hem de kendilerine göstermesinden sonra, Ak Parti ile hizmette yarışmak yerine, bir ergen hasediyle Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı bitirme, böylelikle başarısızlıklarını örtme yoluna gittiler. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 17-25 Aralık Darbe Girişimlerine verdikleri destek, Paralel Örgüt'ü kılavuz seçmek gibi icraatlarına baktığımızda bunu görmek mümkün.
7 Haziran seçimleri sonrası, tek başına bir partinin iktidar olması mümkün olmayınca önümüze iki seçenek çıktı: Erken seçim yahut koalisyon. Ancak mevcut muhalefet, ne erken seçime yanaştı ne de koalisyon seçeneklerine yanaştı. Koalisyon konusunda CHP, 28 Şubat Darbesi kararlarını şart olarak öne sürdü. MHP ise 17-25 Aralık Darbe Girişimi'ni şart olarak öne sürdü. Geçmişteki darbeden yana tavırlarını bildiğimiz bu iki hareketin yeniden darbe şartları öne sürmesi darbe severlikleri açısından oldukça tutarlı ancak yeni Türkiye için böyle bir şey söz konusu değil biiznillah.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Devlet Bahçeli ile yaptığı koalisyon görüşmesi sonrası Bahçeli'nin, alternatif seçenekler olan seçim koalisyonu, azınlık hükümeti desteğini de kabul etmeyeceğini söylediğini açıkladı. Ayrıca Bahçeli, erken seçime de destek vermeyeceklerini ifade etmiş.
Türkiye tarihi göz önünde bulundurulursa, bu ülkeye ve bu ülke halkına demokrasiden sağlık hizmetine kadar her alanda en iyi hizmeti getiren Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki Ak Parti hareketinin önünü, e-muhtıra, Cumhuriyet Mitingleri, parti kapatma davaları, Gezi darbe girişimi, 17-25 Aralık Darbe girişimi, Paralel Örgüt darbe girişimi son olarak PKK terörü ile kesmeye kalkan, Paralel Örgüt, İran, Suriye ve Almanya'dan medet uman MHP ve CHP resmine baktığımızda kendileri adına bizler utanç duyuyoruz.
Ülkede terör varken, kaos yaşanması istenirken, PKK saldırılarını arttırmış askeri ve polisi ve hatta sivilleri katlederken, yıllar yılı vatan sevgisi ve milliyetçilik payesinden beslenen MHP'nin, Bahçeli'nin, tümüyle zıt kutbu olan sol hareketler, HDP ve PKK'ye sırf siyasi hırsları yüzünden pas verdiğini görmek, ciddi anlamda züldür, ve bu ülke bunu unutmayacaktır.
Siyasi hırs gözlerini kör etmiş, şartlara göre konum alma yetisinden uzak, dik kafalılığı istikrar zanneden, siyasi hamle yeteneği körelmiş bir hareket olarak MHP, tarihe bu ülkeye en büyük ihaneti eden Paralel Örgüt'ün gemisine binen, bir süredir terör örgütü lehine sol hareketlerle birlikte çalışanlarla aynı safta durmuş olan bir hareket olarak geçecek.
Oradan birilerinin “Ama Oslo'yu Ak Parti istedi, Öcalan ile siz görüştünüz…” dediğini duyar gibiyim. Oslo, Çözüm Süreci, Öcalan ile görüşme… bunların hepsi olması gerekenlerdi. Bu ülkede vatanı sevmek, vatana hizmet etmek, kurt işareti yapıp slogan atmakla olmuyor efendiler, bu ülkenin kanayan yarasını sarmakla oluyor. Kürt vatandaşlara eşit haklar vermekle oluyor, terörü önlemekle oluyor. Vicdanı rahatlatmakla oluyor, Oslo ve Çözüm Süreci, bu ülkede yıllarca akan kanın ve sızlayan vicdanların iyileştirilmesi için olması gerektiği gibi yapılmıştır, bu konuda vicdanlar oldukça rahat. Vicdanı rahatsız olması gereken varsa onlar çözümü sabote edenler, çözümün muhatabı olduğu halde, Meclis'e girdiği halde terör seçeneğini tercih edenler, Kürtlere ihanet edenlerdir. Çözüm'ü sabote eden HDP ve uzantısı PKK, Esed'in, Merkel'in aklıyla tüm kazanımları kaybettirdiyse bu kendi vahimlikleridir, Ak Parti hükümetini bu konuda zerre kadar hatalı değildir, iyi niyeti suiistimal edenlerin faturası Ak Parti'ye kesilemez.
Merkel'in itme aklı, Esed'in kakma aklıyla başı kesik tavuk gibi oradan oraya saldıran; Kandil, İmralı, PYD, HDP, KCK zigzaglarında kaybolan, herhangi bir stratejisi olmayan, serhildan çağrısına cevap alamamış varlığını teröre bağlamış ve “terör biterse ben biterim” diyen ve aslında bitmeye yönelmiş bir PKK saldırısı sırasında, varlığını teröre bağlamış zannediyorum “terör biterse ben de biterim” endişesi yaşayan Bahçeli'nin, şu acılı günlerde pozisyon olarak PKK ile aynı içsel duruma düştüğünü izlemekteyiz. Darbe yanlısı tutumu nedeniyle de PKK ile aynı safta durduğuna şahit olduğumuz Bahçeli'ye, yeni genel seçimlerde “Darbeden yana, vatandan beri, işte Devlet Bahçeli” sloganıyla seslenileceğini, terör nedeniyle belki oylarım yükselir planıyla hareket ettiğini hatırlatacak bir tabanın olduğunu, bunun da böylelikle kayda geçeceğini hatırlatırım.
#darbeler
#devler bahçeli
#osma süreci
#çözüm süreci
٪d سنوات قبل
Darbeden yana, vatandan beri, işte Devlet Bahçeli
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’
