|
HDP seçime silahla mı girecek?
Olağanüstü gelişmeler ışığında bir seçime doğru gidiyoruz…

Varlık savaşı veren, daha doğrusu Türkiye için bir seçim süreci değil de kendileriyle ilgili hayatta kalma mücadelesi veren muhalefet partilerinin ilkelerini, etiği, istikrarlarını, çizgilerini tamamen kaybettiği bir süreci de dehşet içerisinde izliyoruz.

Saadet Partisi, paralel taife peşinde kirli ittifaklar ile Necmettin Erbakan'ın kemiklerini sızlatıyor. 28 Şubat günlerini daha onurlu bulduğunu ifade ediyor; kendileri adına bizler utanıyoruz.

BBP, tarlalarını sürdürmek için paralel taifenin karasabanına talip olmuş durumda…

MHP, içerisinde HDP'ye oy isteyenlerin olduğu içsel kaos sürecinde.

CHP, anadilde eğitim konusunda görüşü merak edilen Kılıçdaroğlu'nun “Buna pedagoglar karar versin.” diyebilen bir genel başkanın yükünü taşımakla meşgul.

HDP, Diyânet'i, din derslerini kaldırmak, eşcinsel evliliklerini savunmak gibi İslam karşıtı ne kadar seçim vaadi varsa ortaya döküyor.

Paralel taife, açık seçik HDP için oy istiyor. Ama aynı paraleller, Öcalan ile görüşenlere de “hain” diyor.

Muhalefet varlık savaşı verirken ortalık tam olarak çarşamba pazarına dönmüş durumda. Bu muhalefetin seçmenine hakarettir. Zira akl-ı selimi konuşturan bir muhalefet mevcut değil, seçim netliği olmayan bir muhalefetin Türkiye gibi bir ülke konusunda da kafasının net olduğunu düşünmüyorum.

Özetle; MHP, CHP çaresiz durumda. HDP umut olmadığı halde umutmuş gibi muamele görüyor, dahası HDP'ye Kemâl Kılıçdaroğlu'na yapılan “Gandi” muamelesi yapılıyor ama HDP silahlı… Paralel taife ise artık geri dönemeyecek kadar kirli.

Ak Parti karşıtlığı gözlerini kör etmiş muhalefetin son umudu HDP'ye biraz daha derinden bakalım isterim.

Dün Karar.com'da Elif Çakır yazmış, '
X... X.... şahıs X ilçesinin belediye meclis üyesi. İki gün önce 7 PKK'lı evini basmış. Başına silah dayamışlar. AK Parti aleyhine basın açıklaması yaparak meclis üyeliğinden istifa etmesini istemişler. Daha doğrusu yazılı bir metin bırakmışlar önüne. Ben istifa etmem, öldürün beni, dediğinde ise dedikleri yapılmadığı, şikayette bulunduğu takdirde eşini, çocuklarını öldüreceklerini, sadece eşini ve çocuklarını değil yakın akrabalarına zarar vereceklerini söylemişler.”

Star Gazetesi'nden Kemâl Gümüş'ün hazırladığı haber ise şöyle: “
HDP önce kent ve kırsaldaki vatandaşların seçim bilgilerini topladı. Tespit edilen seçmenler, bir HDP'li, iki YDG-H militanı olmaz üzere toplam 3 kişi tarafından gece saatlerinde ziyaret ediliyor. Eve ziyarete giden ekip, ailede kaç kişinin oy kullanacağını ve hangi numaralı sandıkta oy verileceğine dair bilgileri aktarıyor. TC Kimlik numarasına varıncaya kadar bilgileri okunan seçmenden oy kullandığı sandıktan HDP dışında başka bir partiden oy çıkması halinde cezalandırılacağı tehdidinde bulunuyor
.”

Ak Parti'ye baktığımızda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun şu ifadeleri kullandığını görüyoruz: “
Karşımızda artık 3 legal parti, 3 tane de paralel çete var. CHP, HDP, MHP, Pennsylvania, Kandil, DHKP-C... Ve bunların arkasında da destekçi olarak, işadamı örgütleri...

Toplu bir halde, içli dışlı bir halde voltranı oluşturan muhalefetin, kirli birliktelik ve ilkesizlik tavrına karşı, Ak Parti tüm vekil adayları, kurmayları, genel başkanı ile en çok miting yapan parti olmayı, sahici vaatlerini ifade etmeyi sürdürüyor.

Nihal Bengisu Karaca'nın röportaj yaptığı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun HDP hakkındaki ifadeleri çok mühim, İslam karşıtı seçim vaadi, kirli ittifak, silah tehdidi yanında kendi içsel kaosunu yaşayan HDP'nin vahim durumunu net bir şekilde ortaya koyuyor: “
HDP'nin çözüm süreciyle ilgili esnek ve iyimser bir ortam oluşturması gerekirken, neredeyse İmralı'dan gelen mesajları sabote eden bir tavır sergilediler. Bu tetiklemeyle, silahsızlanma kongresi toplanmadı. Bir de usulle esası ayırt etmek lazım. Silahsızlanma esasla ilgili bir konu. Çözüme gidiyorsak silahı bırakacaklar. Ama İzleme Komitesi usulle ilgili... İzleme Komitesi (İmralı'ya) gider/gitmez, oturulur, tekrar konuşulur. Ama niyeti gösterecek şey silahsızlanmadır.

Mevzuyu, yani PKK'nin seçmeni tehdit ettiğini AK Parti Milletvekili Bülent Gedikli bir televizyon programında ifade etti, yayına bağlanan Sırrı Süreyya Önder ise, “Konuşma lan” gibi tehditvâri bir üslupla yanıtladı eleştirileri. Ekranda “Konuşma lan” diye bağıran siyasetçinin, dağda, köyde silahla insan tehdit eden örgütü olur elbet.

Türkiye bir seçime doğru daha giderken, demokrasiden dem vuran, özgürlükten dem vuran ama aynı zamanda silahı arkasında hazır tutan, silahla seçmeni tehdit eden bir HDP, bir Demirtaş, artık karar vermeli, seçime sandıkla mı gidecek, yoksa silahla mı? Bu soruyu cevapladıktan sonra “baraj” mevzusuna da geliriz elbet.


#hdp
#seçimler
#Bülent Gedikli
9 yıl önce
HDP seçime silahla mı girecek?
Türkiye-Rusya arasında Tahran arabuluculuğu!
Wikileaks sonrası dünya: "Serseri mayın"
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…