|
Beni gözyaşlarından yoksun bırakır mısın ey sevgili!

Cehennemin olmasaydı kulların SENden korkarlardı. Onları korkutan bir cehennem var oysa. Cehennemin.

Derileri kavuran bir ateş üstelik. Ateşin.

Yüreğe işleyen... yakıcı... kavurucu...

Ateşler...

Sönmek bilmez ateşler...

Başlarında bir de zebaniler...

Sert ve güçlü, asık yüzlü, çatık kaşlı zebaniler...

* * *

Bir de rahmet var.

Var değil mi?

Olmalı.

Rahmetin. Affın. Bağışlayıcılığın. Şefkatin.

Öyle öğretildi, asıl mazlumu, yoksulu, yetimi, düşkünü sararmış rahmetin.

Şefkatin asıl günahların alacakaranlığında boğulanları kucaklarmış.

Ey sevgili, o ateşi söndürmez mi senin mehabbetin... rahmetin... şefkatin?

Yoksunlarını, yoksullarını hiç mi görmezsin, gözetmezsin?

Senden yoksun olanın o kahrolası yoksunluğundan daha büyük bir ceza mı var!

Yoksunluğun ateşinde yananı başka hangi ateş korkutur! Korkutur mu?

Yüreği yanan, derilerinin yanmasına niçin aldırsın! Aldırır mı?

* * *

Senden korkan ey sevgili, cehenneminden nasıl korksun! Korkar mı?

Senden, yani gözyaşlarından...

Gözyaşların, o kahırlı, o amansız âteşi söndürmez mi?

Beni orada yakacak olan ateşi değil, burada da yakan, saran, kavuran ateşi.

Beni, yani divaneni...

Gözyaşlarınla yıkanmak için kendini ateşlere salan meczubunu...

Yetimini...

Kızıp da kovmasaydın dergâhından, yeryüzünün çamuruyla aslâ kirlenmeyecek olanı...

* * *

Adalet, elbette dersini çalışanlar için. Uslu öğrenciler için. Görevlerini kelimesine kelimesine yapanlar, amellerine titizlenenler için.

Hesaba çekilmeliler. En hassas terazilerde tartılmalı amelleri. Kıl kadar haksızlık görmemeliler.

Zerre miktarı iyilik yapan o iyiliğin karşılığını bulmalı; zerre miktarı kötülük yapan da o kötülüğün karşılığını...

Vaad verilmiş bir kere! Haklarında adaletle hükmolunmalı. Amel defterlerine dikkatlice bakılmalı, iyiliklerine iyilikleri kadarınca mükâfat verilmeli. İyi. Pekiyi.

İnsafla. Adaletle.

O hâlde vaadinde dur ey sevgili!

Sözünde dur, ne söz vermişsen o sözü yerine getir!

Vaadini.

Çalışkan kullarına. Akıllı, uslu, düzenli, titiz kullarına.

Bilirim, sen vaadinden dönmezsin, vaadini yerine getirirsin.

Çalışkan kulların ne istiyorlarsa, onu bulmalılar nezdinde.

Yemyeşil bahçeleri... kocaman köşkleri... hem de ırmaklar kenarında... meyve ağaçlarının altında... sevgilileri... gözün görmediği, kulağın işitmediği nimetleri....

İstediklerini. Tümüyle değil hem de, fazlasıyla.

Fazlına yakışır. Haşmet ve azametine.

* * *

Peki ey sevgili, vaadin gibi, vaîdini de mutlaka tutar mısın, tutacak mısın?

Vaîdini, yani gerçekleşeceğini haber verdiğin mükâfat sözünü değil, ceza sözünü...

Varlığa getiren sensin! Toprağıma ruhundan üfleyen.

Sevmeseydin varlık verir miydin? Varlığını arzulamasaydın karşına alır mıydın?

Beni. İnsanı.

Seni.

Hiç kuşku yok ki rahmetin, mehabbetinin alâmeti. Mehabbetin olmasaydı, rahmetin de olmazdı, şefkatin de.

Adaletinle muamele etmen için sevmen gerekmez. Kıldan ince, kılıçtan keskin o adaletin, mehabbetinin değil, zâtının gereği.

* * *

Bilmez miyim, kendilerinden razı olmadıklarına dahî âdilsindir ey sevgili.

Peki kendilerinden razı olmadıklarına karşı merhametli değil misin?

Ben bile bilirim, öylesindir! Fakat "âlimlerinden" duydum, diyorlar ki: Bir tek burada öyle. Sadece yeryüzünde.

Vaazlarında senin Rahman sıfatını dünyayla sınırlandırıyorlar; Rahim sıfatını ise ahiretle. Rahman sıfatınla, dünyada müslüman-kâfir demez, her kuluna merhamet edermişsin. Buna mukabil Rahim sıfatınla rahmetini daraltıp sadece kullarının bir kısmına rahmedermişsin!

* * *

Ey sevgili, sınıfı geçemeyenleri, orada, öte dünyada gözyaşlarından yoksun mu edeceksin? Burada sınırlamadığın rahmetini, orada mı sınırlayacaksın?

Senden adalet isteyenlere, kendilerine ve amellerine güvenenlere adaletinle muamele et!

Bu meczubun ise sadece rahmetine talib. Lütfen ona rahmetinle muamele et!

Rahmetinle, yani gözyaşlarınla...

Yoksunlarınla, yoksullarınla birlikte. Burada değil sadece, orada da.

Ateşinle değil, kamçınla değil, bizzat gözyaşlarınla arındır onu.

Bir baba gibi değil. Bir anne gibi. Annelerimiz gibi.

16 yıl önce
Beni gözyaşlarından yoksun bırakır mısın ey sevgili!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’