Geçen asrın son çeyreğinden bu yana artan hızla etkisini gösteren küresellik eğilimi, bir yandan ülkeler arasında işbirliği ve dayanışma imkanlarını artırırken diğer yandan ülkeleri belli sorunların üstesinden gelmek için ortak çalışmaya mecbur etmektedir.
Soğuk Savaş yıllarında aralarında hiçbir ilişkinin bulunmadığı, düşmanlık ve husumete dayalı ilişkilerin egemen olduğu, ülkeler arasında kalın duvarların örülü olduğu bir dünya söz konusuydu. Bugünse giderek artan eğilimde bir işbirliği ve ortak çalışma alanları oluşmakta, sorunların üzerinden gelebilmek için ortak çözümler üretilebilmektedir.
Küreselleşme döneminin işbirliği ve ortak çalışma eğilimlerinin belirgin şekilde artmış olmasının en somut göstergesi ülkeler arasında bölgesel ve küresel nitelikli organizasyonların artmış olmasıdır. Gerçekten de Soğuk Savaş dönemiyle kıyaslandığında hayatın hemen hemen her alanında bölgesel ve küresel düzeyde çok sayıda kuruluş doğmuştur. Hayatın her alanında bütünleşme çabası içerisinde olan Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği bünyesi içinde pek çok bölgesel organizasyon oluşturmuş ve ortak standartlar temelinde bütünleşmenin çabası içerisinde bulunmaktadır. Ekonomik alanda başlayan bütünleşme gayretleri kültür, siyaset, mali konular, çalışma dünyası, spor ve diğer tüm alanlara sirayet etmiştir. Bu bütünleşme sürecinin aradan geçen yarım asırdan fazla zaman içinde önemli aşamalar kat ettiği ve belli başarılar kazandığı açıktır.
Soğuk Savaş sonrasının dünyasında bölgesel ve bölgealtı nitelikte işbirliği ve dayanışma gayretlerinin artış göstereceğini zamanında tahmin etmiş olan Türkiye, hatırlanacağı gibi, merhum Turgut Özal''ın girişimleriyle Karadeniz''in etrafındaki ülkeleri içine alan KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ (KEİ, BSEC) adıyla bir organizasyonun kuruluşu için öncülük yapmış ve bölge ülkeleri arasında çeşitli alanlarda işbirliğine yönelik örgütler kurmuştur. Ekonomi, bankacılık, telekomünikasyon, spor, siyaset, kültür gibi alanlarda bu bünye içinde ortak adımlar atılmış, belli alanlarda azımsanmayacak başarılar elde edilmiş, belli konularda ise projelerin yürürlüğe konulması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Şimdi KEİ bünyesi içinde radyo ve televizyon yayıncılığı alanında işbirliği ve ortak çalışma için önemli bir adım atılmıştır. KEİ üyesi ülkelerin radyo ve televizyon yayıncılığını düzenlemek ve denetlemekle sorumlu otoriteler, Türkiye''nin bu konudaki otoritesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)''nun inisiyatifi ve gayretleriyle KARADENİZ YAYINCILIK DÜZENLEYİCİ OTORİTELER FORUMU (BSEF) adıyla yeni bir organizasyonu hayata geçirmiş bulunmaktadırlar.
Geçen yıl haziran ayında İstanbul''da gerçekleştirilen Forum''un kuruluş toplantısında ilan edilen deklarasyonla kuruluşu duyurulan organizasyon''un geçen hafta Antalya''da yapılan ikinci toplantısında Kuruluş Sözleşmesi kabul edilerek organizasyonun yapısı netleşmiştir. Kabul edilen sözleşmeye göre radyo ve televizyon yayıncılığı konusunda görüş alış verişinde bulunmak, ortak sorunlara çözümler üretmek, işbirliği ve dayanışmayı geliştirmek, karşılıklı bilgi alış verişini güçlendirmek amacıyla KEİ üyesi ülkelerin yayın otoriteleri arasında bir Forum oluşturulmuştur. Forum her yıl üye ülkelerden birinde düzenleyici otorite başkanlarının katılımı ile toplanacak, tavsiye niteliğindeki kararların uygulanmasını sekreterlik takip edecek, belli konularda uzmanlık ve çalışma grupları oluşturulabilecek, yayıncılığa ilişkin sorunların konuşulduğu ortak bir zemin haline getirilecektir.
Bölge ülkeleri arasında işbirliği ve ortak çalışmanın gerekli olduğu alanların başında elbette radyo ve televizyon yayıncılığı gelmektedir. Zira küreselliğin taşıyıcı unsurların başında gelen ses, görüntü ve hareketlerin anında bir yerden bir başka yere nakline imkan veren yeni elektronik teknolojinin kendisini gösterdiği alanların başında radyo ve televizyon yayıncılığı gelmektedir. Artık ulusal sınırlara hapsolmuş bir yayıncılık söz konusu değildir ve seyirciler için geniş bir tercih imkanı oluşmuştur. Bütün ulusal yayınlar bölgedeki diğer ülkeleri şu veya bu biçimde etkilemektedir. Evlerimize gelen kablo, uydu ve internet gibi yeni araçlarla çok sayıda radyo ve televizyon yayını alınabilmektedir. Bu yayınların içerik olarak pek çok mahzurlu yayın içermesi mücadele edilmesi önemli bir sorundur. Ayrıca sağlıklı bir yayının alınabilmesi için de enterferansların önlenmesi ve makul düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Dahası ülkeler arasında sınırların kalkmakta olduğu dünyada düşmanlıkları artıracak değil dostluk ve barışı önceleyecek bir yayın politikası da hayati değerdedir. Sektörün niteliğinden ve teknolojik gelişmelerden kaynaklanan sorunların çözümü ancak işbirliği ve ortak çalışmalarla mümkündür. Karadeniz Forumu, kısaca bu ihtiyaçtan doğmuş önemli bir adımdır.
Önümüzdeki dönemde radyo ve televizyon yayıncılığı alanında önemli faaliyetlere imza atacağını beklediğimiz Karadeniz Forumu''nun kuruşuna katkıda bulunan tüm taraflara, RTÜK Uluslararası İlişkiler Dairesi''ndeki görevlilere, tüm Üst Kurul çalışanlarına, destek ve yardımlarını esirgemeyen devlet görevlilerine teşekkür ediyor bölge için hayırlı olmasını diliyoruz.
