|
Test ve sınav sistemi öğrencilere ne kazandırıyor?

Okullar tatile girdi, sınav mevsimi geçildi, henüz sınav sonuçları açıklanmadığından sisteme ilişkin bir tartışma için uygun bir zaman değil. Ne zamanki ÖSS sonuçları açıklanır, üniversiteye yerleştirme müracaatları alınmaya başlar, öğrencilerin büyük çoğunluğu istedikleri yerlere giremez ve bir hayal kırıklığı ortalığı kaplarsa o zaman eğitime, sisteme ve mevcut düzene ilişkin eleştiri ve itirazlar biraz daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanır.

Şu anda eğitime ilişkin sorunları tartışmak için hiç de uygun bir zaman değil. Ancak ben buna rağmen eğitim sistemine ilişkin önemli bir gerçekliğe ve sorun olma niteliğine dikkat çekmek istiyorum. Belki yazın sıcaklarına ve gündemine pek uygun değilse de hayatın önemli bir gerçeğidir ve bu konu üzerinde daha çok düşünmemiz gerektiği ortadadır.

İki hafta önce üniversite sınavına giren kızım, sınavdan sonra sınava hazırlanırken kullandığı kitap, dergi ve diğer materyalleri ne yapacağını sorduğunda üzerinde çalışılmış, soruların şıkları işaretlenmiş ve sayfalarında çeşitli işlemler yapılmış kaynakları yeniden kullanmanın mümkün olmadığına dikkat çekerek “herhalde bunları yeniden kullanmak imkansız olduğuna göre toparlayıp değerlendirmek için kağıt, gazete, kitap gibi malzemeleri alanlara vermemiz gerekir” diye cevap verdik. Kendisi de bu söylediğimizi makul görünce “öyle ise onları toparlayayım” diyerek işe girişti.

Bir iki gün sonra toparladığı kitap, dergi ve kaynakları bir yere yığdığında şaşırmamak mümkün değildi. Abartmadan söyleyebilirim ki bir küçük kütüphaneyi dolduracak kadar zengin bir malzeme ortada idi. Biraz şaşkınlıkla, biraz da muzipçe “kızım sen üniversiteye hazırlanırken bu kitap ve dergilerin hepsini okudun mu yoksa?” diye sorduğumda kızım buraya dahil etmediklerinin de olduğunu ilave etti. Gerçekten de öyle; ders kitapları, okuldaki normal eğitim malzemeleri ve diğer kitapları da buna ilave edilebilirdi. Bunlar doğrudan üniversite sınavıyla ilgili olmasa da aslında sınava yönelikti.

Bu kitap ve dergi yığınını karşısına geçip şunu düşündüm: bu kadar kitap ve dergi ve diğer malzemeyi okuyan, binlerce test sorusu çözen, soruların cevapları arasından en uygun olanını belirlemeye çalışan öğrencilerin bilgi düzeyleri ne kadar artmıştır, nasıl bir alışkanlık edinmişlerdir, davranışlarında ne tür iyi yönde değişiklikler olmuştur, ne tür kabiliyetleri gelişmiş ve yeni davranışlar kazanmışlardır?

Eğitim tanımı gereği bir tavır, alışkanlık ve davranışların değişimi süreci değil midir? Yapıp edilenler çocukların alışkanlıklarını değiştirmeyecek, kabiliyetlerini ortaya çıkarmayacak, yeni alışkanlık ve davranışlar kazandırmayacaksa bu sürece eğitim denebilir mi? Az önce verdiğim örnekte üniversite sınavı için bir kütüphane dolusu kitap ve dergi okuyan, binlerce test sorusunu çözen öğrencilerin ne kazandıkları, ne tür kabiliyetlerinin geliştiği, davranışlarında hangi tür gelişmelerin olduğu cevaplanması gereken temel sorular değil mi?

Burada dikkat çekmeye çalıştığımız üniversite sınavı sadece bir örnektir. İlköğretimde, lisede, üniversitede ve üniversite sonrasında bütün geçişler benzer sınavlara dayandırılmış durumda olup öğrenciler artık eğitilmiyor sadece test çözme tekniği kazanmaya çalışıyorlar. Testleri sağlıklı çözebilen en makbul, en iyi, en başarılı ve en takdir edilen öğrenci olmaktadır. Bu öğrencinin ne alışkanlıkları, ne kabiliyetleri, ne davranışları ne de terbiyesi sorgulanmaktadır. Böyle bir eğitim sürecine gerçek anlamda eğitim demenin ne kadar doğru bir tanımlama olduğu tartışılması gereken bir konu olmalıdır.

Yıllardır eğitim sistemimizin öğrencileri ezberciliğe yöneltmesi, hayat boyunca hiç kullanmayacağı gereksiz bir sürü bilgi edinmesini sağlaması, hayata hazırlamaması hep eleştiri konusu olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı''nın son birkaç yılda gerçekleştirdiği müfredat değişikliği kapsamında yapılan “eğitim reformu” henüz anlaşılabilmiş değilse de sonuçlarının önümüzdeki yıllarda görüleceğini umuyoruz. Yeni yönelişte öğrencilerin bilgi iletişim teknolojileriyle tanışması ve bilgi edinmenin yollarını öğrenmesi amaçlanmıştır. Ne var ki bu test furyası, teste dayalı sınav sistemi, başarıyı ölçme kriterleri değişmedikçe bu değişikliklerin de bir anlamı kalmayacaktır. Toplumun büyük kesiminin bir biçimde yaşadığı bu sınav ve test çılgınlığının masaya yatırılması ve makul bir sistemin geliştirilmesi zamanı geldi de geçiyor bile…

15 yıl önce
Test ve sınav sistemi öğrencilere ne kazandırıyor?
Biz kendimize yenildik…
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü