|
Güneydeki sevdikleri ülke Aksa'ya saldırdı
Henüz eylül ayının başındayız, New York'ta bulunan Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'ne, Filistin bayrağı asılması tasarısı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yapılan oylamada, 119 ülkenin 'evet' oyu vermesi ile kabul edildi.

Eylül ayı son bulmadan İsrail, Filistinliler üzerindeki baskı ve zulmünü arttırdı.

Geçtiğimiz kasım ayında, İsrail askerleri yine Aksa'ya saldırmış, mihrabı çiğnemiş, saldırılarda plastik mermi kullanmıştı. Çok sayıda insan yaralanmış ve tutuklanmıştı.

Geçtiğimiz hafta, Yahudilerin "Roş Aşana" tatili nedeniyle yaklaşık 50 Yahudi yerleşimci Mescid-i Aksa'ya girmişti. Yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'ya alınmasını protesto eden ve içeri girmek isteyen Filistinlilere İsrail askerleri ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle müdahale etmişti. Müdahale sırasında aralarında kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi de yaralanmıştı.

İsrailoğlulları, bir millet olarak tarihsel süreçte çokça gazaba ve sürgüne muhatap oldukları için, bir arada kalma güdüsüyle ve dayanışma ihtiyacıyla ortaya koydukları çok sayıda dini bayrama (?) sahiptir. “Roş Aşana” da bunlardan biri… Hatta af günlerinden biri, Allah'tan af diledikleri bir günde kutsal bir mabede saldıracak kadar dindar bir kitleden bahsediyoruz. Sırf din(?) uğuruna, yarım asırdır mütemadiyen insanlığa zulmeden bir dindarlıktan (?) bahsediyoruz.

Ancak bu dindarlığın (?) kendisi dışındaki hiçbir inanca/dine saygısı yok. Nitekim buna bağlı olarak, daha evvel de benzer uygulamalar yapıldığı gibi yine bu kez de İsrail polisi, cuma namazı için Mescid-i Aksa'ya girmek isteyen erkeklere yaş sınırlaması getirecek. Çünkü zalim olmak bunu gerektirir. İsrail radyosunun haberine göre Mescid-i Aksa'ya namaz kılmak amacıyla girmek isteyen 40 yaşın altındaki erkeklere sınırlama gelecek.

İsrail yaptırımları bunlarla da sınırlı değil.

İsrail'in Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, İsrail Adalet Bakanı Ayalet Şakel ve Refah Bakanı Haim Katz tarafından hazırlanan yasa tasarısında, taş atan Filistinli çocukların anne ve babalarına yüksek miktarda para cezası verilecek. Buna ek olarak Filistinli çocuklara verilen cezalar da artırılacak. Tabi eğer o çocuklar öldürülmezse… Zira İsrail Başbakanı Netanyahu yasa tasarısı öncesi polise, “taş atanları vur emri" vermişti.

Filistinlilere yönelik zulüm yalnızca İsrail'den gelmiyor elbet. Kısmen İsrail için yapılan darbe sonrası Mısır'da yönetime gelen diktatör Abdulfettah Sisi, Gazze sınırındaki tünelleri yıkmak için tünellere deniz suyu pompalamaya başladı. Ki o tüneller Gazze'nin soluk borusu, nefes alanı… Sisi, Gazze'yi boğmak için adım atıyor.

İsrail bu, yalnızca işgal ettiği sınırlar içerisindeki Filistinlilere zulmetmek ona yetmiyor. İsrail, şuan Oxford Üniversitesi'nde okuyan Gazzeli Rawan Yaghi'nin iki yıldır Gazze'ye girmesine izin vermiyor. Rawan, iki yıldır ailesini göremiyor. Düşünün, devreye giren İngiltere bile İsrail'i ikna edemiyor. Oysa, Filistin'e gelip İsrail'i kurduran İngiltere idi. İsrail2in eski sahibi bile iyice azgınlaşmış olan İsrail'e söz geçiremiyor.

İsrail zulmüne örnek gösterilecek daha çok işgal öyküsü var, yığınla öykü bu köşeye sığmaz…

İsrail'in saldırganlığının gerekçe olarak gösterdiği temel argüman “güvenlik”. Güvenlik endişesi dahilinde yapmadığını bırakmıyor. Kendisine dokunanı, yaklaşanı imha etmekten geri durmuyor. Daha kötüsü bunu temel bir hak olarak görüyor. Tam bir esfele safilin ahlâkı…

İsrail mevzusuna dair bir şey söylediğinizde şansınız yoksa “Ama Filistinliler de onlara toprak sattı…” diye geveleyen bazı akl-ı evvellere rastlayabilirsiniz. Toprak satmanın arka planı farklı olsa da, velev ki toprak sattılar, İsrail'in bunu yapması mı gerekir? Ama işte bazıları “zalimi seviyorum” diyemez de, zulme bahane bulur.

Kur'ân-ı Kerim'de Allah (CC) tüm Yahudilerden değil ama habis fiilleri olan Yahudilerden bahsederken, habis fiillerinin sözlerinde durmamak, seçilmiş/üstün olduklarını iddia etmek, Allah'ın kendilerini kayırdığı sanrısıyla hareket etmek olduğunu ifade eder.

Bizimkilerde de böyle sanrılar var, İsrail'e çok benziyorlar. Zulümden beri olan Yahudilerden beri olarak zalimleşen Yahudilere benziyorlar. Sözlerinde durmuyorlar, en ufak eleştiri yapsanız Allah'ın kendilerini kayırıp, eleştiri yapanı helâk edeceğini iddia ediyorlar. Kendilerine dokunanı yakmaya kalkıyorlar. Zulmü alkışlıyorlar, zalimi seviyorlar. İsrail mâbedi çiğniyor, onlar kutsalı çiğniyor. Kendi güvenlikleri dışında hiçbir şey düşünmüyorlar. Allah'ı ve peygamberi terk edip, dünyalık hırslarına “Allah'ın emri, Peygamber (SAV)'in sünneti” kılıfı uyduruyorlar, fetva veriyorlar. Bilmem belki de güneydeki ülkeyi bu yüzden bu kadar seviyorlar. Çünkü gerçekten ahlâken çok benziyorlar.
Güneydeki sevdikleri ülke Aksa'ya saldırırken, mabedi çiğnerken, onlar da her türlü hukuku çiğniyorlar.
#cemile bayraktar
#cemile bayraktar yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
Güneydeki sevdikleri ülke Aksa'ya saldırdı
Türkiye’nin acısı bizim de acımızdır
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir